MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, iç güvenlik paketi yasasının terör ve şiddetle mücadele amacıyla hazırlanmadığının açık olduğunu söyledi. İç güvenlik yasasının keyfi bir OHAL yasası olduğunu belirten Vural, “Bu yasa terör örgütüne OHAL değil millete OHAL yasasıdır. Terör örgütü ile müzakere edenler milleti ile mücadele için yasa çıkartıyorlar. Terör örgütüne taviz millete taciz yasası çıkartıyorlar. Amacınız elinde silah olan şiddet uygulayanları sindirmek değil, amacınız keyfi bir yönetimle milleti korkutmak, sindirmektir asıl amacınız budur. MHP olarak bu yasaya karşı çıkışımızın sebebi demokrasi yerine polis devleti hukuk yerine keyfilik, emniyet teşkilatını devlet kurulu yerine parti kurumu haline dönüştürme, PKK isteği çerçevesinde jandarmayı tasfiye etme yerelleştirme ve siyasallaştırılmasıdır.” diye konuştu.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. İç güvenlik paketi için Kobani olaylarını bahane eden Başbakan Ahmet Davutoğlu’na seslendiğini belirten Vural, “Mevcut yasalar suçluları cezalandırmak, teröristleri derdest etmek için yeterlidir. Ama bunları uygulayacak hükümet yetersizdir. Davutoğlu basiretsiz ve acz içindedir. Mevcut yasaları uygulayınız. Türkiye’de kanun hakimiyetini hukuk devletini temin ediniz. Terörle, şiddetle mücadele ediniz müzakere etmeyiniz. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu 23. Maddesinde aynen şu denilmekte. ‘Yasadışı örgüt ve topluluklara ait amblem ve işaret taşınarak veya üniformayı andırır giysiler giyilerek yüzlerini tamamen veya kısmen bez vesair unsurlarla örtenler bütün bunlarla ilgili yapılan toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanuna aykırı sayılır.’ İşte kanun sana işte kanun. Bir toplantıda yüzünü örtmek örtenlerin bulunması halinde kanuna aykırı sayılıyor. Kanuna aykırı bir toplantı ile ilgili suçluları yakalama imkanı var niye yakalamıyorsun. Senin derdin terör örgütü ile mücadele etmek değil. Bu yasa maddelerinden hangisi senin suçluyla terörle mücadeleni engelliyor, hangisi Davutoğlu’nun elini kolunu bağlıyor. Yasalar vardır ama PKK talebi ile uygulanmamaktadır. Türkiye’yi yöneten AKP hükümetinin terör ve şiddetle mücadele niyeti iradesi yoktur, terörü ve şiddeti meşrulaştıranların şiddet ve teröre tedbir alıyoruz ifadesi uydurmacadır.” diye konuştu.

İç güvelik paketi ile iktidarın amacının başka olduğunu, maksadın korku devlet kurmak ve kendine muhalif unsurları polis devleti marifetiyle sindirmek olduğun kaydeden Vural, “Başbakan ve hükümet yetkilileri millete doğru konuşmuyor ekrana çıkıp millete utanmadan sıkılmadan yalan söylüyor. Bu yalanları yandaş medya da pazarlayıp duruyor. Sizin siyasi iradeniz ve cesaretiniz yoktur. AKP hükümetinde de başbakanda terör örgütü ile mücadele iradesi ve cesareti yoktur. Davutoğlu diyor ki ‘kobani olaylarında Devlet Bahçeli kamu düzeni ile bizi eleştirmişti şimdi pakete karşı çıkıyor.’ Evet eleştirmişti çünkü Davutoğlu elinde yasalar varken acz içerisinde kaldı olaylara müdahale etmedi. Vandallara teröristleri seyretti hatta gitti Öcalan’dan yardım istedi. Öcalan’a yalvard yalan mı? bizim görüşümüz açıktır. PKK’lı teröristleri aktivist barış süreci için yapanlar terörist başını çözüm ortağı yapanlar kamu güvenliğini sağlamazlar. Kamu güvenliğini sağlamak için Öcalan’a yalvaranlar hangi düzenlemeyi getirirse getirsinler sonuç alamazlar. PKK ile koalisyon ortağı olanlar kol kola girenler hangi yasayı çıkarırlarsa çıkarsınlar bu ülkede kurşun sıkmaya devam ederler. Öcalan’la komisyonlar kuranlar Doğu ve Güneydoğu’yu KCK paralel devletine teslim eden Davutoğlu bu yasa ile nasıl suçla mücadele edecek. Eğer AKP hükümeti Davutoğlu terörle müzakere değil gerçekten mücadele etmek istemiş olsa mevcut yasalarda da meydandaki poşuluları molotofluları hatta tüm Kandil’deki PKK’lıları içeriye tıkabilir.”

