CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, iç güvenlik paketinin revize edileceği ile ilgili yer alan haberleri değerlendirdi. İç güvenlik paketinin çekilmesi gerektiğini belirten Tanrıkulu, "Geri çekileceği veya bazı maddelerin revize edileceği ile ilgili açıklamalar yapıldı. Dün AKP grup başkanvekili böyle bir niyetleri olmadığını ifade etti. Sayın Davutoğlu yasa çıkacak dedi. O nedenle hükümeti samimiyetsiz buluyorum. Bir taraftan barışı ve demokrasiyi sağlama iddiasında olacaksınız Türkiye’nin en temel meselesi olan Kürt meselesini demokrasi ile çözme iddiasında olacaksınız diğer taraftan da demokrasiyi askıyı alan demokrasiyi ortadan kaldıran bu yasada ısrarcı olacaksınız Adalet ve Kalkınma partisi bu ısrarını sürdürdüğü sürece Türkiye’de barışta olmaz demokrasi olmaz." diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Konya’da F4 askeri uçağının düştüğünü belirten Tanrıkulu, "Bu uçakların envanterden çıkarılması birçok kez ifade edildi. Buna rağmen eğitim uçuşunda kullanılması bir hizmet kusurudur. Kusuru olanlar gereğini yapmalıdır." dedi.

CHP olarak geçtiğimiz Aralık ayında Meclis’e 70 maddelik bir çerçeve yasa sunduklarını belirten Tanrıkulu, “55 milletvekilimizin imzası var. bunu yayın haline getirdik ve milletvekillerine dağıttık. Bu yasada Türkiye’nin hem demokrasi meselesi hem de Kürt meselesinin ana çerçevesini çizecek ve eksikleri giderecek düzenlemeler var. içerik tartışılıyor, 10 maddenin ne olduğu tartışılıyor soyut ve felsefi kavramlar içerdiği tartışılıyor. Biz CHP olarak grubumuzun onayı ile Meclis başkanlığına Türkiye’nin Kürt meselesinin çözümünde yardımcı olabilecek anayasa dışındaki düzenlemeleri düzenlemiş bulunmaktayım. Burada hem yöntem önerisi var hem de içerik var. eğer hükümet gerçekten samimi ise bugün itibariyle iç güvenlik paketini çeker komisyona geri çeker bir aylık zaman içinde öncelikli olan yasalardan başlamak üzere Türkiye’nin bu meselesini çözme konusunda birlikte adım atarız. Biz buna hazırız ama hükümet samimi değil bu meseleyi çözme iradesinden uzak ve Türkiye’nin Kürt meselesini hep seçim odaklı olarak elinde rehin tuttuğu içinde bu meseleyi çözme iradesinden uzak. Bu meclis kapanana kadar bir adım atmayacaktır.” ifadelerini konuştu.

Tanrıkulu konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, “Dün Keal Kılıçdaroğlu CHP’nin kapatılması ile ilgili hazırlık yapıldığını ve bir kitap çıkacağını söyledi.bu konuda ne söyleceksiniz?” sorusuna Tanrıkulu, "Bununla ilgili kamuoyuna yansıyan bilgiler var o bilgiler bizede yansımış durumda. Genel Başkanımız televizyon programında bunları açıkladı. Ama CHP’ye kapatmaya kimsenin gücü yetmez. CHP Cumhuryeti kuran bir siyasal partidir, kimsenin gücü bu partiyi kapatmaya yetmez." cevabını verdi.

Başka bir gazetecinin, "Birkaç gündür bir polemik var MHP ve Hülya Avşar arasında. Sanatçı ve siyasetçiler arasında polemik sürüyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Tanrıkulu, "Ben siyasetçilerin sanatçılara karşı kaba ve ağır dil kullanmasını kabul etmem. Sanatçılarında yine siyasetçilere karşı kaba ve ağır bir dil kullanmasını kabul etmem doğru değil. Siyasetçi siyasetini yapacak sanatçı sanatçılığını yapacak. İkisi ayrı alandır siyasetin sanata müdahalesi doğru değildir." cevabını verdi.

"Ertuğrul Kürkçü’nün dün gece bir twit attı. Geçen yıl Mart ayında CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile yapılan bir görüşmeyi anlatıyor. Birlikte görülmemiz hem CHP’ye hem de HDP’ye zarar verir diyor. Bu görüş CHP’nin görüşü müdür yoksa sadece liderimi bağlar" şeklindeki soruya Tanrıkulu, "Siyasette bazı görümeler ve içeriklerin o görüşme ile sınırlı kalması konusunda bir teamül var. bir görüşme içeriğinin görüşen tarafların bilgisi dışında kamuoyuyla paylaşılmasını doğru bulmam. Genel başkanımız bu görüşmenin içeriği ile ilgili olarak içerde görüşme sonrası mutabakata varılanların dışında hiçbir konuşma yapmadı. CHP’lilerde yapma ama daha sonra HDP’li milletvekilleri bu açıklamayı yaptılar. Özellikle teamüllere ve siyasetin geleneğine uygun olamayan bir içerik açıklaması oldu. Ben o toplantıda bulunmadım ama genel başkanımız nasıl geçtiğin açıkladı o çerçeve bizim açımızdan doğru olan çerçevedir.” cevabını verdi.

Dolardaki yükselişin arttığının sorulması üzerine Tanrıkulu şunları söyledi: "Erdoğan’a yarıyor. Çuvalla ve ayakkabı kutusu ile dolar kaçıranlara yarıyor artış. Arttıran Erdoğan’ın sözleri olduğuna göre yarayanda herhalde kendisidir."

"Başbakanlıkta yeni araç alımı yapılacağı medyada yer aldı. Başbakan Davutoğlu’nun geçtiğimizde kamudaki araç israfını önleyecekleri açıklaması ile birlikte bu konuyu nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna Tanrıkulu şu cevabı verdi: "Bunların lüks ve israf merakı hiçbir zaman bitmiyor adalet ve kalkınma partisi milletvekilleri ve başbakanın. Hem lüks hem de israf merakı devam ediyor. ben soru önergeleri ile kamuda nasıl bir taşıt birikiminin olduğunu ortaya çıkarmıştım. Gerçektende büyük bir kaynak kamuda araçlara gidiyor. Büyük bir israf var elindeki araçlarla yetinmeleri mümkün maalesef gözleri doymuyor."

"İç güvenlik paketi revize edilebilir mi sizce." sorusuna Tanrıkulu, "Bize göre geri çekilmesi lazım. Geçen hafta cumartesi günü yapılan açıklamalarda da bu süreçle bağlantılı olarak silahsızlanma silah bırakma süreci ile bağlantılı olarak geri çekileceği veya bazı maddelerin revize edileceği ile ilgili açıklamalar yapıldı. Dün AKP grup başkanvekili böyle bir niyetleri olmadığını ifade etti. Sayın Davutoğlu yasa çıkacak dedi. O nedenle hükümeti samimiyetsiz buluyorum. Bir taraftan barışı ve demokarasiyi sağlama iddiasında olacaksınız Türkiyenin en temel meselesi olan Kürt meselesini demokrasi ile çözme iddiasında olacaksınız diğer taraftanda demokrasiyi askıyı alan demokrasiyi ortadan kaldıran bu yasada ısrarcı olacaksınız Adalet ve Kalkınma partisi bu ısrarını sürdürdüğü sürece Türkiye’de barışta olmaz demokrasi olmaz.” açıklamasında bulundu.

RIZA ZARRAF CARİ AÇIĞI KAPATMAK İÇİN TAZMİNAT ALMAYI UMUYOR

Başka bir gazetecinin, "Rıza Zarrafla ilgili bir dava süreciniz vardı süreçteki son durum nedir?" sorusuna Tanrıkulu, "Meclis çatısı altında Rıza Zarraf’a 14 soru önergesi sormuştum. Kamuoyuna yansıyan iddialar konusunda Başbakan, başbakan yardımcısı ve bakanlara sorular sordum. O sorulardan dolayı her bir soru önergesi için 5 bin liralık tazminat davası açmıştı. Geçtiğimiz hafta o yargılanma İstanbul Çağlayan adliyesinde yapıldı ve dava reddedildi. Anayasanın 98. Maddesi uyarınca biz burada soru önergeleri ile hükümeti denetliyoruz. Böyle bir denetlemeden dolayı tazminat davası açması mümkün değildi ama her nasılsa açmışlardı. Dava reddedildi. 70 bin lira Rıza Zarraf için çok büyük bir para değil ama bizim için ciddi bir para. Herhalde nakite sıkıştı kendisi. O nedenle böyle bir dava açtı. sorduğum sorulardan biri de Babacan’a sormuştum.Rıza Zarraf cari açığın yüzde 15’ini kendisinin kapattığını iddia etmişti nasıl kapattığını sormuştum. Herhalde cari açığı kapatmak için açtığı bu davalardan bizden tazminat almayı umuyor.” ifadelerini kullandı.

Hizmet kusuru konusunda iddialı olduğunu anlatan Tanrıkulu, "İdare hukukunda hizmet kusuru kavramı vardır. Kamu hizmetleri yürütülürken bu hizmetin yürütücüleri hizmette kusur yapmamaları lazım. Bugün F4 uçağının düşmesinde çok açık bir hizmet kusuru vardır hatta ağır bir hizmet kusuru vardır. Bu hizmet kusurunu ifa edenler görevde olanlar bunun gereğini derhal yapmamalılar. Türkiye halkından özür dilemeliler. Sorumlu kimse açık bir hizmet kusuru vardır. Bu kadar açık hizmet kusuruna rağmen hele hele bir yaşam hakkı ihlali olmuş 2 pilot şehit düşmüş bu kadar açık hizmet kusurunu rağmen bu hizmet kusurunu ifa edenlerin görevde olmaması lazım. Gereğini yapmaları lazım.” dedi.