MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, çeşitli koalisyon ihtimalleri üzerinde yapılan tartışmalar, sağlıklı bir beyin fırtınası ortamından çıkarılarak neredeyse kör dövüşüne dönüştürüldüğünü söyledi. Tartışmalara Nasrettin Hoca’nın bir fıkrasıyla tepki gösteren Yalçın, “Nasrettin Hocanın para kesesini sallayıp görme engelli dilencileri birbirine düşürdüğü gibi, “Paraya sen aldın. Hayır, sen aldın.” benzeri karşılıklı suçlamalar birbirini kovalamaktadır.” dedi.

'CHP BÜTÜN KOZLARINI ORTAYA DÖKTÜ'

Semih Yalçın basında yer alan koalisyon haberleriyle ilgili yazılı açıklama yaptı. Semih Yalçın’ın açıklaması şöyle: "18 Haziran’da açıklanan kesin seçim sonuçlarına göre ikinci parti konumundaki CHP, henüz hükûmeti kuracak kişiye görev verilmeden, koalisyon görüşmeleri için turlara bile başlanmadan masayı kurup bütün kartlarını açmış, kozlarını da ortaya dökmüştür.
CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu aceleci bir tavırla, biraz da AKP-MHP yakınlaşmasının gerçekleşeceği zan ve zehabıyla bu seçeneğin dışındaki alternatif arayışlarını kamuoyuyla paylaşmaya başlamıştır. Kılıçdaroğlu, muhtemel bir CHP-MHP koalisyonunda başbakanlığı üstlenmekten vazgeçebileceğini, bu görevi MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye lütfedeceğini(!) açıklamıştır.

CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun daha ortada fol yok yumurta yokken medya üzerinden MHP’ye bu şekilde mesaj göndermesi ve koalisyonla ilgili hesapları hakkında uluorta konuşması, şık olmamıştır.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu garip tavrı sergilemiş olması hangi şartlarda olursa olsun iktidarı üstlenme arzusundan kaynaklanmaktadır. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi çıkarcı beklentiler içinde gösteren bu manevrayı nezaketsiz bir çıkış olarak değerlendiriyoruz. MHP liderinin başbakanlık koltuğu uğruna her şeyden vazgeçebilecek bir lider olarak algılanmasına yol açabilecek bu öneri, siyasi rüşvet olarak tarihe geçecektir. Sayın Kılıçdaroğlu, siyaseten uygunsuz bir teklifte bulunmuştur.

BAŞBAKANI BELİRLEYECEK YETKİ KILIÇDAROĞLU’NUN UHDESİNDE DEĞİL

Ayrıca başbakanı belirleyecek yetki, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun uhdesinde değildir. Başbakanlık ulufe gibi dağıtılan bir makam da değildir. Siyaset iklimine yaraşır argümanlar yerine 'Çin oyuncağı' kullanarak atılacak böylesi acemice adımlar, samimiyet ve ciddiyeti ortadan kaldırmaktadır. Partimiz tarafından kabul edilmesi zor olan bu tavır, hükûmet kurma hususunda iki partiyi birbirine yaklaştırmayacak, tam aksine uzaklaştıracaktır.

Bu tutum, ilkesel manada CHP’nin duruşunun sorgulanmasına yol açacak, taktiksel anlamda da inandırıcılığını ortadan kaldıracaktır. Henüz koalisyonlarla ilgili görüşme trafiği başlamadan, hükûmeti kurma görevi kimseye verilmeden siyasi taktik ve stratejilerin uluorta konuşulması; kamuoyu nezdinde koalisyon hükûmeti kurulabileceğine dair algının yerleştirilmesine olumsuz katkıda bulunmaktadır.

KONUŞULMASI GEREKEN İHTİMALLERDEN ÇOK İLKELER OLMALI

Bu aşamada öncelikle konuşulması gereken, ihtimallerden çok ilkeler olmalıdır. Esas olan, kimin başbakan olduğundan çok koalisyonu kuracak başbakan adayının hangi ilkelerle yola çıkacağı ve imza atılan protokolün içeriğinin ne olacağıdır. Siyaset, dün söylediğini bugün inkâr etmek veya dünkü ilkelerinden bugün vazgeçmek değildir. Böyle bir sonuç çıkarılıyorsa siyaset, halkı aldatma sanatı demektir. Politika, çatışma hâlindeki çıkarların uzlaştırılması ve asgari müştereklerle demokrasinin işletilmesi sanatıdır. Ancak “Ne olursa olsun, yeter ki koalisyon kurulsun.” anlayışından uzlaşma yerine hem yıpranma hem de taviz ortaya çıkar. Bundan da en büyük zararı ülke görür. CHP’nin kanaatimizce en önemli yanlışı, oyların yüzde 60’ını alan partileri insicamlı bir birlikteliği veya AKP sultasına karşı halkın demokratik dayanışmasını temsil ediyorlarmış farz ederek buradan bir koalisyon çıkarmaya çaba göstermesidir.

İKTİDARIN DIŞINDAKİ TABLO KOLAYCA ALTERNATİF HÜKÜMET KURMA İMKANI VERMİYOR

Eskilerin dediği gibi kemiyet değil keyfiyet önemlidir. Evet; siyasi aritmetik, AKP iktidarının tek başına hükûmet kurma imkânını ortadan kaldırmış ve bu sultacı partiye bir ders vermiştir. Buna karşılık iktidarın dışında oluşan tablo da kolayca alternatif bir hükûmet kurma imkânı vermemektedir. Çünkü reel şartlar ne olursa olsun koalisyonların kurulma sürecindeki taktiksel hareketlerin bırakacağı yanlış izlenim, ilke temelli koalisyonların kurulmasını zorlaştırmaktadır.

CHP’NİN AKP İLE UZLAŞMA İMKANI DAHA GÜÇLÜ

Bu noktada CHP’nin AKP ile uzlaşma arama seçeneği daha güçlüdür. Hatırlanacağı üzere, sözde çözüm süreci konusunda CHP, AKP’den daha radikalist görüşleri benimsemekle birlikte bir türlü bunu hayata geçirme fırsatı bulamamıştır. Koalisyon hükûmeti kurmadaki aculluğunun bir sebebi de muhtemelen budur."