Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili E. Semih Yalçın, “7 Haziran seçimleri sonrasında ortaya çıkan siyasi tıkanıklığa ve terör olaylarının tırmanmasına yol açan tablo; mimarı AKP olan sözde çözüm sürecinin ve CHP’nin de bu sürece teşne olmasının kaçınılmaz sonucudur.” dedi.

Semih Yalçın yazılı açıklamasında, hassas toplumsal dinamikleri siyasi çıkarlarına göre kaşıyarak Türkiye’yi uçurumun kenarına getiren AK Parti ve CHP’yi sorumsuz olarak niteleyerek, “Bu iki sorumsuz partinin hesapları, MHP’nin takındığı kararlı tutum karşısında bozulmuştur.” ifadesini kullandı. CHP’nin son büyük yanlışlarından birinin HDP’yi yönetenlerin PKK’lı olduğunu kabul etmeme olduğunu dile getiren MHP’li Yalçın, “HDP’yi yönetenler, bu partide milletvekili olarak yer alanlar ve parti örgütü ile PKK arasında organik bağ vardır. Bu nedenle HDP ile PKK arasına set çekilmesi ve bu partinin bölücü terör örgütüne yaptırımda bulunması söz konusu olamaz. Demirtaş’a ‘Örgütle aranıza mesafe koyun.’ demek, Kandil’e ‘PKK’ya destek vermeyin.’ demekle aynıdır. O bakımdan HDP ile onun silahlı kanadı olan PKK arasına mesafe koymasını istemek beyhudedir. İsmi lazım olmayan bir HDP milletvekilinin ‘PKK sizi tükürüğüyle boğar.’ sözü bunun bir kanıtıdır. Onların söyleminde bu gerçeği ispatlayan yüzlerce, binlerce ifade vardır. Bunun içindir ki MHP, HDP-PKK iş birliğiyle tırmanışa geçen terör olayları karşısında yargıyı harekete geçmeye çağırmıştır." görüşlerini savundu.

“TAŞNAK’IN MİSYONUNU HDP-PKK SÜRDÜRMEKTEDİR”

Yalçın devamında şunları ifade etti: “HDP’nin parlamenter demokrasinin bir parçası olacağını ve Türkiye’nin partisi gibi davranacağını sanma yanlışında AKP ve CHP birbirinden farksızdır. Ne yazık ki bu partinin Kandil’e ve bölücübaşına bağlı olduğu, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünü dinamitlemekten vazgeçmeyeceği ayan beyan ortaya çıkmıştır. HDP, 1890'da kurulan ve Osmanlı topraklarında özerk bir bölge oluşturmayı amaçlayan Ermeni Taşnak örgütüyle aynı bölücü emellere sahiptir. Taşnak’ın misyonunu HDP-PKK sürdürmektedir. HDP; gerek AKP icadı olan sözde çözüm süreci, gerekse CHP’nin tutumu yüzünden Suç ve veballerini inkâr edip yaşanan her açmaza başka sorumlu arama hastalığı, Türk siyasi hayatına arız olan illetlerdendir. Bu hastalık, Türkiye’nin meselelerine de yanlış teşhis konulmasında yol açmaktadır.”

DEMİRTAŞ VE FIRAT’A TEPKİ

Demokrasinin, suçluyu serbest bırakma, caniyi okşama rejimi olmadığını vurgulayan Semih Yalçın, “Suçlular sokağa salınarak, silahlı örgütlerle masaya oturularak toplumsal barışın sağlandığı hiçbir ülke ve coğrafya yoktur.” dedi.

Yalçın, Türkiye üzerindeki emellerinden vazgeçmeyeceği anlaşılan bölücü örgütün siyasi temsilcilerinin de MHP’yi eleştirmeye cüret ettiğini belirterek, şunları ifade etti: “HDP’nin eş başkanı Selahattin Demirtaş ve eski AKP’li yeni HDP’li Dengir Mir Mehmet Fırat, MHP’nin yargıyı göreve çağırmasına fazlasıyla içerlediklerinden, eski defterleri açarak partimize hücum etmişlerdir. Tartışmayı, 1980 Askerî Darbesi’ne zemin hazırlamak üzere küresel güçlerce kurgulanan Kahramanmaraş, Çorum ve Sivas olaylarına götürerek bunların sorumlusunun MHP olduğunu öne sürmüşlerdir. Demirtaş ve Fırat, HDP’nin pisliklerini ayaza çıkardığımız için MHP’ye saldırmaktadır. Bunların, burunlarıyla 40 yıllık geçmişi deşeleme çabası; partimize atacak çamur, yöneltecek iftira bulamamalarındandır.”

“HER GEÇEN GÜN HDP’LİLEŞEN PARTİLER”

MHP’nin dünkü sorumlu davranışının bugün de sürdüğünü kaydeden Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer bugün sokaklarda millet birbirini boğazlamıyorsa bu, MHP’nin ve camiamızın sağduyusu sayesindedir. Selahattin Demirtaş’ın, PKK’nın 30 yılı aşan sürede işlediği binlerce cinayeti ve terör eylemlerini bir kenara bırakıp MHP’yi suçlamaya kalkmasıysa meskende cürmümeşhut hâlinde yakalanan hırsızın ev sahibini suçlamasına benzemektedir. Bu arada Selo’nun HDP’siyle CHP’nin ortak strateji izlediği, iki partinin sözcülerinin sık sık aynı ağzı kullandığı da gözlerden kaçmamaktadır. Bölücü terör örgütü AKP’den sonra kendine yeni bir hami, yeni bir destekçi bulmuştur. CHP’de yuvalanan Cumhuriyet düşmanı aşırı sol, HDP’yi kanatları altına almıştır. ‘Biz MHP’yi anlamıyoruz. MHP’nin siyaseti iflas etmiştir’ diyen Levent Gök önce her geçen gün HDP’lileşen partisinin hali pürmelaline bakmalıdır."

Yalçın, son olarak şunları kaydetti: “CHP; ucuz siyasete tenezzül ederek, oy uğruna tehlikeli sularda balık avlayarak acınası duruma düşen Tayyip Erdoğan ve AKP’nin hatasına düşmekte ısrarlıdır. Cumhuriyet’i kuran partinin bu gidişi, gidiş değildir. CHP’yi Cumhuriyet’in düşmanlarının koruyucusu ve iş birlikçisi hâline getirenlerin MHP’ye saldırmakla ellerine geçecek bir kazançları olmayacağı gibi, bu kafayla herhangi bir erken seçimde mevcudu da korumaları imkânsızdır. Çünkü CHP’nin 7 Haziran seçimlerindeki stratejisi, siyasette gelinen noktanın en büyük amillerinden biridir.”