Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Anayasa konusunda çok tıkanırsak, 5 madde götürürüz. ‘Sistem nasıl olacak, parlamenter sistem, güçlendirilmiş parlamenter sistem, başkanlık, kurumsal yapılar.’ ‘Ey vatandaş hangisine evet, hayır’ diyorsunuz deriz. Vatandaş da ona göre kararını verir. Şu anda milletin ümüğünü sıkan bir yapı var” dedi.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan “Neler Oluyor” programına konuk oldu. İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını cevaplayan Yaşar, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
“MHP ÜZERİNDEN FARKLI BİR PLAN YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR”
MHP’deki muhalif hareketi, Türkiye’nin 2023 hedeflerinin önüne konmak istenen engellerle ilişkilendiren Bakan Müezzinoğlu, “Türkiye’nin masasında 2023 hedefleri durduğu sürece; oyunlar, tuzaklar, senaryolar, ağaçlar, çukurlar, parti bölmeler, yeni parti oluşturmalar, parti tasfiyeleri olacaktır. Belki çok fark etmedik o dönemde ama CHP’deki genel başkan değişikliği de muhtemelen böyle bir gelecek planının senaryosuydu. Bizim partimizden ayrılıp parti kuran bir kurucumuzun da muhtemelen senaryolar, planlamalardan biriydi. Türkiye’nin 2023 hedefleri var; bu hedeflerinden millet olarak hedeflediğimiz veya büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyeti diyorum; ‘bu millete muasır medeniyetler seviyesi üzerinde yer yakışır’ diyor. Bu cümlenin karşılığı 2023 hedefleridir. Bu hedeflerden Almanya rahatsız olabilir, bunu anlayışla karşılayabilirim. Türkiye’nin güçlü olmasını Almanya, İngiltere, Fransa, İsrail istemez. İçimizdeki Fransızları anlamakta güçlük çekiyorum. Daha önce Cumhurbaşkanlığı seçimindeki çatı adayı, bu milletin kaderiyle ilgili bir proje değil miydi? Tutmadı, şimdi MHP üzerinden farklı bir plan yapmaya çalışıyorlar. O yüzde 65 balonunu MHP patlatınca, MHP’nin bir bedel ödemesi lazım. Şu anda gelinen nokta bu. Mesele MHP’ye bedel ödetmek değil, mesele Türkiye’yi o hedeflerden vazgeçirmek” ifadelerini kullandı.
Dokunulmazlıkların, Türkiye’nin önemli bir meselesi olduğunu dile getiren Müezzinoğlu, “Dokunulmazlıklar TBMM’nin bir meselesidir. Türkiye, milli birlik ve beraberliğiyle ilgili önemli bir süreç yaşıyor. Özellikle terör örgütünün son 6-7 aydır bu millete ödettiği çok ağır bedeller var. Şehirlerde hendeklerin kazıldığı, mayınların döşendiği, evlerinde oturan insanların tehdit edilerek kapıların açık bırakıldığı, duvardan duvara kanallar açıldığı, bütünlüğümüzü ilgilendiren bir süreç yaşıyor Türkiye. Bu millet çok büyük bir millet. Tarihi geçmişinde de çok önemli sorunları aşmış birlik ve beraberliği sağlamış bir millet. Milletin bu duruşunu bozmak isteyen bir terör örgütü var ve bu terör örgütünün sözcülüğünü yapan bir siyasi parti var. Bu siyasi partinin temsilcilerine baktığımızda, 1 Kasım seçimlerinden sonra TBMM’de edilen bir yemin var. Ülkenin bölünmez bütünlüğü, birlik ve beraberliği, bayrağıyla ilgili bir yemin ettik. TBMM’deki milletvekillerinin dokunulmazlıklarını birçok boyutuyla savunuruz ama ettiğimiz yemine mugayir ve millete bedel ödetecek, ülkenin birlik ve beraberliğini bozacak ve Türkiye üzerine oynan oyunların maşalığını ülke içinde yapacak, buradan da milletvekili sıfatıyla dokunulmazlık kılıfına sığınacak bir yapıya TBMM müsaade etmez. Burada gizli oylama yapılacak. Partilerin bir grup kararı alma şansı yok ama partilerden hepsi de fikirlerini beyan ediyor. Bu anlamda ben inanıyorum ki; CHP de ülkenin üniter yapısı, bölünmez bütünlüğü, terörle ilgili verdiği mücadele, HDP’li vekillerin bir kısmının durduğu pozisyon gereği mutlaka dokunulmazlıkların kaldırılması gerekiyor” diye konuştu.
