Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın 7 aydır tutuklu kalmasına akıl erdiremediklerini açıkladı. Hidayet Karaca’nın neden alındığı ve neden içeride tutulduğunun şu ana kadar açık seçik belli olmadığını kaydeden Olcayto, “Bir kere bunun belli olması lazım, elbette hiçbir gazeteci arkadaşın tutuklanarak yargılanmasını istemeyiz. Tam tersine arkadaş bir suç işlemişse suçu açık seçik söylenir, gözaltına alınır, ilk ifadesi alınıp bırakılır, sonra yargısı tutuksuz devam eder. Bizim istediğimiz gazetecilerin tutuksuz yargılanmasıdır. Çünkü düşünceden meydana gelen suçlardır, yazı çiziden meydana gelen suçlardır. Hidayet beyin bu kadar tutulmasına akıl erdiremedik. Çok haklı gerekçeleri varsa onu da açıklamaları lazım. Tüm kamuoyu bilsin.” diye konuştu.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM’de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto ve beraberindeki heyeti kabul etti. Türkiye halkını ilgilendiren konunun düşünce ve ifade özgürlüğü olduğunu beliren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, “Basın özgürlüğünü, çok gazetemiz, çok televizyonumuz var diye görmüyoruz. Halk bilgilenmiyorsa o ülkede basın özgürlüğü yoktur.” diye konuştu. Türkiye’de yasakların olduğunu ve iktidarın televizyon ve radyolara yasaklar koyduğunu ifade eden Olcayto, “Gazetelere koyamıyorlar ama gazetelere de mahkemeler aracılığıyla yasaklar geliyor. Her haberin arkasından bir yasak geliyor. Bu kadar gizlilik, bu kadar devlet sırrı arasında halk hiçbir şey öğrenemiyor. Onun için de Türkiye’nin basın özgürlüğündeki notu son derece düşük." açıklamasında bulundu.

Türkiye’de yeni akreditasyonların çıktığını belirten MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da halkın bilgi edinme özgürlüğünün kısıtlandığı bir dönemin yaşandığını ifade etti. Vural, “Bu sadece sizin Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve medyanın bir meselesi değil, bu Türk demokrasisinin bir meselesidir. Türk demokrasisinin kalitesini arttırmak istiyorsak, daha kaliteli özgür bir ülkede yaşamak istiyorsak, herşeyden önce vatandaşımızın tercihlerinin oluşması için haber alma ve bilgi edinme özgürlüğüne yapılan baskı ve tehditlerin ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu türkiye açısından çok ciddi bir sorundur. Maalesef Türkiye’de basın özgürlüğü endeksine bakıldığında 180 ülke içinde 149’uncuyuz. Daha önce 2002’de 134 ülke içinde 99’uncuyduk. İleri demokrasi adı altında yapılan kimi uygulamaların, yürütmenin inisiyatifi ile oluşturulan bir takım organizasyonlarla medyanın havuç ve sopa yöntemiyle yönlendirilmesi, TMSF’nin her seçim döneminde kullandığı yetkiler, kamu yayıncılığı yapması gereken TRT’nin politik tarafgir yayın yapması, demokrasimizin sorunudur. Ve ivedilikle adım atılması gereken konu budur.” şeklinde konuştu.

'TUTUKLAMA MÜESSESESİ ÖZELLİKLE BİR CEZA ARACI OLARAK KULLANILMAKTA'

Konuşmaların ardından Olcayto ve Vural basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, “Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, bir dizi senaryosu ile ilgili 7 aydır tutuklu ve hala iddianamesi ortada yok, bu konudaki görüşünüz nedir?” sorusuna Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto şu cevabı verdi: “Adli bir durum. Önemli olan neden alındığı, neden içeride tutulduğu? Şu ana kadar neden tutuklu, açık seçik belli değil. Bir kere bunun belli olması lazım. Elbette hiçbir gazeteci arkadaşın tutuklanarak yargılanmasını istemeyiz. Tam tersine arkadaş bir suç işlemişse suçu açık seçik söylenir gözaltına alınır, ilk ifadesi alınıp bırakılır, sonra yargısı tutuksuz devam eder. Bizim istediğimiz gazetecilerin tutuksuz yargılanmasıdır. Çünkü düşünceden meydana gelen suçlardır, yazı çiziden meydana gelen suçlardır. Hidayet beyin bu kadar tutulmasına akıl erdiremedik. Çok haklı gerekçeleri varsa onu da açıklamaları lazım. Tüm kamuoyu da bilsin.”

Aynı soruya Oktay Vural da şu cevabı verdi: “Herşeyden önce ortada bir iddianame yok. Ne olduğu bilinmiyor. Bakıldığı zaman tutukluluk bir ceza müessesi gibi kullanılıyor. Eğer bir takım iddialar varsa, bu tutuklu olmadan da insanın kendisini savunması mümkün olabilir. Ama maalesef kamuoyunda bu tutuklama müessesesi özellikle bir ceza aracı olarak kullanılmakta. Kesinlikle kabul edilebilir değil. Bu konuda hangi iddia varsa delilleri ile ortaya konmalıdır. Herhangi bir diziden çıkan bir senaryo ile yapılmış bir iddianamenin unsurları nelerdir, bütün bunları görmek gerekiyor. Bu bakımdan bu tip konular toplumda vicdani kanaate göre yargı kararının ortaya çıkmasının önünde engel teşkil etmektedir. Herkes hakikati ve gerçeği aramakta, bu konuda da yargı sürecinin bu çerçevede herşeyden önce iddianamesi ile ortaya konarak yargı sürecinin başlamış olması lazım ve yargı sürecinin de insanların hürriyetlerini kısıtlamak yerine kendinden teslim olmuş kimselerle ilgili diğer adli kontrol yollarını kullanmak yöntemiyle bu süreci sonuçlandırmak daha uygun bir yöntem olacaktır.”