Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın, Türkiye’de siyasi tıkanıklığın ve bugünkü terör sarmalının en büyük sorumlusunun Erdoğan ve AK Parti olduğunu söyledi. Yalçın, “MHP liderinin çağrılarına kulak asmayanlar, çözüm sürecinin ülkeyi bölünmeye ve terör bataklığına sürükleyeceğine PKK’nın daha da çok azacağına dair uyarılarına aldırmayanlar, bugün utanıp arlanmadan partimizi ve Genel Başkanımızı ‘hayır’cılıkla suçlamaktadırlar. AKP şu anda parlamentoda en çok milletvekiline sahip partidir. CHP de ana muhalefet partisidir. İkisinin birlikte Türkiye’nin önünü açacak adımlar atması mümkünken çıkıp MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ve partimizi hedef almaları çok gülünçtür.” diye konuştu.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın, ‘MHP’ye ve Genel Başkan Devlet Bahçeli’ye yönelik hayırcı yakıştırmaları’ ile ilgili yazılı açıklama yaptı. 7 Haziran seçimleri sonrasında şiddetini artıran terör eylemlerinin, başkent Ankara’da 99 vatandaşın ölümüyle sonuçlanan kanlı saldırıyla tavan yaptığını belirten Yalçın, “Perşembenin geleceği çarşambadan belli olduğundan; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli koalisyon görüşmeleri sürecinde AKP ile CHP’yi uyarmış, kalıcı bir hükûmet kurmak için çaba gösterilmesini istemiştir. Ancak imam bildiğini okumuş, koalisyon süreci Tayyip Erdoğan tarafından baltalanmıştır.” dedi.

Türkiye’de siyasi tıkanıklığın ve bugünkü terör sarmalının en büyük sorumlusunun Erdoğan ve AK Parti olduğunu kaydeden Yalçın, “MHP Liderinin çağrılarına kulak asmayanlar, çözüm sürecinin ülkeyi bölünmeye ve terör bataklığına sürükleyeceğine PKK’nın daha da çok azacağına dair uyarılarına aldırmayanlar, bugün utanıp arlanmadan partimizi ve Genel Başkanımızı ‘hayır’cılıkla suçlamaktadırlar. AKP şu anda parlamentoda en çok milletvekiline sahip partidir. CHP de ana muhalefet partisidir. İkisinin birlikte Türkiye’nin önünü açacak adımlar atması mümkünken çıkıp MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ve partimizi hedef almaları çok gülünçtür.” diye konuştu.

'ASIL ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMASI GEREKEN AKP VE CHP İKEN MHP’NİN İTHAM EDİLMESİNDE SUÇLULUK PSİKOLOJİSİ ARANMALIDIR'

MHP’nin, terörle mücadele karşısında birlik ve beraberlik fotoğrafına dâhil olmamakla suçlanmanın bir başka ayıp olduğunu vurgulayan Yalçın, “MHP zaten Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünün adresidir. Yıllarca bölücü terör karşısındaki kararlı ve kaynaştırıcı duruşuyla PKK’nın toplumu ayrıştırma ve sosyal barışı yok etme planlarının önündeki tek engel olmuştur. Hâl böyleyken son terör eylemleri karşısında siyasi partilerin birlik ve beraberlik görüntüsü vermesi talebi, AKP tarafından siyaset malzemesi olarak kullanılmaktadır. MHP bu malzemenin bir parçası ve siyasi oyunun figüranı olmak niyetinde değildir. MHP, terörle mücadele konusunda üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirmekte, toplumsal uyanışın ve kardeşçe yaşama bilincinin canlı kalması için yoğun çaba sarf etmektedir. Bu konuda asıl üzerine düşeni yapması gereken AKP ve CHP iken MHP’nin itham edilmesinde suçluluk psikolojisi aranmalıdır. Çünkü Türkiye’nin içine yuvarlandığı kaosun mimarları, 13 yılda ülkeyi tarihinin en badireli günlerine sürükleyen Erdoğan güdümündeki AKP ile ana muhalefet görevini hakkıyla yerine getirmeyip AKP’den daha çok çözümcü olan CHP’dir.” şeklinde konuştu.

