CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi, Türk basının gerçeğe bağlılık konusundaki sicilinin çok parlak olmadığını belirterek "Rezaletin, yalan yazmanın ayyuka çıktığı böyle bir dönem görmedim. Yalanın, iftiranın bu kadar sanayileşmiş hale geldiği, kollektif bir şekilde yalan üretmenin görüldüğü bir ülke benim bildiğim yok." dedi.

Cihan Haber Ajansı'na konuşan Oktay Ekşi, akreditasyonun aslında batı ülkelerinde de uygulanana bir metot olduğunu ifade etti. Bundaki temel amacın belli bir kuruma girecek gazetecilerin kimler olduğunu belirlemek olduğunu dile getiren Ekşi, kurum ve medya organlarına 'kimleri göndermek istiyorsunuz, şu şu kriterlere sahip gazetecileri gönderin' dendiğini kaydetti.

Bir dönem Basın Konseyi Başkanlığı da yapan Ekşi, şöyle devam etti: "Gazete veya medya organı onu gönderdiği zaman, öteki tarafın artık bunu beğeniyorum, beğenmiyorum diye söylenmeye hakkı yoktur. İkincisi; akreditasyonlar siyasi eğilim veya yayın politikaları ile ilgili değerlendirme yapılmaz. Akreditasyon uygulayan kurum, hiçbir şekilde istemediği kesimin gazetecileri almıyorum, istediklerimi alıyorum demez. Bunun adı akreditasyon değil, bunun adı keyfiliktir, ilkelliktir, taş kafalılıktır. Kim yaptıysa, ne zaman yaptıysa, hangi konumda olursa olsun gazetecilerin siyasi eğilimlerine yayın politikalarına bakarak ayırmak ayıptır. Kriterleriniz objektif olacak, o objektif kriterlere göre o adamı kabul edeceksiniz; reddetmeye hakkınız yoktur. Bu ancak kabile devletinde olur, hukuk devletinde böyle bir şey olmaz."

Havuz medyasında çıkan yalan haberlere ilişkin bir soruya ise Ekşi, Türk basınının gerçeğe bağlılık konusundaki sicilinin çok parlak olmadığına dikkat çekti. Ama rezaletin, yalan yazmanın ayyuka çıktığı böyle bir dönem görmediğini belirten Ekşi, "Maalesef basın meslek ilkeleri, Türk basınında hala içselleştirilmiş ilkeler değildir. İçselleştirilmediği içinde keyfilik Türk basınında da vardır. Yalan yazanlar maalesef vardır. Yalan yazdığı için ekmeğini kazananlar vardır. Bu o kurumun ayıbıdır. Yalanı koruyanın ayıbıdır. Maalesef böyle bir rezillik hala Türk Basının da vardır ama yalanın, iftiranın bu kadar sanayileşmiş hale geldiği, kollektif bir şekilde yalan üretmenin görüldüğü bir ülke benim bildiğim yok." şeklinde konuştu.