Demokrat Parti Genel Başkan Gültekin Uysal, bugün demokrasiyi yalnız varacakları noktaya kadar bir taşıt olarak gören, sandığı adeta Alaaddin’in sihirli lambası, iktidarı da cin bilen, üç dileğinden üçünü de kendisi için eden bir iktidar olduğunu söyledi.

“İktidarın, dilek hakkı bitince kaldırıp attığı, sıkıştığında ise yeniden dönem sandığa sarıldığını görüyoruz.” diyen Gültekin Uysal, 17 -25 Aralık yolsuzluk operasyonlarından bugüne medyadan sermaye gruplarına kadar birçok alanda birçok alanda bırakınız muhalif olmayı farklı bir ses çıkardıkları için baskı ile şiddet ile dahası hükümet terörü ile karşılaşan bir Türkiye portresi olduğunu vurguladı. Demokrat Parti’nin Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’ndaki 9. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde konuşan Gültekin Uysal, millet olarak büyük bir sınavdan geçildiğine vurgu yaparak, “Temel hak ve hürriyetler gibi birçok değerin ayaklar altına alındığı hukukun ve teamüllerin, devlet geleneklerin yıkıldığı, kişilerin heva ve heveslerinin milli menfaatlerinin önüne geçtiği, ‘rüya’ diyerek kabusun yaşatıldığı bir döneme hep beraber şahitlik ediyoruz.” tespitini aktardı.

"DEMOKRAT PARTİ’NİN KUTLU DAVASI 69 YILDIR, HER TÜRLÜ KUMPASA İFTİRAYA KARŞI AYAKTA"

Demokrat Parti’nin kutlu davasının 69 yıldır her türlü kumpasa iftiraya karşı ayakta kalabildiğini ifade eden Uysal konuşmasında “Mağduriyetinden nemalanmamış ve millet için dua etmiş ve milletin duasına mazhar olmuş bir büyük gelenektir. İşte millet dediği için, şahsi menfaatlerini çiğneyip, milli olanı baş göz ettiği için herkes için adalet, herkes için demokrasi diyebildiği için ayırmadığı, kimseyi aidiyetine göre ayırmadığı, kimseyi adetine göre kayırmadığı, birlik dediği dirlik dediği için ben değil biz dediği için makamı bulup mağbudu unutanlardan olmadığı için, bu necip milletin hayır duasını aldığı için 69 yıldır ayaktadır. 69 yıldır sözün gerçek sahibi olan ‘Yeter Söz Milletindir’ lafzını baş üstünde tutan bu büyük milletin refahını hürriyetini, saadetini, birliğini, adaletini, cumhuriyetini, milliyetini düşünen bunun için ter döken demokratlar olarak bugün buraya 69 yıl önce kurulan bir düşe birlikte çizeceğimiz yeni rotaya destek vermek, bu büyük geminin ilerleyişine katkı sunmak için geldiniz." ifadelerini kullandı.

Gültekin Uysal, Türkiye’nin yeni bir başlangıca, yeni bir umuda, yeni bir rotaya ihtiyacı var olduğunu belirterek, “Adalet çivisini Türkiye mozaiğine çakan demokrat kadrolara, demokrasi ve adaleti pusula addeden 1946’dan günümüze ‘büyük Türkiye rotası’ için hedef veren bu topraklarda yaşayan her bireyi ayrı gayrı demeden haklarına kavuşturma özlemini duyan anlayışa ne kadar ihtiyaç olduğunu hepimiz görmekteyiz.” dedi.

‘RÜYA’ DİYEREK ‘KABUS’UN YAŞATILDIĞI BİR DÖNEME HEP BERABER ŞAHİTLİK EDİYORUZ

Millet olarak büyük bir sınavdan geçildiğine vurgu yapan Gültekin Uysal, şöyle devam etti:
“Temel hak ve hürriyetler gibi birçok değerin ayaklar altına alındığı hukukun ve teamüllerin, devlet geleneklerin yıkıldığı, kişilerin heva ve heveslerinin milli menfaatlerinin önüne geçtiği, ‘rüya’ diyerek ‘kabus’un yaşatıldığı bir döneme hep beraber şahitlik ediyoruz. Uysal sözlerini, “Maalesef bugün demokrasiyi yalnız varacakları noktaya kadar bir taşıt olarak gören, sandığı adeta Aladdin’in sihirli lambası, iktidarı da cin bilen, üç dileğinden üçünü de kendisi için eden bir iktidarın dilek hakkı bitince kaldırıp attığını, sıkıştığında ise yeniden dönem sandığa sarıldığını görüyoruz.” örneğiyle sürdürdü.

“AKP İKTİDARI, 28 ŞUBAT VE 12 EYLÜL’LERE FARK ATACAK ŞEKİLDE MASUM İNSANIMIZI MAĞDUR EDİYOR”

Demokrasiyi sandığa hak ve hürriyetleri ise iki dudağı arasına hapseden, iki kelamlarından birinin hak olan ancak hak bilmeyen bir iktidarın keyfi uygulamalarıyla büyük milletin karşı karşıya olduğunu dile getiren Genel Başkan Uysal, “17 -25 Aralık yolsuzluk operasyonlarından bugüne medyadan sermaye gruplarına kadar birçok alanda birçok alanda bırakınız muhalif olmayı farklı bir ses çıkardıkları için baskı ile şiddet ile dahası hükümet terörü ile karşılaşan bir Türkiye portresi var karşımızda. Yolsuzluklarına, hukuksuzluklarına, dahası haram saltanatlarına ‘hayır’ diyenlere karşı. Yolsuzlukla mücadele derken şahsi yoksullukları ile mücadele eden iktidara ‘dur’ diyenlere karşı. Fantezilerinin peşinden koca bir ülkenin sürüklenmesine ‘olmaz’ diyenlere karşı başlattıkları savaşta, kamu kurum ve kurulularını iş yapamaz hale getirenler. Mağdur olduklarını iddia etikleri 28 Şubat ve 12 Eylüllere fark atacak şekilde masum insanımızı mağdur eden iktidar tökezlemekte sağa sola çarpmakta ve devrileceğinin farkına vardığından gün be gün hiddetlenmektedir.” şeklinde konuştu.

‘ADALET’, VE ‘GARABET’

Uysal, sadece yolsuzluk operasyonları üzerinden dahi değerlendirdiğimizde hükümetin ruh halinin suçlu psikolojisini yansıttığını belirterek, “Suçu kabul etmeme beyanlarına rağmen yaptıkları müdahale ve açıklamalarla zımnen değil alenen suçu kabul eden iktidar bilesiniz ki çuvallamıştır. AKP bir yanda demokrasiye ve hukuka savaş açmış. Bir yanda şahsi ihtirasları ve şehvetleri uğruna milleti de bu kavgada taraf yapmıştır. Ötekileştirerek ve çatışmalardan beslenerek saptadıkları yollarına devam ettiklerini görüyoruz. Yalnız yürütme erki ile yanlışlıklarını gizleyemeyeceğinin bilincinde olan bu zalim iktidar, yargıyı yürütmenin uzantısı yapmak istemekte ve bu şekliyle demokrasinin temel ilkeleri de yok edilmektedir. Ortaya çıkan adalet ve hukuk nukutları atanların suç başkasına isnat edildiğinde ‘adalet’, kendisinden olana isnat edildiğinde ‘garabet’ diye bir ses çıkardığını görüyoruz. ‘Adil olacağız’ sözü verenler suçlunun tarafına göre konumlanarak asla adil olamayacaklardır.” dedi.