“HDP’nin durumu zaten ortadadır. Bu parti, PKK’nın siyasi kanadıdır. PKK, 30 yılı aşkın süredeki sayısız kanlı eylemin en büyük sorumlusu ve suçlusudur.” diyen Yalçın, “Şiddet şiddeti doğurmuş, PKK ve PYD, Ortadoğu’yu kana bularken karşılarında bir başka terör örgütünü, IŞİD’i bulmuştur. Şimdi; kavgalarını topraklarımıza taşıyan iki kanlı ve acımasız terör örgütü, AKP’nin kevgire çevirdiği sınırlarımızdan girip çıkarak büyük çaplı terör eylemleri tezgâhlamaktadırlar. Bu PKK’yı ve siyasi kanadını, sözde demokrasi ve barış gibi içi boşaltılmış kavramlarla şımartan yine AKP ve CHP’dir. Oysa teröre ve terörizme merhamet, zaafa işaret eder. Teröristlere acımak, devletin yıkımına zemin hazırlamaktır. Yapılması gereken, parlamentodan sözüm ona torba taviz yasaları çıkarıp bölücüleri daha çok yüze çıkarmak değil, devletin gücünü ve caydırıcılığını onlara göstermektir. Bu arada onların baskısı altındaki halkı da devletin şefkat ve adalet şemsiyesi altında toplayabilmektir. Şu anda bütün ipler Tayyip Erdoğan’ın elindedir. Anayasa ve yasa dinlemeden ülkeyi keyfince yönetmektedir. Güdümündeki AKP azınlıkta olduğu hâlde çoğunluk partisi gibi davranmaktadır. Ortada geçici de olsa işbaşında bir hükûmet vardır. Kanlı terör eylemleri karşısında bir icraatta bulunmuşlar da önlerine mi durulmuştur? Bir çözüm üretmişlerdir de engel mi olunmuştur?” açıklamasında bulundu.

'ARTIK CİN ŞİŞEDEN ÇIKMIŞ, ERDOĞAN VE AKP’NİN BÜYÜSÜ BOZULMUŞTUR'

Erdoğan da Davutoğlu da hatta Kılıçdaroğlu’nun da 1 Kasım yaklaşırken şov ve av peşinde olduğunu hatırlatan Yalçın şunları dile getirdi: “İkisi de ülkenin sorunlarına samimi niyetle çözüm üretmek ve Türkiye’yi terör belasından kurtarmak yerine oy avcılığı derdindedir. Bütün bunların suçluluğundandır ki MHP’nin eleştirileri karşısında iki partinin kurmayları ve destekçileri, koro hâlinde partimize hayırcı yaftası yapıştırmaya, kamu vicdanında mahkûm etmeye çalışmaktadır. Peki yıllardır MHP terörle mücadele konusunda yırtınırken aklınız neredeydi? O zaman da MHP’yi hep bir ağızdan kandan ve gözyaşından nemalanmakla suçlamıyor muydunuz? Bu gerçeklere rağmen partimizin hem yandaş medyanın hem de CHP sözcüleri ve onları destekleyen basının hedefinde olması, MHP’nin haklılığını tescil etmektedir. İşte bu yüzden özellikle yandaş medyanın kiralık ve satılmış kalemleri sık sık aynı cümlelerle MHP’ye yüklenmektedir. Benzer ifade ve cümleler bilerek tekrarlanmaktadır. Bunun amacı bellidir. Yalanı ne kadar çok dillendirirlerse o kadar akılda kalacaktır. Çünkü sürekli söylenen yalanlar bir süre sonra birileri tarafından gerçek olarak görülmeye başlanacaktır. Ama algı operasyonuna uğrayan, MHP tabanı veya MHP’ye oy veren milliyetçi muhafazakâr seçmen olmayacaktır. Belki AKP tabanının bir miktar konsolide edilmesi sağlanacaktır. Hepsi o kadar… Bu da AKP’nin 1 Kasım hedefine asla yetmeyecektir. Artık cin şişeden çıkmış, Erdoğan ve AKP’nin büyüsü bozulmuştur.”