Dört eski bakanın Yüce Divan’a gönderilip gönderilmemesi gündemini ele alan Meclis Genel Kurulu’nda MHP’li Faruk Bal, rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarındaki delillerin vicdan sahibi olanlar için delil olduğunun altını çizerek, “Dinen bunlar günahtır. Ahlaken bunlar ayıptır. Kanunen suçtur.” dedi. CHP’li Özgündüz ise “Nihayet o gün geldi, ‘son söz milletin’ diyorsunuz ya, milletin temsilcileri bugün karar verecek.” diye konuştu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında eski 4 bakanın, Yüce Divan'a gönderilip gönderilmeyeceğine ilişkin görüşmelere Komisyon adına yapılan konuşmadan sonra devam edildi. Şahısları adına söz alan AK Parti Konya Milletvekili Mustafa Akış, 2008’den 2012 yılına kadar yasal bir işlem yapılmamasını eleştirdi. İsimsiz ihbarların yapılmasının delil olarak ileri sürülmesinin kabul edilemeyeceğini kaydeden Akış, “Ceza yargılamasında maddi gerçeğe ulaşmak amacıyla hukuk kurallarına aykırı sınırsız yöntemler izlenemez. Delillerin toplanmasında hukuka aykırı izlenen yöntem İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25 Aralık soruşturmasında aynen tekrarlanmıştır.” dedi. 17 ve 25 Aralık dosyalarında kovuşturmaya yer olmadığı kararlarına atıfta bulunan Akış, “Kesinleşen bu kararların hukuken etkisi düşünülerek karar verilmelidir. Kararların içeriğindeki maddi hukuka ilişkin tespitler bağlayıcıdır.” şeklinde konuştu.

AK PARTİLİ MİLLETVEKİLİ AKIŞ: SAVCI MÜSVEDDESİ

17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonun siyaseti dizayn etme ve milli iradeye bir darbe teşebbüsü olduğunu savunan Akış’ın, “Paralel örgüt muhalefetin dahi şek ve şüphesi yoktur ki 17-25 Aralık’ın mimarıdır. 17-25 Aralık operasyonların arka planlarını inkâr etmek için ya siyaseten kör ya da bu operasyonun bizzat uygulayıcısı olmak gerekiyor.” sözleri muhalefet sıralarından tepki ile karşılandı. Paralel örgütün kurşun askerlerine dönüşenlerin olduğunu savunan Akış, “17-25 Aralık, bir savcı müsveddesinin kasıla kasıla ‘bu devletin sahibi benim’ edasıyla emniyet güçlerine hukuksuz fezleke dayatmasından ayrı değildir.” dedi.

“DİKKAT EDİN, SAATİ İNKÂR EDEN YOK”

İkinci konuşmacı olan CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, “Nihayet o gün geldi, ‘son söz milletin’ diyorsunuz ya, milletin temsilcileri bugün karar verecek” diyerek başladığı konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Dikkatinizi çekiyorum, dikkat edin vakayı inkâr eden yok arkadaşlar. Yani, saati inkâr eden yok. Bakan da inkar etmiyor. ‘Aldım’ ee ‘parasını ödedim’. Nasıl ödedin? Bir hotelin bu belgesiyle” diyerek söz konusu belgeyi Meclis kürsüsünden gösterdi. Bu belgenin incelenmesini istediklerini ancak bunun yapılmadığını kaydeden Özgündüz, “Vaka var mı? Var! Amiyane tabirle affınıza sığınıyorum, ‘yerseniz’. Komisyon yemiş ama siz yiyecek misiniz bilmiyorum.” diye ifade etti.

“PUTİN PARALELCİ Mİ DE SİZİ DEVİRMEK İSTİYOR?”

Dosyadaki delillerin sadece telefon tapeleri olmadığının altını çizen Özgündüz, eski Bakan Zafer Çağlayan’ın oğlunun düğününde takıldığını söylediği 24 ayar 25 kilogram altından söz ederek, “Allah aşkına, takı 24 ayar mıdır? 24 ayar altın, saf altındır, külçedir. Siz kimi kandırıyorsunuz?” dedi. Meclis kürsüsünden, “Milletin aklıyla dalga mı geçiyorsunuz” diye soran Özgündüz, “2010. Rusya’ya giden İstanbul’dan bir uçakta, üçü Azerbaycanlı biri İranlı dört kişinin bavul ve sırt çantalarında 14.5 milyon dolar, 4 milyon Euro ele geçiriliyor. Rus makamları konuyla ilgili soruşturma başlatıyor. Rus polisi bizim emniyeti uyarıyor. Rusya polisi paralelci mi? Putin paralelci mi de sizi devirmek istiyor?” diye konuştu.

“DELİL YOK DİYORLAR, BUNLAR VİCDANI OLANLARA DELİLDİR”

Üçüncü konuşmacı olarak MHP Konya Milletvekili Faruk Bal, Meclis kürsüsünde geldi. Bugün tarihi bir konuyu görüştüklerini kaydeden Bal, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş boyutta asrın yolsuzluğu olarak ifade edilen İran’dan gelen bir çocuğun dört tane bakanı emri altına almasından söz etti. Dört eski bakan hakkında Meclis Soruşturma Komisyonu’nun kuruluş sürecinden söz eden Bal, Hakkı Köylü’nün komisyon başkanlığına seçilmesinin şaibeli olduğunu anlattı. Komisyonun 10 toplantı yaptığını, ‘ifade vereceğim’ diyenlerin komisyonca dinlenmediğini ifade eden Bal, “delil yok” dendiğini söyledi. Bal, şöyle konuştu:

“Bakanın çocuğunun yatak odasında 7 tane kasa bulunduğunu görüntüleri ortaya çıkmadı mı? Delil değil mi bu? O zamanın başbakanı ‘oğlum bu paraları sıfırla’ dediği olay delil değil mi? Rüşvet saati delil değil mi? Rüşvet piyano delil değil mi? Erdoğan Bayraktar’ın ‘Ben ne yaptıysam başbakanın talimatı üzerine yaptım’ demesi delil değil mi? Bunlara delil yok diyorlar. Evet, bunlar birer delildir, vicdanı olanlara delildir.”

“DİNEN GÜNAH, AHLAKEN AYIP, KANUNEN SUÇTUR”

Kanunla delillerin yok edildiğini kaydeden Faruk Bal, “Ortaya çıkan milyon dolarlar, ayakkabı kutularından fışkıran paralar, herkesin gördüğü şeyler ortaya şunu koyuyor. Bunları üç ayrı alanda değerlendirdiğimiz zaman dinen bunlar günahtır, ahlaken bunlar ayıptır, kanunen suçtur. Üçünden de kurtulmanın yolu, dinen tövbe edeceksin. Ahlaken yapman gereken mührü teslim edeceksin, yani istifa edeceksin. Kanunen gidip bağımsız bir mahkemede yargılanacaksın.” dedi.