Anadolu Partisi Genel Başkanı Emine Ülker Tarhan, Bank Asya’ya yönelik operasyonu ‘siyasal’ bir karar olarak değerlendirdi. Tarhan, “Tek cümleyle söyleyeyim; tamamen siyasal bir karardır. Hiçbir hukuksal ve teknik yanı yoktur. Tamamen siyasaldır, daha önceki pek çok örnek verebileceğim kararlar gibi tam bir siyasal karardır.” dedi.

Adana’da partisinin il binasının açılışına katıldıktan sonra Çukurova Gazeteciler Cemiyeti'nde (ÇGC) düzenlenen basın toplantısında konuşan Tarhan, gazetecilerin sorularını cevapladı. Türkiye Adalet Akademisi’nden mezun olan hakimlerin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’nın önünde diz çökerek çektirdikleri fotoğrafa dair soruyu Tarhan, şöyle cevap verdi:

“12 Eylül 2010, o dönem yaptığım mücadelelerin ve öngörülerin ne kadar doğru olduğunu, sanıyorum görüyorsunuzdur. O gün biz, ‘2010 referandumuyla yargı yürütmenin emine veriliyor.’ demiştik. Artık bunun geriye dönüşü yok. Biz yargıyı o gün kaybettik. Bugün sonuçlarını görüyoruz. Gencecik Adalet Akademisi’ndeki yargıçların ‘diz çökmesi’ yargıyı kaybettiğimiz anlamına gelir. Yargı, şu anda yürütmenin bir şube müdürlüğünden öte anlamı yoktur. Yürütmeyi denetleme gücü yoktur. Halkın son umut kapısı olmaktan tamamen çıkmıştır. Sadece AKP’nin il ve ilçe başkanlarının kapısından girdiğiniz takdirde ancak adaleti elde edebilirsiniz. O da buna adalet denir mi, bilmiyorum.”

"HÜKÜMETİN HER KADEMESİNDE RÖVANŞİST BİR YAKLAŞIM VAR"

Basına ‘Tenzili Cübbe’ diye yansıyan HSYK’nın son kararnamesiyle ataması yapılan önceki HSYK üyeleri konusunda değerlendirmelerinde ise Tarhan, hükümetin karalarının her kademesinde rövanşist bir yaklaşım sergilediğini vurguladı. Tarhan, şunları söyledi: “Bugün hasip-nasip ittifakı yaptıklarına yarın düşman olur; mendil gibi buruşturup, bir kenara atar. Bugün ittifak yaptıkları işte HSYK’da; bir Yargı Platformu, yandaş bir yapı kurdular. HSYK seçimlerini de onlar aldı. Onları da bir süre kullanacaklar, onları da çöpe atacaklar. 2010 referandumunda liberalleri de kullandılar; müthiş nurlu ufuklara gidiyoruz, inanılmaz bir demokrasiye doğru yol alıyoruz, dediler; o gemiye bindirdiler ama ilk onları attılar gemiden. O yüzden kullanıp, kullanıp atacaklarını ve bir süre sonra mutlak iktidarı sadece o dar kadrolarıyla sağlamaya çalışacaklarını düşünüyorum. Ancak her felaketin bir sonu vardır. Eninde sonunda bitecek.”

"DOĞRU BİLDİĞİMİZ YOLDA YÜRÜYECEĞİZ"

7 Haziran seçimleri öncesi yine gündeme gelen ‘solda birleşme’ hususunda ise Tarhan, hiçbir bilgi ve temasları olmadığını dile getirdi. Tarhan, “Ana muhalefet partisi genel başkanının da (Kemal Kılıçdaroğlu) bizimle bir şeye bakmadığı bilgileri var, bugün. Bizim hiç kimseye eyvallahımız da temasımız da yok. Biz doğru bildiğimiz yolda yürüyeceğiz.” açıklamasını yaptı.

"BİR TÜR DARBE ORTAMINDA OLDUĞUMUZ KESİN"

Demokrasilerde sandık ve halkın iradesinin çok önemli olduğunun altını çizen Tarhan, şöyle devam etti: “Halkın halk tarafından ve halk için yönetimi diye bize öğrettikleri şey aslında demokrasi odur. Ama şu an yaşadığımız şey demokrasi değil, bir illüzyondur. Çünkü demokrasi sadece sandıktan ibaret değildir. Demokrasi yürütme organının her şekilde denetlenebildiği bir yönetim şeklidir. Demokratik kitle örgütleri, özgür basın ve parlamento tarafından denetlendiği, en önemlisi de tam bunların göbeğinde olan bağımsız bir yargı tarafından denetlendiği şeye biz demokrasi diyoruz. Bugün öyle bir şey var mı? Türkiye’de yargı bağımsız değil. Demokratik kitle örgütleri bağımsız mıdır, basın özgür müdür? O yüzden şu an yaşadığımız demokrasi değildir. Bir tür darbe ortamında olduğumuz, rejime her açıdan saldırı olduğu kesin. Bütün güçleri ve enstrümanlarıyla saldırdıkları izlenebiliyor. Rejime saldırıyı çıplak gözle artık görebiliyoruz.”