MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, 17-25 Aralık ‘yolsuzluk ve rüşvet’ operasyonundaki şüpheliler için ‘takipsizlik’ kararı verilmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.

Yılmaz, avukatlarıyla birlikte Adana Adliyesi’nde şikayet dilekçesini Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmek üzere nöbetçi 2. İdare Mahkemesi’ne verdi. Yılmaz, burada yaptığı açıklamada, 17–25 Aralık’ta ‘asrın yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun’ yapıldığını söyledi. Milletin paralarının ayakkabı kutularında saklandığını, bakan çocuklarının 80 bin dolarlık evlerde oturduğunu ileri süren Yılmaz, “Paraların havada uçuştuğu, yatların–katların, altın kaçakçılarının ortada dolaştığı, milletin gözlerinin önünde cereyan eden bütün bu hırsızlık ve yolsuzluk olayları hakkında hükümet tarafından oluşturulan Sulh Ceza Hakimliği’nce takipsizlik kararı verildi. Bu karara itirazın son gününde Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyorum.” dedi.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 6. maddesi gereğince bu soruşturmada ‘adil yargılanma hakkının’ ihlal edildiğini iddia eden Seyfettin Yılmaz, Anayasa’nın 37. maddesine göre ise ‘tabi hakim güvencesine’ aykırı davranıldığını ifade etti. Söz konusu iddialara yönelik soruşturmaları yapan hakim ve savcıların görev yerlerinin değiştirildiğini hatırlatan MHP’li Yılmaz, “Anayasa’nın 36. maddesine göre ‘hak arama hürriyeti’ yok sayılmıştır. Anayasa’nın 141. maddesine göre ‘gerekçeli kararın bulunmayışı’ ihlal edilmiştir. AİHS’nin 13. maddesine göre ise ‘etkili başvuru hakkının’ ihlalini gerekçe göstererek, bireysel başvurumuzu gerçekleştiriyoruz.” diye konuştu. Milletin malını gasp edenlerin kanun önünde hesap veren diğer vatandaşlar gibi hakim önüne çıkmasını istediklerini anlatan Yılmaz, “17–25 Aralık operasyonlarıyla birlikte mahkemelerce toplanan deliler neticesinde 3’ü bakan çocuğu olmak üzere bir çok kişi tutuklanmıştı. Fakat 4 bakanla beraber bu işin ucunun hükümetin üst düzeyine erişti. Hükümet düğmeye basarak önce hakim ve savcılar ile soruşturmada görev alan bütün polislerin görev yerlerini değiştirdi. Sonra HSYK’da yaptığı değişiklikle Sulh Ceza Mahkemeleri’ni kurdu. Oraya Recep Tayyip Erdoğan’a övgüler düzen hakimler atandı. Neticede savcının hiç yetkisi olmadığı halde bu kadar yolsuzluğun olduğu, algı yöntemiyle özellikle yandaş medyada ‘paralar polisler tarafından kondu’ denmesine rağmen, takipsizlik kararıyla bu paralar Halk Bank’ın Genel Müdürü’ne Rıza Zarraf denen altın kaçakçısı İranlı şarlatana faiziyle birlikte iade edildi. MHP olarak iç hukuk yollarının tükenmesi neticesinde Anayasa Mahkemesi’ne gidiyorum. Eğer buradan da bir sonuç alamazsak bu davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) taşıyacağım.”

‘YIRTIK AYAKKABIYLA GEZEN RECEP AMCA …’
Ülkede Recep amcaların yırtık ayakkabıyla gezdiğini, insanların boyasız, sıvasız evlerde oturduğuna dikkat çeken Yılmaz, bir bakan çocuğunun aylık 80 bin dolar (160 milyar) ödeyerek rezidansta kaldığını ileri sürdü. Yılmaz, şöyle devam etti: “Milyon dolarlar ortalıkta dolaşıyorsa, bu fakir-fukara, garip-guraba millet; gençlerimiz iş bulamadığı için, atanamayan öğretmenler bunalıma giriyor; hatta intihar ediyor. Böyle bir dönemde birileri ülkenin katrilyonlarını götürüyorsa MHP olarak bu işin peşini bırakmayacağız. Eğer suçsuzsanız Türk mahkemelerine güveneceksiniz. Çıkıp oralarda aklanacaksınız. Ama atama, yandaş hakim ve savcılarla kendinizi suçsuz gördüğünüz zaman, biz bu işin peşini bırakmayacağız. Kim ki bu milletin bir kuruşunu yemişse, –ki sizin milyarlarca dolar yediğiniz ortadadır– burnunuzdan fitil fitil getireceğiz. Çünkü bu paralarda 75 milyonun hakkı vardır. Niye mahkemelere çıkmaktan korkuyorsunuz. Çünkü suçlusunuz. Suçlu olduğunuzu en iyi kendiniz biliyorsunuz. Ama yandaşlar vasıtasıyla bu işten kurtulacağınızı düşünüyorsanız, son kararı yüce millet verecektir. Siz milletin vicdanında mahkumsunuz. Ama ağababalarınızla bu işlerden kurtulduğunuzu sanıyorsunuz. Bu işin peşini bırakmayacağız. Son sözü 7 Haziran’da yüce Türk milleti söyleyecektir. İnanıyorum ki hırsızları sandıkta mahkum ettikten sonra yeniden bu davalar açılacaktır.”