MHP Kütahya Milletvekili Prof. Dr. Alim Işık, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına soru önergesi verdi.

Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolunun boşaltılarak taşınmasına yönelik bazı medya organlarında da yer alan haber ve iddialarla ilgili olarak Işık, şu soruları yöneltti:
"Dışişleri Bakanlığınca Suriye içindeki geçici nakil işleminin 22 Şubat 2015 tarihinde tamamlandığı belirtilen Süleyman Şah Türbesi'nin ve Saygı Karakolu'nun Suriye Eşmesi köyünün kuzeyinde ve aynı büyüklükteki araziye geçici olarak nakil edilmesinin sebepleri nelerdir?

Türkiye'nin yurt dışındaki tek toprak parçası olan Süleyman Şah Türbesi'nin, çevresindeki Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) isimli terör örgütü ile PKK destekli PYD'nin silahlı kanadı YPG arasında çatışmaların başlaması üzerine PYD güçlerinden yardım veya destek alınarak Suriye Eşme'sine taşındığı iddiaları doğru mudur?

Doğru ise PYD güçlerinden alınan yardım veya destek karşılığında PKK terör örgütüne hükümetinizce hangi sözler veya neler verilmiştir?

Anılan türbe ve karakolun savunularak korunması yerine boşaltılarak başka bir yere taşınması hangi mevzuat gereğince yapılmıştır?

Hükümetinizce Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yurt dışındaki tek toprak parçasının hiçbir çekince, şart ve kayıt ileri sürmeksizin terk edilmesinin; bu toprak parçasının üzerindeki egemenlik hakkından tek taraflı olarak feragat edilmesi anlamına geldiği, bu işlemin hukuken sonuç doğurması için Suriye ve diğer devletlerce kabul edilmesinin zorunlu olmadığı, Türkiye’nin terk ettiği toprak parçasının yerine Suriye’nin egemenliğindeki bir başka toprak parçasını türbenin yeniden inşası için kullanamayacağı ve Suriye Eşmesi bölgesinde Devletler Hukukuna göre işgalci konumuna düşeceği, işgalin uzun dönemde Suriye ve bölge ülkeleri ile birçok soruna yol açacağı iddiaları doğru mudur?

TBMM kararı olmaksızın, Süleyman Şah Türbesinin boşaltılması, terki ve yıkımı kararını veren başta hükümetiniz olmak üzere tüm icracı unsurların TCK 302. maddesinde yer alan 'Devletin topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymak, Devletin birliğini bozmak, Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmak, Devletin bağımsızlığını zayıflatmak amacına yönelik elverişli bir fiil işleyen kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.' hükmüne karşı suç işlediği iddiaları hükümetinizce nasıl değerlendirilmektedir?

Anılan türbenin boşaltılması ile egemenlik hakkından tek taraflı feragat edilerek vatan toprağı kaybına yol açılması ve işgalin terkin karşılığı olmadığı ve meşru hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı için hükümetinizin anılan kanun hükmüne karşılık 'Terk ettiğim toprağın yerine bir başka toprak işgal ettim' diyerek savunmada bulunması hukuken mümkün müdür?
Hükümetinizin anılan konulara ilişkin görüşü nasıldır?"