MHP İstanbul İl Başkanı Mehmet Bülent Karataş, Ankara’daki patlamanın Suruç’taki patlamanın bir benzeri olduğunu söyledi. Olayların seçime yönelik olduğunu ifade eden Karataş, “Okulları basarak, televizyonları kapatarak, iş dünyasının tanınmış isimlerini baskı altında tutarak bu terör olayını unutturamazsınız.” dedi.

Kadıköy’de basın mensuplarına açıklama yapan Mehmet Bülent Karataş, “Bugün Ankara'da yaşanan olayın faillerini arıyorsa bu hükümet, bu olayın failleri Suruç'tan bu yana gelmektedir. Suruç'ta gerçekleşen olayın bir benzeridir bu. Bugüne kadar Türk tarihinde Ankara'da yani başkentimizde Yunan işgalinde bile bir bomba patlatılamamışken bugün Türkiye'nin gelmiş olduğu hali ortadadır. Türkiye'de bombalar patlatılıyor, adeta işgal edilmişcesine Türkiye bir atmosfere sokulmak isteniyor.” şeklinde konuştu.

Çözüm sürecine değinen Karataş, “Yani bir süreç diye başlattıkları bir dönem var. O dönemin Türkiye'de yarattığı, yaşattığı acılar var. Bu sürecin bir an evvel ortadan kalkması gerekiyor. Hükümet Ankara'da bile bomba patlatılabiliyorsa iflas etmiştir. Bu bomba patlatılmasının istihbaratını alamayan Türk istihbaratı, emniyet güçleri iflas etmiştir. İnsanımız, vatandaşımız güvenlik sorunu yaşamaktadır, tedirgin olmaktadır. Bugün burada biz seçim öncesi bir program düzenleyecektik. Bu programlarımızı da düzenleyemez hale geldik. Yani seçime güvenlikli bir şekilde gidilmiyor, insanımız acılar yaşıyor. Bu acılar yaşanırken Türkiye'nin gündemini bu Hükümet farklı noktalara taşıyor.” ifadelerini kullandı.

Digitürk’ün 7 televizyon kanalını platformdan çıkarmasına tepki gösteren Karataş, şöyle devam etti: “Hükümet, gündemleri kamuoyuna bildirecek olanları Digitürk'ten dışarıya çıkartıyor. Yani bunu yapmalarının en büyük sebebi; bugün yaşanan menfur olayları oralarda muhalefetin konuşmasına müsaade edildiği için oralarda oraları da susturmak amaçlı yapıyorlar. Şimdi Türkiye'de kendilerine göre bir düzen oluşturmak istiyorlar. Duyurmak istediklerini kendileri duyuruyorlar ama duyulmasını istemediklerini de adeta feodal bir toplum yaratarak, demokratik bir toplumdan feodal bir topluma geçerek, baskı unsurunu oluşturarak basının da özgürlüğünü, muhalefetin de sözünü, sesini keserek yapmaya çalışıyorlar.

‘KENDİLERİNDEN HARİÇ HERKESİ SUSTURMAK İSTİYORLAR’

İş adamları kendilerinden değilse ekonomi alanında genişlemesini ve onun yaratmış olduğu iş istihdamını daraltmak adına basılar oluşturuyorlar. Yani kendilerinden hariç herkesi susturmak istiyorlar. Ama Türkiye'de şu anda bu kadar ekonomik çıkmaz varken, Türkiye'nin birinci sorunu haline gelen terörü sonlandırmak lazım. Okulları basarak, televizyonları kapatarak, iş dünyasının tanınmış isimlerini baskı altında tutarak bu terör olayını unutturamazsınız.

Bu olaylar seçime yönelik. Seçime yönelik olmasa Türkiye'de yaşanan bu acı olayları, sıkıntıları, kamuoyuna duyuran gazeteler televizyonlar susturuluyor, adeta öyle bir şey var ki, Türkiye'de tanınan köşe yazarlarını gazetelerden attırarak kovdurarak artık Türkiye'de yeni bir gazete bile ortaya çıktı. Şimdi televizyonları susturamıyorlar, Digitürk ellerinde oradan çıkartıyorlar, Türksat'tan çıkartıyorlar, yani nefes alacak alan bırakmıyorlar muhalefete. Bunun için de biz hükümeti uyarıyoruz, Türkiye'nin birinci meselesi terörü durdurmaktır. Türk milletinin güvenlik sorununu çözmesidir, insanımız tedirgin, bu hükümetin düzenlemesi gereken bir şey vardır. Türkiye kavgaya, kaosa ve kargaşaya sürükleniyor, bunun bir an evvel önleminin alınmasını istiyoruz.”

Türkiye’de büyük bir güvenlik zafiyetinin olduğunu belirten Karataş, “Bu güvenlik zafiyetinden dolayı vatandaşın korkusu ve tedirginliği vardır. Bu tedirginliği ve korkuyu ortadan kaldırmak lazım. Bu olayların gerçekleşmesinin en büyük sebebi de tek başına iktidar olasılığını kaybeden hükümet, şaşkın bir şekilde hiçbir olaya çözüm bulamıyorlar. Çözüm bulamayınca da ne söylediklerini bilmiyorlar. Hükümet adeta muhalefet gibi davranmaya çalışıyor. Çünkü muhalefet gibi davranmaması gereken onlar. Çünkü erk onun elinde. Hükümet olduklarından dolayı istihbarat onlarda, emniyet onlarda, silahlı güç onlarda, adalet mekanizması onlarda. Bunların hepsini bir araya toplayıp güvenlik toplantıları yapıyorlar ama sonuç elde edemiyorlar. Başkentte bomba patlatırız diyebilecek kadar haylazlaşan bir terör, artık Doğu’da, Güneydoğu’da her yerde demek ki terör olabilir, her yerde de duyumlarımız var, ‘bu olaylar seçime kadar devam edecek’ deniliyor. Vatandaşımızın güvenliğini sağlamakla yükümlüdür hükümet. Hükümeti siyaset yapmaya değil, güvenliği gerçekleştirmesini, güvenlik zaafiyetini ve sorununu ortadan kaldırmasını istiyoruz." şeklinde konuştu.