CHP’nin temel sorununun ortak bir karar alamamak, ortak bir tavır sergileyememek olduğunu vurgulayan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin temel bir sorunu var. CHP ana muhalefet partisi olarak ortak bir siyaset yapma kültürünü oluşturamadığı için, toplum gözünde bir adım ileri gidemiyor. Hangi konu başlığını alırsak alalım, CHP Genel Başkanı ‘şu konudaki kanaatimiz bu’ dediğinde, ertesi gün onun yalpaladığı, onu yalpalama durumunda bırakan grubundaki bir grup milletvekilleri bu çatlağı veriyor” değerlendirmelerinde bulundu.
“BUGÜN TÜRKİYE’NİN BİR SİSTEM SORUNU VAR”
Türkiye’nin öncelikli sorununun sistem sorunu olduğunu söyleyen Bakan Müezzinoğlu, Cumhurbaşkanını halkın seçmesinden yola çıkarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Özellikle 2007’den sonraki süreçte, Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’nin oynadığı rol, ‘367 olmadan TBMM toplanamaz, seçime geçemez. ’Anayasa Mahkemesi de 11-12 yaşındaki bir çocuğun da güleceği, bizim hukuk tarihimize bir kara leke olarak kalacak bir karar verdi. AK Parti olarak biz hep milletten yana durduk. Milletin bedel ödeyeceği hiçbir yanlışın içinde olmadık. Ama Cumhurbaşkanlığı seçimleri millete sorun olan bir noktaya geliyor veya birileri kapalı kapılar arkasından TBMM’ye Cumhurbaşkanı dayatıyor. Ne yazık ki Türkiye’de bunu hep dayatarak yaptılar. 367 de böyle bir güç iradesidir. TBMM’yi, Anayasa’yı, tahammülleri ‘yok’ farz eden bir kararla, bu milletin, milli iradenin ümüğünü sıkan bir tabloyla karşı karşıyayız. O zaman AK Parti ‘Cumhurbaşkanıysa bunun adı, bunun bir de cumhuru var. O zaman cumhur, başkanını seçsin’ dedi ve bunu referanduma götürdük. Referandumda da cumhur, ‘evet ben seçeceğim’ dedi. Cumhuriyetin en önemli unsuru cumhurdur ve cumhur bu yetkiyi aldı, 10 Ağustos 2014’te de bu yetkisini kullandı. Şimdi cumhur yüzde 52 ile başkanını seçtiğine göre, artık yeni bir sistem dinamiğini bulmak, bu parlamentonun bana göre birinci öncelikli görevidir. Bir tarafta yüzde 49 buçukla gelen bir başbakan, diğer tarafta yüzde 52 ile gelen cumhurun başkanı. Bu sistemin bugün için yürüyor olması, sorun olmadığı anlamına gelmez. Bir 7 Haziran akşamı yaşadık. 15 günü bir hatırlayın; ‘yüzde 65’lik blok var, yüzde 65’lik blok AK Parti’den hesap soracak, yeniden restorasyon dönemi başlayacak, ben değil Sayın Bahçeli başbakan olsun’ dünya kadar senaryo. Düşünün ki bunlardan biri, o gün için realize oldu, bugün Türkiye’nin hali ne olurdu? O zaman bugün Türkiye’nin bir sistem sorunu var. Eğer demokrasimiz gelişecekse, hukuk devleti olacaksa, milli iradenin hak ve hukukunu koruyan bir anayasaya ihtiyacımız var ama ondan daha önemli bir sisteme ihtiyacımız var.”
