MHP Ankara Milletvekili Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yurt dışındaki Türk okullarının kapatılması yönünde yaptığı girişimleri eleştirerek, "AKP iktidarı terörist kamplarını kapatmak yerine Türk okullarını kapatmaktadır." dedi.

MHP Ankara Milletvekili Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, Meclis'te basın toplantısı düzenledi. "Sınırları kevgire dönmüş, sokakları göçmenle dolmuş, mahallelerinde silahlı PKK’lılar hendek kazmış, şanlı bayrak askeri karargâhlardan indirilmiş, bölücülük, yıkıcılık ve terörde tavan yapmış bir Türkiye ile karşı karşıyayız." diyen Yeniçeri, çözüm süreci sayesinde Güneydoğu’da güvenlik, düzen ve kontrol PKK milislerinin eline geçtiğini belirtti. Yeniçeri, AK Parti hükümetinin bölgede meydana gelen olaylar için yaptığı tek şeyin Öcalan/BDP ve Kandil’den yardım talep etmek olduğunu kaydetti.

"Öcalan ve HDP için AKP’den daha uygun, verimli ve müsait bir iktidar düşünülemez. AKP tek başına iktidar, Öcalan ise serbest kalmak ve özerklik amacındadır. AKP’nin tek başına iktidarı ve Anayasa'yı değiştirecek çoğunluğu için yüzde 10 barajının devam etmesi ve HDP’nin parti olarak seçime girmesi zorunlu görülüyor." diyen Yeniçeri, 7 Haziran seçimleri sonrasında AK Parti’nin Anayasa'yı değiştirerek Öcalan’ın serbest bırakılması ve Güneydoğu’ya demokratik özerklik verilmesi karşılığında HDP’nin parti olarak seçime girmesinin kararlaştırıldığının anlaşıldığını ifade etti.

"Cizre’de HÜDA-PAR ile PKK on saati aşkın ağır silahlarla çatışıyor. Orta yerde devlet ve güvenlik güçleri görünmüyor. Aynı şey Kobani’de de yaşanıyor. Orada da YPG ile IŞİD çarpışıyor, ortaya yerde Suriye güçleri yok. AKP yönetiminde Çizre ile Kobani arasında hiçbir fark kalmamıştır." diyen Yeniçeri, PKK'nın bölgede silah dağıtılmadık ev bırakmadığına dikkat çekti.

AK Parti hükümetinin kentlerin ortasına çukur açan, haraç toplayan, çadır mahkemeleri kuran, özerklik ilan edenlerle mücadele etmediğini belirten Yeniçeri, şöyle devam etti: "Kamplarda eli silahlı iç savaşa hazırlanan teröristlere müdahale etmemektedir. AKP iktidarı terörist kamplarını kapatacak yerde yurt dışındaki Türk okullarını kapatmaktadır. Yabancı bir ülkeye gidip ‘şu bizim Türk okulları tehlikeli bunları kapatın’ diye ricada bulunmak akla ziyan bir durumdur. Bir ülke bizzat Cumhurbaşkanının ağzından ülkelerinde açılan Türk okullarının zararlı/tehlikeli olduğunu duyuyorsa, o ülkelerde Türkiye’den gelecek her şeye kuşku ile bakılması da doğal olacaktır. Okulları kapattırmak yerine yanlışları varsa düzeltmek; eksikleri varsa gidermek; kötü yönetiliyorsa yönetimlerini değiştirerek, okulları Türkiye’ye ve Türk kültürüne hizmet eder hale getirmek gerekirken kapattırmak akla ziyan bir durumdur. Kendi ülkesinin müteşebbislerinin kurduğu bir okulu bir başka ülkeye şikâyet etmek Türkiye’nin kendi ayağına kurşun sıkmak anlamına gelmektedir. AKP, okul kapatan bir iktidar olarak siyasi tarihteki yerini alacaktır."

Yüce Divan konusunda ise Yeniçeri, "Onca itham, iddia ve suçlama ile karşı karşıya kalacaksınız. Hakkınızda söylenmedik söz, yapılmadık iddia kalmayacak ve siz arkadaşlarınızın siyasi yandaşlığıyla yargılanmaktan kurtulacaksınız. Bunu yanlışı, suçu ve hatası olmayan kim içine sindirebilir ki? ‘Yüce Divan'sa yüce divan’ deyip orada aklanıp gelmek varken yargıdan kaçmak mert bir insanın yapacağı bir iş değildir. Milletvekillikleri ve bakanlıklar onur makamlarıdır, konfor makamları değildir. İnsanlar onurlarını konforlarına tercih ettiklerinde büyük insan olurlar. AKP’nin kurduğu mahkemeden takipsizlik, AKP’lilerin çoğunlukta olduğu komisyondan Yüce Divan'a gerek yok, AKP’nin hakimiyeti altındaki TBMM’den hayır kararı aldırmak onca somut iddialardan bakanları kurtaramaz. Vicdanının sesini dinleyen elliye yakın AKP milletvekilinin yolsuzluk var, yüce divana gitsinler yönünde oy kullanmasını ihanet olarak nitelemek vahim bir durumdur. Aksine onca kanıt, görüntü, belirti ve delile karşın bakanların Yüce Divan'a gitmesini engellemek onlara yöneltilen yolsuzluklara ortak olmak anlamına gelmektedir. Oylamada yargılansınlar yönünde evet oyu veren AKP’li vekiller için; hainler sıfatını uygun bulanlar çıkmıştır. Vicdanlarının sesine kulak verenlere hain diyenler aslında büyük bir vicdansızlık yapmışlardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oylamayla ilgili olarak 'Bana neden 276 çıkmadı diye sormanızı beklerdim' demiştir. Bu durum AKP’nin içine düştüğü çıkmazın niteliğini göstermektedir. İşin özeti şudur: AKP üyelerinin çoğunluğunu kendi atadığı Yüce Divan'a suçlanan bakanları göndermekten korkmuştur. Bunun seçim sürecinde sıkıntı yaratacağını düşünmüştür. AKP’nin bütün olarak ortalaması ‘yolsuzluk var ama bize de vatandaş sandıkta oy verdi, bize bu yeter’ demektedir." şeklinde konuştu.