CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Koza İpek Grubu'na kayyum atanmasının kabul edilemez olduğunu belirtti. Tezcan, “Türkiye’de mal ve can güvenliği kalmamıştır. Can güvenliği terör örgütleri tarafından tehdit edilir oldu, mal güvenliği doğrudan hükümet tarafından ihlal edilmeye başlandı. Vatandaşın, şirketlerin, iş yerlerinin medyanın mal güvenliğinin doğrudan hükümet tarafından tehdit edildiği bir Türkiye’deyiz. Bu olay Türkiye’nin kredi notunu etkileyebilecek bir adımdır.” dedi.

Aydın'da Çine CHP ilçe teşkilatını ziyaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, CHP Çine İlçe Başkanı Tayfun Şahin ve partililerle bir süre görüştü. Burada açıklama yapan Bülent Tezcan, İpek Medya Grubu’na yönelik kayyum atanmasını değerlendirdi. Bu olayın artık Türkiye’de mal ve can güvenliği kalmadığının göstergesi olduğunu belirten Tezcan, şunları söyledi: “Türkiye’de mal ve can güvenliği kalmamıştır. Can güvenliği terör örgütleri tarafından tehdit edilir oldu, mal güvenliği doğrudan hükümet tarafından ihlal edilmeye başlandı. Vatandaşın, şirketlerin, iş yerlerinin medyanın mal güvenliğinin doğrudan hükümet tarafından tehdit edildiği bir Türkiye’deyiz. Öyle bir şey ki bir savcı kararıyla savcının hakimden bir dilekçeyle bir kağıt parçasıyla yaptığı taleple iktidar yanlısı yandaş kesimlere sermaye transferi yapıldığını görüyoruz. Yani bu olay yani açıkça kayyum atanıyor, kayyuma AKP’li milletvekillerinin kardeşleri getiriliyor. Kayyuma iktidar yanlısı olan medya kuruluşlarının temsilcileri getiriliyor. Bir yayın kuruluşu ve iş dünyasının bir holdingin bütün faaliyetleri bunlar tarafından kontrol edilmeye başlanıyor. Bu şu demektir, zorbalıkla, hükümet eliyle savcı kararıyla yandaşlara şirket transferi yapıyorlar. Yaptıkları başka bir şey değil. Artık Türkiye’de hiç kimse mal güvenliğinin olduğunu söyleyemez. Hukukun olmadığı, hukuk devletinin olmadığı bir yerde hiçbir güvencenin de varlığında da söz etmek mümkün değildir. Türkiye’yi dünyaya rezil ettiler. Ülkeyi uluslararası alanda rezil ettiler. Türkiye bu şekliyle yol yürüyemez. Bir an önce hukukun hakim olacağı, egemen olacağı herkesin kendini güvende hissedeceği bir Türkiye’ye ihtiyaç var. Bugün İpek Koza Grubu'na yapılan yarın başka bir sermaye gurubuna ya da başka bir medya kuruluşuna yapılmaya başlanır. Belli ki iktidar kendisiyle ilgili arzu ettiği şekilde yayın yapmayan, istediği çizgide hareket etmeyen, boyun eğmeyen, muhalif olan hiç kimseyi yaşatmak istemiyor ve yaşatmama konusunda hukuk, adalet hiçbir şey tanımadan da açıkça şehir eşkıyalığına soyunmuş durumda. Fakat Türkiye şehir eşkıyalığına fırsat vermeyecek. Bunun hukukla tarif edilebilir bir yanı yok. Bu kanun değişikliğini yaparlarken de biz itiraz ettik. Türkiye’de hiç kimsenin mal güvenliği olmaz böyle olursa. Bu doğrudan doğruya hükümetin istediği işadamlarını batırma, istediğini zengin etme planı olarak uygulanır dedik. Ve bugün geldiğimiz nokta da bu ne yazık ki.”

Seçim güvenliği konusunda değerlendirmede bulunan Bülent Tezcan, “Ne yaparlarsa yapsınlar. Sosyal medyayı da kapatacak halleri yok. Güçleri yetmeyecek. Seçim güvenliğiyle ilgili bütün vatandaşlarımız sandıklara gidip bu zorbalıklara karşı seçim güvenliğini sağlayacaklar. Parti olarak biz de seçim güvenliğini sandıklara gidip sağlayacağız. Türkiye’de hiç kimsenin bu baskılara boyun eğmemesi gerekiyor. Boyun eğmemeyi bildiğimiz zaman Türkiye’de demokrasiyi belli bir noktaya getireceğiz diye düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

İpek Medya Grubu’na yapılan hukuksuz el koyma sonrası ülke ekonominin olumsuz etkileneceğin kesin olduğunu da ifade eden Tezcan, şunları söyledi: “Türkiye’ye artık bu şartlar altında kimse yatırım yapmaz. Yabancı sermaye gelmez. Türkiye uluslararası piyasalarda güvenilir bir ülke olmaktan çıkar. Türkiye ile ticaret yaparken, iş yaparken, yatırım yaparken herkes elli sefer düşünür. Yani Türkiye’de yatırımcı olmak için işadamı olmak için kaçak saraydan vize ve talimat almak mı gerekiyor. Kaçak sarayın hoşuna giden adam olmazsan Türkiye’de çalışamayacak mısın? İşadamı olamayacak mısın? Dünya sermayesi kalkıp da Türkiye’de herhangi bir şekilde iş yapabilmesi için hükümete biat ermek boyun eğmek zorunda mı? O yüzden bunlar kabul edilebilir bir şey değil. Bir de Türkiye ekonomisi açısından çok olumsuz şeyleri olacaktır. Önümüzdeki süreçte Türkiye ciddi bir biçimde uluslararası alanda güvenilir ülke olma konusunda ciddi handikaplar sıkıntılar yaşayacaktır. Türkiye’nin kredi notunu etkileyebilecek bir adımdır.”