MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, AK Parti'nin sürekli maskeli siyaset yaptığını ama son yaşadıklarının maskelerini düşürdüğünü ve milletin gerçek yüzlerini gördüğünü söyledi. Vural, "Bunların hepsi maskeli siyasetçi, biz bunlara münafık siyaset diyoruz." dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Kars'ta partisinin seçim çalışmalarına katıldı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Atilla Kaya'nın da eşlik ettiği programda konuşan Oktay Vural, 'Biz zalimi asla sevemeyiz, zulmü de asla alkışlayamayız' diye seslendiği Başbakan Ahmet Davutoğlu'na, "Yıllardır bu ülkede darbe edebiyatı yapan ve darbeciler beni engelledi diyenler daha sonra kumpas demek suretiyle işin içinden sıyrılırken hangi maskeyi takıyordunuz? Yılarca beraber birlikte olduklarınızı 17-25 Aralık sürecinde bize darbe yapmak istediler diye darbeci olarak suçladığınız zaman acaba hangi maskeyi takıyordunuz? Acaba Habur'da hangi maskeyi takmıştınız? Oslo'da hangi maske ile dolaşıyordunuz? Dolmabahçe'de hangi maska ile mutabakat metni imzaladınız? Haram paracının önüne yatarken, kara paraları aklarken acaba hangi maske ile dolaşıyordunuz? Adalet ve Kalkınma Partisi sürekli maskeli siyaset yapmıştır. Ama bu yaşadıklarımızın hepsi bunların maskelerini düşürmüş ve gerçek yüzleri ile milletimizi karşı karşıya bırakmıştır. Bunların hepsi maskeli siyasetçi, biz bunlara münafık siyaset diyoruz." ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural ve Atilla Kaya, Kars’ta Belediye Başkanı Murtaza Karaçanta ve İl Başkanı Yaver Özcan ile milletvekili adayları Erkan Koçali, Tuncay Aydın, Murat Sağlam tarafından karşılandı. Aşıkların sazlı sözlü karşılamalarıyla seçim bürosunda basına konuşan MHP Grup Başkan vekilliği de yapan Oktay Vural, "Her şeyden önce sevgili Karslılara çok teşekkür ediyorum. 30 Mart’ta Kars’ta 3 hilalli bayrağı dalgalandırdınız. Bugün ise çok tarihi bir dönemeçteyiz. Tarihi bir seçim gerçekleştiriyoruz. 1 Kasım'da Türkiye çifte dikiş yapacak. İnşaallah iktidarı ellerinden aldılar. İnşallah daha fazlasını ellerinden almak suretiyle Milliyetçi Hareket Partisi'ni güçlendireceğine yürekten inanıyorum. Cumhuriyeti kutladığımız bu günlerde bu emanet edilen değere ihanet edenlerle mi, yoksa bu değerlere sahip çıkanlarla mı devam edeceğiz? Bu cevabın verilmesi gerekiyor." diye konuştu.

'MİLLETE KORKU, TEHDİT, BASKI UYGULAYANLAR 1 KASIM'DA BEDEL ÖDEMELİLER'

Cumhurbaşkanı'nın 400 vekil ısrarına değinen Vural, şunları söyledi: "Ne olacağız endişesi içerisinde 400 vekil vermedi diye aziz milleti cezalandıranlar, böyle bir ortamı sağlayanlar, parlamenter demokrasiyi çalıştırmayarak, al başkanlığı ver özerkliği denklemi içerisinde Türkiye'yi bu sıkıntılı duruma sokanlar 1 Kasım'da bedel ödemeliler. Türkiye'de medyaya baskılar, vatandaşlara baskılar, mülkiyete baskılar ve tehditler devam ediyor. Milletin iradesiyle devleti yönetmeye talip olanlar, bugün millete korku, tehdit baskı uygulayacak duruma geldiler. Kimsenin geleceği güvende değildir."

'HERKES MAKUL ŞÜPHELİ OLABİLİR'

Her kesimden her insanın bu despot yönetimin makul şüphelisi durumuna gelebileceğine dikkat çeken Vural, "Hepimiz hep beraber, birlikte makul şüphe adı altında bunların idaresinde zulme uğrayabiliriz. Hiç kimsenin bir hukuk güvencesi yoktur. Hukuk güvencesinin olmadığı bir yerde zorbalığın güvencesi vardır. Türkiye adeta açık hava cezaevine dönmüştür. Konuşmak suç, eleştirmek suç, farklı düşüncede olmak suç. Değerli kardeşlerim tehdit hepimizin düşüncesinedir." ifadelerini kullandı.

'MİLLET İRADESİNİ TESLİM ETTİ ONLAR İSE İRADELERİNİ HAVUZA TESLİM ETTİ'

AK Parti'ye oy verenlere seslenen Vural, "Sizler oyunuzu verdiniz, iradenizi Adalet ve Kalkınma Partisi'ne teslim ettiniz ama maalesef Adalet ve Kalkınma Partisi kılavuzları iradesini havuz medyasına ve ihale havuzlarına teslim etti. Bugün Adalet ve Kalkınma Partisi'ni yönetenler ihale havuzlarında bulunanlardır. Bugün Adalet ve Kalkınma Partisi'ni yönetenler havuz medyasıdır. O bakımdan milletle irtibatını kesmiş Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yaptıkları milletimize bir zulüm halinde dönmektedir. Bugün artık görülmektedir ki artık devlet insanların malına, mülküne, hürriyetine el koyacak duruma gelmiştir. Devlet, çökme operasyonları yapmaktadır." şeklinde konuştu.