“ANAYASA KONUSUNDA ÇOK TIKANIRSAK, MİLLETE 5 MADDE GÖTÜRÜRÜZ”
Anayasa konusunda tıkanma yaşanırsa, millete 5 maddelik bir anayasa değişikliği teklifiyle gidilebileceğinin altını çizen Müezzinoğlu, Türkiye’nin önünü açan bir anayasaya ihtiyacı olduğunu sözlerine ekledi. Mevcut sisteme rağmen Türkiye’yi AK Parti’nin ayakta tuttuğunu kaydeden Müezzinoğlu, “Anayasa konusunda çok tıkanırsak, 5 madde götürürüz. ‘Sistem nasıl olacak, parlamenter sistem, güçlendirilmiş parlamenter sistem, başkanlık, kurumsal yapılar.’ ‘Ey vatandaş hangisine evet, hayır’ diyorsunuz deriz. Vatandaş da ona göre kararını verir. Şuanda milletin ümüğünü sıkan bir yapı var. Bu, ekonomimizi, terörle mücadelemizi, milletin vizyonunun ümüğünü sıkıyor. Bu ülkenin güçlü yolculuğunun önünü açan bir anayasaya ihtiyacımız var. Milletin kaderiyle kimsenin kumar oynamaya hakkı yok. Bir taraftan cumhur, başkanını seçecek, diğer taraftan her türlü yetkinin parlamenter sistemde olduğu bir başbakan, diğer tarafta da yüzde 52 oy almış cumhurun başkanı. Bu sistemin yürüyebilirliği yok. Şayet bugün AK Parti yürüyorsa bunun nedeni; Cumhurbaşkanımızın milletten yana olması ve bu anlayışla kurduğu partinin iktidar olmasıdır. Yarın, bir gün en ufak bir yanlışta bu millet bedel öder” ifadelerini kullandı.
“TERÖRÜN YÜZDE 100’Ü VİCDANLARDA BİTTİ”
“Son 6-7 aydır önemli bir mücadele veriliyor. Bu anlamda en büyük teşekkürü ben şahsen milletimize yapmak istiyorum” diyen Müezzinoğlu, terörle mücadele konusunda, “20 Temmuz’dan bu yana terörle mücadelede en büyük desteği milletten alıyoruz. Ne pahasına olursa olsun, şehit anneleri, şehit babaları, şehit yakınları, yürekleri acıyla yanarken ‘yine vatan, yine bayrak, yine birlik bütünlük’ dedi. Ben bölgeye bu dönemde üç defa gittim. Bölge halkı da bir an önce bitmesini istiyor, HDP’nin yanlış duruşunu HDP’ye oy vermiş olmasına rağmen söylüyor. ‘HDP yanlış yaptı, bize bu zulmü yapmaya hakları yok, bunları temizleyin’ diyen bir duruş var. Biz burada 1 bedel ödüyorsak, onlar orada 2 misli, 3 misli bedel ödüyor. Bu millet büyük bir millet ve biz birlikteliğimizi bozmayız. Büyük millet, kendisine yanlış yapanlara tavrını net şekilde koyan millettir. Bir defa terörün yüzde 100’ü vicdanlarda bitti. ‘Bu terör bu ülkeden gitmeli, söküp atılmalı’ diyen bir milli vicdan var. Diyarbakırlısında da var, Şırnaklısında da var, Hakkarilisinde de var” açıklamalarında bulundu.
Güvenlik güçlerinin terörle mücadele konusunda kararlığına vurgu yapan Müezzinoğlu, “Yaralı bir güvenlik görevlimiz ayağındaki yaranın pansumanını yaptırıp, o yarasını hafif göstererek oradaki ekibinin başına geçiyor, 1 hafta sonra da şehit oluyor. Hiçbir akıl, izanla ölçülemeyecek kadar insani değerlerin dışında uygulama yapan terör örgütüne rağmen sivilleri koruyan, sivillere bedel ödetmeyen, sabırla sivilleri koruyarak ‘bedeli ben ödeyeyim ama buradaki masum vatandaşım bedel ödemesin’ diyen güvenlik güçlerimiz var. Devlet olarak da biz sivil ve masum vatandaşı korumalıyız” şeklinde konuştu.
