MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan, Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanının faiz konusundaki ifadelerinin ülkeye ve özel sektöre çok pahalıya patladığını belirten Ayhan, Cumhurbaşkanının her faiz dediğinde dövizin ateşinin yükseldiğine dikkat çekti.

"Sözde faiz lobisine savaş açan ve yandaş inşaat firmalarına ve havuz sermayesine seçim kıyağı yapmaya niyetlenenler Sayın Cumhurbaşkanı'nın da Merkez Bankası'na yönelik neredeyse tehdite varan sıkıştırmasına rağmen faiz bir türlü indirilememektedir." diyen Ayhan, "Son bir haftada yaşananlar ekonominin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Sayın Cumhurbaşkanının ısrarının özel sektöre faturası ağır olmuştur. Deyim yerinde ise erken öten horozun başını piyasalar kesmiştir. Vesayet altında Başbakan bu konuda fazla görüş beyan etmemektedir. AKP Hükümetinin ve Sayın Cumhurbaşkanının ıskaladığı ülkenin sağlıksız ekonomisi ve kırılgan yapısıdır. Bunun günahı ekonomiyi 13 yıla yakın bir süredir yanlış politikalarla yöneten AKP'dir. Şimdi Merkez Bankasını günah keçisi ilan ederek işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı'nın, oturduğu makama demokrasi sayesinde geldiğini hatırlatan Ayhan, fakat şimdi demokrasiyi ayaklar altına alıyor olduğunu söyledi. "Cumhurbaşkanı sıfatıyla meydanlara inerek günlük politikaya giriyor. İlki Kırşehir'de olduğu gibi, milletimize 400 milletvekili talebini açıklıyor." diyen Ayhan, "Erdoğan'a kadar görev yapmış 11 cumhurbaşkanının elbette farklı düşünceleri olmuştur. Ama hiçbiri bu kadar pervasız, bu kadar kontrolsüz, bu kadar devlet teamüllerini hiçe sayan, üstlendiği yetkiyi kötüye kullanan bir seviyeye düşmemiştir." ifadelerini kullandı.

"İç güvenlik yasa tasarısı tek adam rejiminin polisiye altyapısıdır." diyen Ayhan, şöyle devam etti: "Özgürlükleri protesto haklarını sınırlayan AK Polis ve AK Jandarma Devletin Kolluk Kuvvetine partinin kolluk kuvveti, baskı ve sindirme aracı olarak kullanma çabasıdır. Böylelikle milletin yolsuzluğa, hırsızlığa, diktatörlük heveslerine tepki göstermesi engellenecektir. Kurulmaya çalışılan parti devleti yapısı ile terör bahane edilerek özgürlükler sınırlanmaktadır. Ne acıdır ki teröristlerle masaya oturan tek Türkiye Cumhuriyeti hükümeti AKP Hükümetidir."

Cumhurbaşkanının ekonomik baskı rejiminin faiz tartışmaları ile kalmadığını, siyasi kavgaları ve öç alma duygusuyla bankalara, şirketlere el koymak dahil, yatırımcılar ve iş sahipleri için hukuk güvencesinin, iş yapma özgürlüğünün sıfırlandığı, bir üçüncü dünya ülkesi hüviyetine dönüştüğünü anlatan Ayhan, "Yandaşsan iş yaparsın, değilsen ya paralelsin ya da falan lobi filan lobinin adamısın. Maliyesi, Merkez Bankası, SPK'sı BDDK'sı. Tüm devlet kurumları üzerine gelir.

Daha 1996 yılında güle oynaya kurdelesini merasim ile kestiği bankalar, bugün şer lobileri olarak görülmektedir.
Bildiğiniz üzere BDDK, ortaklardan istenilen niteliğe ilişkin belgelerin Kurum'a ulaştırılmadığı gerekçesiyle bir bankanın yüzde 63 hissesine el koydu. Üstelik sayın Cumhurbaşkanı daha birkaç ay evvel bahse konu bankanın battığını, kamuoyuna hukuksuz bir biçimde duyurmuştur. Şimdi BDDK Bankalar Kanunu'nun 18. Maddesi 5. Bendi uyarınca el koyma kararı alıyor.

Ekonomi Bakanı Zeybekçi, spekülasyon sonlandırıldı daha güvenli bir ortama geçildi diyor. Bize göre spekülasyonu çıkartan bizzat Cumhurbaşkanı'nın kendisi değil miydi? Şu sorunun hala cevabı yoktur. Acaba bu banka battı mı? Yoksa Bankalar Kanunu'nun 18 maddesine aykırı bir durum mu var? Kurucu paya sahip olan ortaklarla bir mesele mi var? Bunların açıklığa kavuşturulması lazımdır. Aksi halde uluslararası yatırımcıya çok yanlış mesajlar gidecek, ülkemizin yatırım ve büyümeye en çok ihtiyaç duyduğu dönemde bu hatanın bedeli çok ağır ödeyebilecektir." şeklinde konuştu.

13 yıla yaklaşan AKP iktidarının en ağır faturasının, emekliler, esnaf ve çiftçiler üzerine kesildiğini belirten Ayhan, emeklilerin her lokması, karnını doyurduğu her nimetin 12-13 yıl içinde pahalandığını kaydetti. Ayhan, şöyle dedi: "AKP, emekliyi borca yatırmış, krize sokmuş, elinde avucunda ne varsa gasp etmiştir. Emekli ekmek bulamazken, Cumhurbaşkanı kendisine eski parayla bir katrilyon 370 trilyon liraya bin bir gece masallarını aratmayacak bir saray yaptırmıştır. Emeklimizden alınan kutulara, havuza kaçak saraylara giderken, emeklilerimize 24 liralık zam reva görülmüştür. AKP'nin meselesi millet değildir. AKP'nin kaygısı Türkiye değildir. AKP'nin aklında işçi, memur, esnaf, sanayici, emekli, çiftçi zaten yoktur. Bize göre AKP'nin amacı varsa-yoksa tek adam rejimini inşa etmektir. Milletin ihtiyacının ne olduğunu anlayamayan AKP ve sayın Cumhurbaşkanı artık milletten kopmuş, siyasi hırsların, dünya nimetlerinin esiri olmuştur."

Başkanlık sistemiyle ilgili bir soruya Ayhan, "AKP bugün bu ihtiyacı neden hissetmiştir? Tek adam rejimine gideceklerdir. Gelecekleri açısından mecburdurlar." ifadelerini kullandı.

Bank Asya operasyonuyla ilgili bir soruya da Ayhan, "Bu olayda sayın Cumhurbaşkanı bankanın battığını söyledi. O tarihten bu tarihe işlem görüyor. Bu banka şu an batmış mıdır? Batmadıysa bu beyanlar karşısında BDDK ne yapmıştır? BDDK daha detaylı bir açıklama yapmalıdır. Sayın Babacan'ın bir açıklamasını duymadım. Faiz ile oynarken 180 milyar dolar olan borcu olanlar riske atılmaktadır. Ülkenin geleceği açısından tehlikeye atmaktadır. Hükümet kendi problemini yukarı ile konuşamıyor, sıkıntı orda." karşılığını verdi.