Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ankara İl Başkanı Fatih Çetinkaya, Ankara’da kentsel dönüşüme uğrayacak bazı alanların rantsal dönüşüm kurbanı olacağını söyledi. Çetinkaya, kentsel dönüşümün Ankara’nın doğal güzelliklerini, tarım arazilerini ve su havzalarını etkileyeceğini ifade etti.

MHP Ankara İl Başkanı Fatih Çetinkaya, MHP İl Başkanlığı’nda Ankara’daki kentsel dönüşümle ilgili basın toplantısı düzenledi. Çetinkaya, yangından mal kaçırırcasına Bakanlar Kurulu’ndan karar çıkarılarak Ankara’nın geleceğini ipotek altına almak isteyen uygulamaları anlatacaklarını söyledi. Çetinkaya, 23 Haziran 2015 tarih ve 29395 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararları ile Çankaya, Mamak, Etimesgut ve Gölbaşı ilçelerinde kentsel dönüşüm başlatılmasına karar verildiğini ifade etti. Dönüşümün başlatılacağı mahalleler arasında Çayyolu Mahallesi, Yakubabdal Mahallesi, Mühye Mahallesi, Karataş Mahallesi, İmrahor Mahallesi, Hallaçlı Mahallesi, Çayırlı Mahallesi, Velihimmetli Mahallesi ve Fevziye Mahallesi bulunduğunu aktaran Çetinkaya, şunları söyledi: “Milliyetçi Hareket Partisi olarak sağlıklı bir kentsel dönüşüme asla karşı değiliz. Çankaya, Yenimahalle, Keçiören, Mamak gibi metropol ilçelerimizde mukim yapılar, mevcut durumları ile tehlike arz etmektedir. Yetkililerin de ifade ettiği gibi bu hali ile şehrimiz, afet riski ile karşı karşıyadır. Ancak şu hususu belirtmemiz zaruridir. Kentsel dönüşümün halihazırda uygulandığı şekli ile boş ve yerleşim bulunmayan ücra bölgelerde yapılmasının şehrimiz adına hiçbir kıymeti yoktur. Bahse konu olan bu 4 ilçe ve 8 etap halinde, saydığımız esasların hiçbirinin olmayışı, kamuoyu vicdanında ve duyarlı zihinlerde, neden bu alanların tercih edildiği noktasında dev bir soru işareti oluşturmaktadır.”

“BİN 400 HALI SAHA BÜYÜKLÜĞÜNDE”

Kentsel dönüşüme konu olan alanlardan birisi Çankaya ve Mamak ilçe sınırlarını kapsayan Karataş-Mühye-İmrahor hattını kapsayan alan olduğunu söyleyen Çetinkaya, “İmrahor-Mühye-Karataş bölgesinde kentsel dönüşüm ilan edilen alanın toplam büyüklüğü 678 hektardır. Yani 6 milyon 787 bin metrekare. Kabaca ölçeklendirecek olursak yaklaşık 1400 futbol sahası büyüklüğünde. Hal böyle iken, 678 hektarlık bu devasa alanın içerisinde şu an mevcut bulunan yapısal alan sadece 35 hektarla sınırlıdır. 678 hektarlık koca bir alanın sadece 35 hektarında kent izlerine rastlıyoruz. O zaman neyi dönüştürüyorsunuz, niye dönüştürüyorsunuz?” şeklinde konuştu.

“ÜZERİNDE HİÇBİR YAPILAŞMA EMARESİ OLMAYAN BOŞ ALAN MİKTARI 29 MİLYON METREKARE”

4 ilçe ve 8 etap halindeki alanın genel toplamı değerlendirmelerinin sonuçlarını paylaşan Çetinkaya, şu ifadeleri kullandı :”Kentsel dönüşüm yapılacak toplam alan: 2 bin 956 Hektar (29 milyon 560 bin metrekare), an itibariyle kentsel diye nitelenebilecek bina alanı: 37.47 Hektar (374 bin 700 metrekare). Son tahlilde toplam alandan, yapılaşma olan alanı çıkardığımızda, üzerinde hiçbir yapılaşma emaresi olmayan boş alan miktarı 29 milyon 185 bin 300 metrekare olarak karşımıza çıkıyor. Küçücük bir lokomotifin ardına bağlanmış milyonlarca vagondan bahsediyoruz burada. Sizin iştahınızı kabartan, ağzınızı sulandıran, gözünüzü karartan bu alanlar Ankara’mızın hava koridorları, doğal zenginlikleri. Kentsel dönüşüm maskesi altında yapılaşmaya açtığınız bu alanlar geleceğimize miras bırakacağımız tabii güzelliklerimiz. Siz, gölü gören dev kuleler dikeceksiniz diye toprağımızı betonlaştıracaksınız. Siz, İmrahor Deresinin kenarında turizm kamuflajıyla ticaret yapacaksınız diye derelerimizi katledeceksiniz.”

“BİRÇOK MAHALLEMİZ ACİLEN KENTSEL DÖNÜŞÜM MÜDAHALESİNE MUHTAÇTIR”

Yenimahalle, Keçiören, Mamak, Etimesgut ve Çankaya ilçelerinin sınırlarında bulunan birçok mahallede kentsel dönüşüm kaçınılmaz olduğunu söyleyen Çetinkaya, “Demetevler’den tutun da, Akpınar’a, Dikimevi’nin Cebeci’nin yıkılmaya yüz tutmuş binalarına varana dek birçok mahallemiz acilen kentsel dönüşüm müdahalesine muhtaçtır. Ayrıca bu alanların yüksek yoğunluklu yapılaşmaya açılmasıyla, hem çarpık kentleşmenin önü açılacak, hem de inşaat sektöründe büyük bir adaletsizliğe sebep olacaktır. Yeni kurulacak kabineyi bekleyen bir Bakanlar Kurulu’nun Ankara’mızın kaderini etkileyecek bir rantsal bölüşüme imza atması, adalet diyerek adaletsizliği, kalkınma diyerek yoksulluğu Türk insanına kader olarak görenlerin işi olsa gerekir.” açıklamasında bulundu.