Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Mevlüt Karakaya, MHP’yi Tuğrul Türkeş’in seçim hükümetinde yer alma teklifini kabul etmesi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Sürecin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yürütüldüğünü iddia eden Karakaya, “12 yıldır bu ülkeyi yöneten iktidar partisini ve Cumhurbaşkanı'nın bu konuyla ilgili bu süreçle ilgili davranışlarına ve tavırlarına dikkat etmeniz lazım. Herkes diyor ya evsahibine kapıyı açık bıraktın, camı kapatmadın işte şurayı kilitlemedin. Hırsızın hiç mi kabahati yok? Burada da herkes ev sahibine döndü. Kapıyı niye kilitlemedin, bacayı niye kapatmadın. Ama hırsızın hiç mi kabahati yok. Burada MHP’ye bir hırsız girmiştir. Diğer partileri de denemiştir.” diye konuştu.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Mevlüt Karakaya, parti genel merkezinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. AK Parti’nin kararlarının arkasında parti ve kişisel menfaatlerin bulunduğunu belirten Karakaya, şunları kaydetti: “Ülke menfaatini düşünün koalisyondan kaçmazdı. Yansıtmayı koalisyondan 'diğer partiler kaçtı' diye yapıyorlar. 32 gün ne yaptınız CHP ile niye oyaladınız. 45 günün 35 gününü bu şekilde niye harcadılar. Buraya getirmek için. Sonuç itibariyle HDP ile anayasal bir müessese olan seçim hükümetini kurma durumunda kalınca CHP ve MHP seçim hükümetinde yer alamayacağını ifade etmeleri ile birlikte daha başından bu şeye girdiler ve partilerin tüzel kişiliklerini bırakarak kendilerine göre zayıf halka gördükleri diğer insanları bu anlamda tenzih ederim kendilerine teklif gelip reddedenler olmayanlar değil onlar bu şekilde bunları zorladılar.”

Cumhurbaşkanı'nın 7 Haziran seçimlerinin ardından CHP’den birisiyle ve basına yansıdığı gibi MHP’den bir isimle seçimin ertesi günü bir teması geçtiğini belirten Karakaya, “Bunu nasıl yorumlayabilirsiniz? Bu tür davranışlar ve girişimleri 1977’deki Güneş Motel vakasına benzettiğimizde Saray Motel vakası dediğimizde birileri alınıyor. Bu karşılaştırmanın mukayesenin doğru olmadığını söylüyor. Seçimin hemen arkasından hem CHP hem MHP’den bireylerle temasa geçilmesinin izahı nedir? CHP’den Baykal deklare etmiş genel başkanına aktarmış ve kamuoyuna bilgi vermiş. Tecrübeli bir siyasetçi bu sürecin içerisinden bir şekilde sıyrılıp çıkıp bir girişimi deklare ederek boşa çıkarmış oldu.” diye konuştu.

DOĞRUDAN DOĞRUYA MİLLETVEKİLLERİYLE TEMASA GEÇMEK DEMOKRASİYE YAPILABİLECEK EN BÜYÜK KÖTÜLÜKLERİN BAŞINDA GELİYOR

Tuğrul Türkeş’in bir mektup yazılıp bu mektupla buyurun dendiğinde mektubu eline alıp koşa koşa gitme durumu olmadığını vurgulayan Karakaya, şu ifadeleri kullandı: “Bunun bir evveliyatı var görüşmeleri var bir müzakereleri var. Bu şunu gösteriyor. Yaşadığımız olayda herkes Tuğrul beyin gitmesini onun üzerinden MHP ile ilgili tarafına bakıyor. MHP’ye bunun zararı mı olur, faydası mı olur. Buralara bakıyor. Bundan çok daha önemlisi burada bir iktidar partisinin 12 yıldır bu ülkeyi yöneten iktidar partisini ve Cumhurbaşkanı'nın bu konuyla ilgili bu süreçle ilgili davranışlarına ve tavırlarına dikkat etmeniz lazım. Hani hırsızın hiç mi kabahati yok. Herkes diyor ya evsahibine kapıyı açık bıraktın, camı kapatmadın işte şurayı kilitlemedin. Hırsızın hiç mi kabahati yok. Burada da herkes ev sahibine döndü. Kapıyı niye kilitlemedin, bacayı niye kapatmadın. Ama hırsızın hiç mi kabahati yok. Burada MHP’ye bir hırsız girmiştir. Diğer partileri de denemiştir. HDP’yi de kendilerine göre böyle basında yer aldı bu konularla ilgili hususlar. Burada asıl sorgulanması gereken Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bu davranışlar içine girerek demokrasinin bel kemiği olan bu siyasi kurumların kurumsal yapılarını tüzel kişiliklerini bir kenara bırakarak o partilerden bireylerle bağlantılara geçmesi demokrasiye yapılabilecek en büyük kötülüklerin başında geliyor. Burada tamamen Adalet ve Kalkınma Partisi, 'demokrasi yok olmuş, ülkenin geleceği tehdit altına girmiş' bunlarla ilgilenmiyor tamamen kendi siyasi geleceklerini ve partilerini kurtarma derdindeler. Bunun hukukçularımızın, siyaset bilimcilerimizin ve demokrasi havailerinin aydınların işin bu tarafına bakmaları gerekiyor. ne konuşuluyor kaç gündür Türkeş’in Tuğrul Bey'in MHP’den ayrılması,gitmesi disipline verilmesi teklifi kabul etmesi konuşuluyor. Kimi iyi diyor kimi kötü diyor. İyi diyenler bu işin tezgahını yapanlar.”

Bu sürecin sonucuna bakıldığında MHP’nin saflarında bir sıkılaşmaya neden olduğunu anlatan Karakaya, şöyle konuştu: “Çok açık ve net. Bunu bir Tuğrul Bey gidişi olarak değil. Tuğrul Bey'in yerinden su çıkmadı. Tuğrul Bey parti içinde rahatsız edilmiş bir şahsiyet değil. Genel Başkan Yardımcısı'dır herkesin hem rahmetli başbuğumuzun evladı olması o soy ismi taşıması hem de kurumsal kimliği kendisinin yönetici kimliğinden dolayı da saygı duyulan bir şahsiyet. Bunların değerlendirmesinde duruyoruz. Hırsıza hiçbir şey mi demeyeceğiz. Türk demokrasisini laçkalaştıran siyasi kurumları demokrasinin temel unsurları olan siyasi kurumları itibarsızlaştıracak onları önemsiz hale getirecek ve doğrudan doğruya o kurumların milletvekilleriyle ya da mensuplarıyla bireyleriyle temasa geçmek bunu da kendi siyasi ve parti geleceğiniz açısından yapmak gerçekten çok günah. Bu ülkeye ve bu ülkenin demokrasisine yapılabilecek en büyük kötülüklerin başında geliyor. Kamuoyunun bugünden itibaren Türkeş gitmiştir, gelmiştir, haber olunmuştur, olunmamıştır. Bunun karşılığında ne verilmiştir. Bunları bir kenara bırakıp asıl buradaki Türk demokrasisine verilen zararı demokrasinin temel unsurları olan partileri dolaşarak onları işlevsizleştirme operasyonlarını dikkate almaları lazım.”