“BİZİM ÇÖZÜM SÜRECİNE DÖNME GİBİ BİR GÜNDEMİMİZ SÖZ KONUSU DEĞİL”
Yeniden çözüm sürecine dönmenin mümkün olmayacağını dile getiren Bakan Müezzinoğlu, elinde silah olan hiçbir unsurla masaya oturmanın mümkün olmadığını vurguladı. Sadece halkın muhatap olarak alınacağını söyleyen Müezzinoğlu, “Bizim çözüm sürecine dönme gibi bir gündemimiz söz konusu değil. Ama bu işin çözümüyle ilgili süreç; terörist, PKK bu ülkenin gündeminden çıkacak ve def olup gidecek. Muhatabımız kim; milletimiz. Diyarbakır’daki, Hakkari’deki vatandaşımızın başımızın üzerinde yeri var. Edirne benim için ne kadar değerliyse, Hakkari de benim için o kadar değerli. Edirne’de Türk bayrağı nasıl dalgalanıyorsa Hakkari’de de Türk bayrağı öyle dalgalanacak. Bu ilkeler çerçevesinde yolculuğumuz devam ediyor, temel ilkelerimiz değişmeyecek. Bu anlamda şayet benim Hakkarili vatandaşım hakları bağlamında ‘şunu şunu istiyorum’ diyorsa, başımın üzerinde yeri var. Ama elinde silah olan, ‘silah gücüyle masaya oturacağım’ diyen bir muhatabımızın olması, bugünden sonra söz konusu değil” değerlendirmelerinde bulundu.
Müezzinoğlu, terör olaylarının yaşandığı bölgelerdeki sağlık sorunları ve bu sağlık sorunlarının çözümüne yönelik uygulamaları şu ifadelerle anlattı:
“Her vatandaşın muhatap olduğu bir aile hekimi var. 50 bin aile evlerinden oldu. Biz bu 355 bin bireye ulaşarak, ‘yeni adresi neresi, burada ne kadar hamile annemiz var, ne kadar diyaliz hastamız var, ne kadar kanser olup da evde tedavi desteği verdiğimiz hastamız var, ne kadar aşılama yaptığımız çocuğumuz var, bunlar nereye gitmiş.’ Bunların yeni durumlarına göre en geç bir hafta içerisinde biz onların yanında oluyoruz. 44 tane aile sağlığı merkezimizi tahrip etmişler. Hemen güvenli bölgede 44 tane aile sağlığı merkezi kiralıyoruz. 1 hafta içerisinde orada, yeni adreslere göre hizmet vermeye başlıyoruz. Bu anlamda Cizre Hastanemiz zarar görmesine rağmen hizmet veriyor ama şuanda onun restorasyon projesini yapıyoruz, artık güvenlik sorunu bitti. Hakkari’de bomba yüklü araçla geldiler, hastanenin önünde patlattılar. Polikliniklerimiz, diyaliz merkezlerimiz tahrip oldu. Burada, 3 gün, 4 gün hizmetlerimiz aksasa bile hemen o hizmeti verebileceğimiz başka bölge oluşturuyoruz, birkaç ay içerisinde de restorasyonu yapıyoruz. Sur’da, Cizre’de ‘kentsel dönüşüm’ diyoruz. Esas sorunlarımız burada; çünkü Cizre’ye, Sur’a gittiğimde, terör örgütüne zemin hazırlayan hadiselerden biri de 4 metrelik yollar, buraya araç giremiyor. Kentsel dönüşümle modern şehirler ve modern yerleşim bölgeleri yapacağız. Bu bizim 1 yılımızı falan alır.”