Saadet Partisi İl Başkanı Mehmet Asiltürk, başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin, “Bugünkü AKP’nin konuştuğu başkanlık sistemi, ne ABD’de ne de başkanlık sisteminin uygulandığı bir ülkede yok. İktidarın getirmek istediği tek adama dayalı, ‘astığım astık, kestiğim kestik’ prensibine dayalı bir sistemdir.” dedi.

Mehmet Asiltürk, yaptığı açıklamada, Saadet Partisi olarak başkanlık sistemini 1970’li yıllarda Türkiye’nin gündemine getiren ilk parti olduklarını belirtti. Ancak parti olarak getirilmesini istedikleri sistemin, bugünkü iktidarın uygulamak istediği başkanlık gibi olmadığını söyleyen Asiltürk, “Biz 1970’li yıllardan beri başkanlık sistemini savunduk. Ama bugünkü gibi krallık sistemi değildi bizim savunduğumuz. Biz milletin seçtiği bir başkan ile her görüşten insanların yer aldığı bir meclis planlamıştık. Başkanın tercihleri meclisin onayıyla yürürlüğe girecek. Başkan isterse meclisi feshedebilecek, isterse kanunları reddedebilecek. Buna başkanlık sistemi değil tek adamlık sistemi denir. Bu da Türkiye’de kesinlikle uygulanmaz. Çünkü Türkiye’de yaşamın olağan akışına ters. Kimse bu kıskacın altına girmek istemez.” diye ifade etti.

“BÜROKRATLAR MAKAM, İŞ ADAMLARI İHALE PEŞİNDE”

Bazı bürokratların istifa ederek AK Parti’den aday olmasını da değerlendiren Asiltürk, şöyle dedi: “Bugün iktidar partisine makam, mevki, para, dünya menfaati orada olduğu için insanlar aday adayı olmak için oraya koşuyor. Biliyorlar ki temayül yoklamalarının aday gösterilmek için hiçbir önemi yok. Çünkü bir önceki genel seçim öncesi temayül yoklamasında ilk sırada yer alan kişi aday gösterilmedi. Ama akıl tutulması mıdır nedir bilinmez, aday adayları temayül yoklamasında ilk sıralarda yer almak için çırpınıyor. Oysa genel merkez ile sayın Cumhurbaşkanına yakınlık kurmaya kalksalar daha iyi olur. Aday adayı olmada bir amaç ise bürokratlar listeye giremeyeceklerini bildikleri halde tekrar döndüğünde bir üst makama çıkmayı hedefliyor. İş adamı aday adayı olmuşsa, ‘ben yardım ettim, devlet kurumlarından ihale alayım’ diye düşünüyor. Bu minvalde yapılan başvurular. Herkes kendi çapını ve birikimini biliyor. Yıllardır Malatya dışında yaşayanlar Malatyalının sorununu, derdini, imkanlarını bilemezler ki. Yarın Meclis'e gittiklerinde grup kararı diye bilmeden elini kaldırıp indirecekler.”

Asiltürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, tarafsızlık ilkesini ihlal ederek iktidar partisine oy istemesini de eleştirdi. Erdoğan’ın düzenlenen mitinglerde ‘400 milletvekili istiyorum’ şeklindeki ifadelerini anımsatan Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ‘parti adı vermiyor’ söylemlerini de komik bulduğunu vurguladı. “O zaman herhalde Saadet Partisi’ne istiyor” diyen Asiltürk, “Bu tavır milletin aklıyla dalga geçmektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP’nin kurucu genel başkanıdır. Yaklaşık 8 ay oldu cumhurbaşkanı oldu. O makama geldiğinden bu yana yürütme görevini bırakmamıştır. Merkez Bankası’nın politikalarına ilişkin açıklamalar yapmış, muhalefet partileriyle ilgili değerlendirmeler yapmıştır. Herkes biliyor ki Cumhurbaşkanı'nın istediği 400 milletvekili AKP’ye istenen bir oydur. O istiyor ama millet ne yapar bilmiyorum. Eğer milletimiz hırsızlıklarını, yolsuzluklarını gördüğü halde, kardeşi kardeşe kinle baktırdığını gördüğü halde verirse bilmiyorum. Allah milletin kalbine feraset verecektir.” ifadelerini kullandı.

Saadet Partisi olarak hayra motor, şerre firen olmak için gayret gösterdiklerinin altını çizen Asiltürk, “Tek gayemiz bu. Milletin ve memleketin menfaatine olacak şeylere destek olacak, milletin aleyhine olacak kanunlara da set olmaya çalışacağız. Milli Görüş düşüncesinden zerre miktar taviz vermeden Meclis'te olmak için çalışıyoruz. İktidar, muhalefet partilerine karşı her türlü engellemeyi yapıyor. Basında ambargo uyguluyor. Millete ‘barajı geçmeyecek partilere oy vermeyin’ diyor. Devlet 3 partiye siyasi destek veriyor. Seçime giderkenki sürecin ne kadar adil olduğunu milletin vicdanına bırakıyorum.” şeklinde konuştu.