MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 Ağustosta Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle Türkiye’de bir dönemin fiilen bittiğinin parlamenter sistemin bekleme odasına alındığını söylemesine sert tepki gösterdi. "Sen Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) büyük müsün?" diye soran Vural, "Sen millet tarafından görevlendirildin. Millet senden büyüktür. Mecliste egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyor; senin değil. Millet kimseye kul olmadı; bir tek Allah'a kul olur. Yasama yetkisi Meclisindir. Sen de adam gibi milletin hukukuna uyacaksın. Bir yerde seçilmiş olman milletin hukukunu yok sayman anlamına gelmez. Darbeci zihniyetten öte bir anlam taşımıyor." dedi.

Vural, Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Hem cumhurbaşkanı hem de başbakan makamının boş olduğunu ve hükümet boşluğu bulunduğunu dile getiren Vural, çözümün ne olduğunu bilmediklerini, Türkiye'nin ipini terör örgütüne teslim edenlerin vatandaşların rahatsızlığını görünce yalpalamaya başladıklarını kaydetti. "İyi polis-kötü polis" oynandığını vurgulayan Vural, ülkede sivil otoriter boşluğu olduğuna dikkat çekti.

Teröristbaşı Öcalan'ın mektup siyasetiyle hükümeti kontrol ettiğini, yönlendirdiğini belirten Vural, Dolmabahçe'de PKK'nın muhatap alındığını ve bir koalisyon kurulduğunun açıklandığını ifade etti. "Dolmabahçe, ver başkanlığı, al özerkliği" olduğunu dile getiren Vural, milletin aklıyla alay edildiğini kaydetti.

Çözülme sürecini hazmettirmek için iyi polis-kötü polisi, milletin yeni bir aldatma kandırma sürecine sokulduğunu ifade eden Vural, Dolmabahçe açıklaması yapılırken Cumhurbaşkanının ne yaptığını sordu. "Hepiniz oradaydınız. Hepiniz sorumlusunuz. Ey Erdoğan sen de ordaydın, ey Davutoğlu sen de ordaydın." diyen Vural, Dolmabahçe'de dayatılan 10 maddenin KCK çözümün özeti, OSLO görüşmelerinin özeti olduğunu vurguladı.

"Millet sizin bu yalanlarınıza artık inanmayacak. Sürekli u dönüşü." diyen Vural, havuz medyasının attığı başlıkları eleştirdi; kimin medyası olduklarını sordu. "Yalan üstüne yalan. 2013 yılında da Nevruzda da Öcalan'ın mesajını pazarladınız; ne oldu?" diyen Vural, Öcalan'ın mektubunun birlikte ele alındığını savundu.

"Bostan korkuluğu musunuz?" diye soran Vural, yakında hükümetin paralele hizmet ettiğinin söyleneceğini vurguladı. "Hepiniz oradaydınız, hepiniz PKK'nın müzakeresinin masasındasınız." diyen Vural, "Tehdit dilimizedir, egemenliğimizedir, milli egemenliğimizedir, cumhuriyetimizedir. Bütün ortak değerlerimize PKK eli ile darbe yapılmak istenmektedir. Teröristbaşının mektubundan medet uman bir hükümet." ifadelerini kullandı.

Eşme'den kaçıp PKK'ya terk edenlerin yarın Güneydoğu'yu da terk ederim mesajı verdiğini dile getiren Vural, Genelkurmay Başkanlığının Eşme ile ilgili yaptığı açıklamayı hatırlatarak "Keşke bu sözleri, PKK terör örgütünü muhatap alan hükümete de söyleyebilsen." dedi. Vatan toprağının terk edilip PKK egemenliğine terk edildiğini vurguladı.

Öcalan'ın açıklama metninin değiştiği iddialarıyla ilgili bir soruya Vural, "Vatanı milleti teslim ediyorlar. Aşık atışması... Ahmet Davutoğlu bu metnin değişmediğini ifade ediyor." karşılığını verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 Ağustosta Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle Türkiye’de bir dönemin fiilen bittiğinin parlamenter sistemin bekleme odasına alındığını söylemesinin hatırlatılması üzerine Vural, "Sen Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) büyük müsün? TBMM milletin tamamını teslim ediyor. Sen millet tarafından görevlendirildin. Millet senden büyüktür. Mecliste egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyor; senin değil. Millet kimseye kul olmadı; bir tek Allah'a kul olur. Yasama yetkisi Meclisindir. Sen de adam gibi milletin hukukuna uyacaksın. Bir yerde seçilmiş olman milletin hukukunu yok sayman anlamına gelmez. Darbeci zihniyetten öte bir anlam taşımıyor." şeklinde konuştu.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ı paralel ilan etmesiyle ilgili bir soruya Vural, "Tuzluk, parale bol. Herkes birbirine paralel. Seçim sürecinde hiç paralel ile ilgili bir laf etmedi, kenara çekilmişti. Sonra laf etmeye başladı. Bu hükümet miadını doldurlmuştur. Millete hizmet etmesi mümkün değildir. Kurumların ahenkli çalışmasını sağlaması gereken cumhurbaşkanı, ahenksizliğin ve belirsizliğin sebebi olmuştur." şeklinde konuştu.

Arınç'ın 'ben hükümeti her türlü tehlikelere karşı korumak zorundayım' dediğini belirten Vural, "Cumhurbaşkanını tehlike olarak görüyor. Bu gidişle sarayda ayna vardır; Cumhurbaşkanı da oraya bakıp söylüyordur 'seni gidi paralel, bunları başıma sen açtın' der. Herkes paralel" ifadelerini kullandı.

KPSS operasyonuyla ilgili bir soruya ise Vural, "Beyfendiye yapılan arzda KPSS'yi kaldırmaya yönelik bir kumpas kurulması planı olmuştu. Millet şaşkın vaziyette. Evlatlarımızın geleceği çalınıyor. Çalan çalana. Yani kimin ne yaptığı belli değil. 5 yıl sonra bununla ilgili soruşturmayı yapanlar, yarın öbür gün acaba, İstanbul Üniversitesinde çıkan rezalet, KPSS'de vip torpil rezaleti; bunlarla ilgili de açılsın soruşturma. Türkiye'de tuzun koktuğunu gösteriyor; hep şüphe vardır. İnsanlar büyük rahatsızlık içinde, hem vip torpiller hem sınavlara sokulmuş jokerler. Vatandaş artık yüksek sesle sorguluyor. 7 Haziran'da inşallah vatandaşın hukukuna el uzatan bu zihniyetten kurtululur." diye konuştu.

Bir başka soru üzerine de Vural, savcılığın hiçbir soruşturma yapmadığını, tamamen siyasi soruşturma yaptığına dikkat çekti. "İstihbaratlar da gazete manşetlerini yönetmeye çalışıyor. Daha önce ÖSYM ile ilgili kafes planı vardı." diyen Vural, "Balyozun içindeydi bu KPSS. Şimdi başka bir şeye büründü. Şaşkın vaziyetteyiz. Sorunun kaynağı AKP zihniyetidir. Başbakan Yardımcısı farklı telden çalıyor, Cumhurbaşkanı farklı telden çalıyor. Dolar aldı başını gidiyor. Dolmabahçe barışa çağrıdır diyorlar, sonra ne Dolmabahçesi lan diyorlar. Türkiye'nin istikrarını sağlayamayan bir hükümetle karşı karşıyayız. AKP'den kopuşun önünü kesmek için bir orta oyunundan başka bir anlam taşımıyor." şeklinde konuştu.