Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Türkiye'nin bütün idari yapısını tekrar inşa edecek olan yeni bir Anayasa. Yeni, sivil, özgürlükçü bir Anayasa.” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen 'Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada AK Parti’nin vizyonunda söz etti. Karşılarında sistematik bir vizyon bulunmadığını ifade eden Davutoğlu, “Önümüzdeki dönemde de demokrasi ile ilgili iddiamız net ve açıktır. Bizim dönemimizin adı; yeniden inşa dönemidir. Yeni binanın demokratik anlamda inşası, insan onurunun korunduğu ve bu özgürlüklerle insan onurunun yeni sivil anayasamızın temel alanı olduğu yepyeni bir dönemi işaret ediyoruz.” açıklamalarında bulundu.

Yeni Anayasa'yı çeşitli engeller olduğu için gerçekleştiremediklerini savunan Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti: “En büyük hedefimiz, Teşkilatı Esasiye Kanunu'nda olduğu gibi kısa, öz, vatandaşlık, millet tanımı net, her şeyin temelinde etnik ve mezhep ayrımı gözetmeden insan onurunu barındıran güçler ayrılığı prensibi üzerine oturan, bu çerçevede başkanlık sistemini ele alan, bu çerçevede Türkiye'nin bütün idari yapısını tekrar inşa edecek olan yeni bir Anayasa. Yeni sivil, özgürlükçü bir Anayasa.”

Davutoğlu, yeni Anayasa'nın nasıl olması gerektiğini şu sözleri ile açıkladı: “Vesayetçilerin kaleme aldığı değil, ne emrederseniz ona göre Anayasa yazalım diyen 27 Mayıs hukukçularının değil, 28 Şubat sınırlayıcısının değil milletin yazdığı yeni bir Anayasa'yı öyle veya böyle inşa edeceğiz, kuracağız.”

Yeni Anayasa’nın ekonomik boyutu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’nin makro olarak hedeflediği çizgi. Her bir toplum kesimimizin mikro olarak hayatların düşündüğümüz düzenlemeler. Geçmişte devlet zengindi, millet fakirdi. Bazı durumlarda da hortumcuların olduğu dönemlerde hortumcular zengindi, devlet fakirdi, geniş halk kesimi de fakirdi. 1990 yılların sonunda bankalar batarken o bankaları hortumlayanlar zenginleşti. Devlet ise kendi memurunun maaşını ödemeyecek duruma düşürüldü. Halk kesimleri fakirleştikçe fakirleşti.”