İç güvenlik yasasının terör ve şiddetle mücadele amacıyla hazırlanmadığının açık olduğunu vurgulayan Vural, “Bu keyfi bir OHAL yasasıdır. Bu yasa terör örgütüne OHAL değil millete OHAL yasasıdır. Terör örgütü ile müzakere edenler milleti ile mücadele için yasa çıkartıyorlar. Terör örgütüne taviz millete taciz yasası çıkartıyorlar. Amacınız elinde silah olan şiddet uygulayanları sindirmek değil amacınız keyfi bir yönetimle milleti korkutmak, sindirmektir asıl amacınız budur. MHP olarak bu yasaya karşı çıkışımızın sebebi demokrasi yerine polis devleti hukuk yerine keyfilik, emniyet teşkilatını devlet kurulu yerine parti kurumu haline dönüştürme, PKK isteği çerçevesinde jandarmayı tasfiye etme yerelleştirme ve siyasallaştırılmasıdır.” diye konuştu.

'TÜRKİYE’Yİ, PKK’YI TEHLİKELİ GÖRMEYEN BİR ZİHNİYET YÖNETİYOR'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Cemaat PKK’dan tehlikeli’ diyor açıklamalarında bulunduğunu hatırlatan Vural şunları söyledi: “Türkiye’yi PKK’yı tehlikeli görmeyen bir zihniyet yönetiyor. PKK tehlikeli değilmiş, Kundaktaki bebekleri öldürüyorlar, askeri ve polisi öldürüyorlar, Kürdistan kurmak istiyorlar cumhurbaşkanı PKK tehlikeli değil diyor. Bunlar nasıl terörle mücadele eder ya. Böyle bir zihniyet olur mu? Bu milleti ve devleti bölmek isteyen bir PKK’yı tehlikeli görmeyen bir zihniyet arkadaş aktivist yaptılar, masumlaştırdılar, bu noktaya geliyor. Gerçekten bu zihniyete göre en temizi PKK’dır. Öyle bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bu vatana ihanettir. PKK terör örgütünü tehlikeli görmemek, PKK ile işbirliği yapmak kadar acz içerisinde bir ifadedir. Dün 28 Şubat’ta İrtica PKK’dan tehlikelidir, şimdi de cemaat, paralel PKK’dan tehlikelidir. Darbecilere göre aynı söylemler yine aynı söylemler. PKK terör örgütü Türkiye’yi bölmek isteyen Marksist Leninist bir örgüttür, 40 bin kişinin katilidir, kundaktaki bebekleri öldürmüş insanlık düşmanı ve narko terör örgütüdür uyuşturucu taciridir. Böyle bir terör örgütünü bu milletin iradesi ile cumhurbaşkanı olmuş bir zat tarafından temizlenmesi aklanması kabul edilecek bir konu değildir. Nasıl milli güvenlik kurulu toplantısı yapıyorsunuz siz. Bu zihniyetin aynı zamanda PKK ile işbirliği yaparak KCK paralel devletinin oluşması ve özel bir yapılanmanın önünü açtığını ve terör örgütünün de siyasi amaçlarının meşrulaştığının ifadesi ve iradesidir.” açıklamasında bulundu.

'DOKUNULMAZLIK ZIRHINA SAHİP OLMAK GİBİ BİR ARAYIŞ VAR'

Konuşmasının ardından Vural basın mensuplarının soruları cevapladı. Bir gazetecinin; “Milletvekilliği için bürokraside ciddi bir istifa var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz. Bir de Durmuş Yılmaz’ın partinizden adaylığı iddialarına neler söyleyecek siniz?” sorusuna Vural, “O konuda bilgi sahibi değilim. Partimizde bir komisyon var. adaylık ve sürelerle ilgili açıklanmış bir genelgemiz yok. Ama partimize bununla ilgili adaylıklar sonrası kamuoyu bunlardan haberdar olacaktır. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi’nden aday olmak isteyen birçok bürokrat var buda bir parti devleti anlayışını ön plana getiriyor. Milletle rabıtasını kesenler bürokratik oligarşik devleti güçlendirmeye doğru gittiklerinin göstergesi olarak görüyorum. Dokunulmazlık zırhına sahip olmak gibi bir arayış var. Bu artık AKP iktidarının sona erdiğini gösteren önemli bir göstergedir. Artık devleti yönetme iradesine sahip olmayacaklar, bürokraside bu dokunulmazlık arayışı üstelik kendilerine dokunacağımız kimselerin dokunulmaz arayışı bundan sonraki dönem içerisinde Türkiye’yi yönetecek bir AKP iktidarının olmadığını ve güven kalmadığını açıkça ortaya koymuştur.” cevabını verdi.