CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, terör operasyonunda öldürülen Günay Özarslan'ın cenaze töreniyle ilgili Gazi Cemevi'ne saldırmanın aslında Alevi toplumuna saldırmak olduğunu savundu. Doğan, AK Parti hükümetinin 'terörle mücadele' adı altında demokratik muhalefeti susturmak için yeni bir politikayı devreye soktuğunu öne sürdü.

Konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapan Doğan, bu yeni sürecin gereği olarak ülke genelinde gözaltına alma, tutuklama ve katletmelerin başladığını ileri sürdü. Doğan, şu ifadeleri kullandı: "Suruç’ta sosyalist gençleri hedef alan bombalı katliamın hemen ardından başlatılan süreçte yine her zaman olduğu üzere sosyalistler hedef alınmıştır. Yüzlerce kişi gözaltına alınırken Günay Özarslan da evinde polislerce öldürülmüştür. Özarslan’ın canlı bomba olduğu açıklanmasına karşın böyle olmadığı ve olay esnasında herhangi bir çatışma yaşanmadığına dair güçlü veriler bulunmaktadır. İdarenin, Özarslan’ın arkadaşlarının istediği gibi cenaze töreni yapmasına izin vermemesi nedeniyle 3 gündür cenazenin beklediği Gazi Cemevi dün de gün boyu polisin gaz bombalı saldırısı altındaydı. CHP ve HDP milletvekilleri, Gazi Cemevi yöneticileri ve Alevi kurum temsilcilerinin ilgili tüm sorumlularla defalarca görüşmesine karşın İstanbul Emniyeti’nin bu uygulaması dün gece geç saatlere kadar bazen artarak devam etti. Genel Başkan Yardımcımız Sayın Veli Ağbaba ve CHP vekilleri olarak bizler üzerimize düşen sorumlukla, gerekli tüm girişimlerde bulunarak hükümet üyeleri dahil tüm yetkililere ulaşmaya çalıştık. Nihayet bugün, cenazenin bir başka can daha yitirilmeden kaldırılması için tüm kişi ve kurumların çabası sonuç vermiştir."

Cemevlerinin bu ülkede yaşayan milyonlarca Alevi için bir ibadethane olduğuna dikkat çeken Doğan, şöyle devam etti: "AKP’nin bunu böyle kabul edip etmemesinin hiçbir önemi yoktur. Hal böyleyken bir ibadethaneye polisin gaz bombalarıyla saldırması kabul ve tahammül edilebilir bir şey değildir. Yaşananlar ne olursa olsun, bir cemevine saldırmak, buraya sığınan insanlara gaz bombası atmak kimsenin haddine değildir. Başka cemevlerinin çevresinde de polisin sıklıkla kimlik kontrolü yaptığı belirtilmektedir. Bu tehlikeli uygulamalara bir an önce son verilmelidir. Cemevleri de tıpkı camiler, kiliseler, havralar gibi inanç mekanlarıdır. Sadece Alevi vatandaşlarımız değil bu topraklarda yaşayan herkes yapılan bu saldırılara karşı duyarlı olmalı ve cemevlerine sahip çıkmalıdır. Olaylar sırasında ateş açılarak bir polisin yaşamını yitirmesini şiddetle kınıyorum. Polise Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum."