CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, hırsızlıkları, yolsuzlukları saklamak için, karartmak için; paraları sıfırlamak için savcıların sıfırlanmaya başlandığını söyledi. Levent Gök "Burada aslında ihraç edilen savcılar değil, adalet anlayışıdır, Türkiye'deki ahlak anlayışıdır, Türkiye'deki hırsızlık ve yolsuzluk karşısındaki duyarlı yurttaşların feryatlarıdır. Ar damarı çatlamış bir iktidarın, 'paraları sıfırladın mı oğlum' diyen bir iktidarın savcıları sıfırlama noktasına geldiği günleri yaşıyoruz. Zannediyorlar ki yolsuzlukla uğraşan savcıları sıfırlayınca bu yolsuzluklar da sıfırlanacak. Bu yolsuzluklar kolay kolay sıfırlanmaz." dedi.

'BU İKTİDAR DÖNEMİNDE ASRIN SOYGUNU VE YOLSUZLUĞU YAŞANDI'

Gök, Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Bir yıl önce Soma'da tüm Türkiye'nin yüreğine büyük bir acı düştüğünü dile getiren Gök, 301 madencinin bir iş cinayeti sonucu kaybedildiğini ifade etti. Eğer yeterli önlemler alınsaydı, CHP'nin önerileri dikkate alınsaydı, yaşam odaları kurulsaydı, yolsuzluklarla, hırsızlıklarla devlet malını çarpanlar, çırpanlar kaynakları madenlere iş güvenliğine yatırsaydı 301 madencinin hayatta olacağını belirten Gök, ranta teslim olmuş bir iktidarın iş ve işçi güvenliğinden asla haberi olmadığını ifade etti.

Şehit madencilere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyen Gök, iktidarın yolsuzluğa battığını vurguladı. Bu iktidarın yolsuzluğu, hırsızlığı meşru kılan bir iktidar olduğunu dile getiren Gök, bu iktidar döneminde asrın soygunu ve yolsuzluğunun yaşandığını kaydetti.

'SAVCILARIN İHRACI ANAYASAYA VE HSYK KANUNUNA AYKIRI'

Kamuoyu vicdanının bu konuda adaletin gerçekleşmesini beklerken; 17/25 Aralık'ın savcıları, hırsızları, yolsuzluk yapanları yakalayanların meslekten ihraç edildiği günlere gelindiğini belirten Gök, şöyle devam etti: "Türkiye tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşıyoruz. Adalet alt üst olmuştur. Adalet kavramı bu iktidarın elinde ancak soygunculuk, hırsızlık, yolsuzluk yaparsanız vardır. Bu iktidarın her türlü ahlaki değeri, dini ve ahlaki değerleri kalmamıştır. Bunların ar damarları çatlamıştır. Hiçbir olayda yüzleri kızarmamaktadır, utanmamaktadır. Hırsızlıkları, yolsuzlukları saklamak için, karartmak için; paraları sıfırlamak için savcıları sıfırlamaya başlamışlardır. Dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir kepazelik yaşıyoruz, bir skandal yaşıyoruz. Hırsızlığı, yolsuzluğu yapanların meşru sayıldığı, ama yolsuzluk yapanların, hırsızlık yapanların belgeli bir biçimde sayfalarca, tapelerce delillerle doldurulmuş iddianemelerdeki her türlü gerçeğin aksine bu iktidar bunları karartmanın yollarını arıyor. Bu mücadeleyi veren savcıları Anayasaya, HSYK kanununa aykırı bir biçimde meslekten ihraç etmekten çekinmiyor. Burada aslında ihraç edilen savcılar değil, adalet anlayışıdır, Türkiye'deki ahlak anlayışıdır, Türkiye'deki hırsızlık ve yolsuzluk karşısındaki duyarlı yurttaşların feryatlarıdır. Ar damarı çatlamış bir iktidarın, 'paraları sıfırladın mı oğlum' diyen bir iktidarın savcıları sıfırlama noktasına geldiği günleri yaşıyoruz. Zannediyorlar ki yolsuzlukla uğraşan savcıları sıfırlayınca bu yolsuzluklar da sıfırlanacak. Bu yolsuzluklar kolay kolay sıfırlanmaz."

'CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, YOLSUZLUK TAPELERİ MAHKEMEYE GELMESİN DİYE DAVADAN VAZGEÇTİ'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Hırsızdan Cumhurbaşkanı olmaz" dediği için Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dava açıldığını hatırlatan Gök, o davaya delil olarak 17/25 Aralık tapelerinin celbi istendiğini ve mahkemenin de bunu kabul ettiğini söyledi. Mahkemenin bu ara kararından sonra davacı zatın davasından feregat ettiğini dile getiren Gök, "Niye; tapeler mahkemeye gelmesin diye, bilirkişi incelemesine girmesin diye. Bunlar onur ve haysiyetlerini koruyamayacak durumdalar. Tapelere oraya girerse zaten ne olduğu ortaya çıkacak ve onur haysiyetini koruyacağım diye yola çıkan bir zat, tapeler gelince onurundan, şerefinden, haysiyetinden biranda feregat ediyor, davayı düşürüyor ve dava düşüyor. Bu savcının ihracındaki olay ne ise Genel Başkanımızın açtığı davadaki davanın düşmesine yol açan hadisede aynı mantıkdır. Yolsuzluklar saklansın, kimse tarafından görülmesin, engellensin, karartılsın; biz zaten havuz medyamızda bunu anlatırız, karartırız diye düşünüyorlarsa hiç düşünmesinler bizim yurttaşımız bunlara kanmayacaktır. Çünkü yurttaşımız onurlu, ahlaklıdır, tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumaya kararlıdır; hesabını mutlaka soracaktır." diye konuştu.

17/25 Aralık operasyonunu yürüten savcılara yönelik bu linç girişiminin Anayasaya da HSYK kanununa da aykırı olduğunu vurgulayan Gök, Anayasaya göre hakimlerin teminat altında olduğunu ve bağımsız olduklarının altını çizdi. Cumhurbaşkanlığı makamında oturan zatın yurt dışından verdiği talimatla 'göreceksiniz daha neler olacak, daha operasyonlar sürecek' diyerek bu talimatları verdiğini dile getiren Gök, paraları sıfırladın mı noktasından savcıları sıfırlama noktasına geçmeye başladıklarını ifade etti.

'TÜRKİYE'DE ARTIK TUZ KOKMUŞTUR'

Türkiye'de artık tuzun koktuğunu dile getiren Gök, iktidarın freni patlamış bir kamyon gibi Türkiye'deki bütün kuralları, kurumları, ahlaki ve inanç değerlerini, bilinen her türlü saygın değeri alt üst eden bir anlayışla ülkenin ahlakıyla, onuruyla itibarıyla oynadıklarını kaydetti. 77 milyon insanın iktidarın iki elinin iktidarın yakasında olacağını anlatan Gök, savcıların sıfırlanmasıyla yolsuzluğun ortadan kalkacağının zannedilmemesini isteyerek "Adalette aslında büyük bir kara delik açtılar ama o kara deliğin içerisine bu iktidar düşmüştür; çırpındıkça batacaklardır ve bu bataklıkta mutlaka yok olacaklardır. Böylesine tuzun koktuğu bir dönemde 7 Haziran seçimlerini iple çekiyoruz. 7 Haziran bu iktidarla hesaplaşma günüdür. CHP iktidarında bu hukuksuzlukların, adaletsizliklerin hesabı tek tek sorulacaktır." şeklinde konuştu.

Bir soru üzerine Gök, iktidarın tek kıstasının kendilerine dönük operasyonlarda daha önce desteklediklerini hemen yolda bıraktıklarını söyledi. Bunların kaypak olduğunu belirten Gök, bu adaletsiz uygulamalarla iktidarın dünyadan da soyutlanmaya başladığını kaydetti. Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye'yi kınayan bildirisini hatırlatan Gök, seçim güvenliği endişesi sebebiyle Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının da CHP'yi ziyaret ettiğini vurguladı. Seçim güvenliği konusunda herkese görev düştüğünün altını çizdi.

"DEMİRTAŞ'IN EVİNE POLİSİN GİTMESİ KASITLI VE BİLİNÇLİDİR"

HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın evine yönelik polis baskınıyla ilgili bir soruya da Gök, "Ben bunun bir yanlışlığın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Kamuoyunun bildiği maruf bir kişinin böyle kritik bir seçim sürecinde yanlışlıkla evine gidildiği kanısında değilim. Ortada bir gözdağı verme olduğu çok açıktır. Emniyetten yapılan açıklamalar inandırıcı değildir. Bir partinin eşbaşkanının kimliğini, adresini şaşırmak; zaten emniyet şaşırıp böyle bir iş yapıyorsa vay halimize. Onun kasıtlı ve bilinçli olduğunu düşünüyorum. Ortamı germe, provake etmeye yönelik teşebbüs olduğunu da düşünüyorum." karşılığını verdi.

TBMM Başkanvekili ve MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener'e yönelik çirkin iftirayla ilgili ise Gök, "Sayın Akşener'in kimliğini, kişiliğini biz hepimiz biliyoruz. Hakkında bu alçakça iftirayı yapanların da kişiliğini ve kimliğini biliyoruz. Meral hanım hiç üzülmesin, konunun gündemde tutulmasından da hoşnut değilim. O iftirayı yapan alçakların kimliğini biliyoruz, Meral hanımı da tanıyoruz. Meral Akşener'in yanındayız. Bu alçaklar her zaman vardır, var olmaya devam edecektir. Biz siyaset kurumu olarak Meral Akşener'in yanındayız." dedi.