Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, 2015 genel seçimleri ile ilgili açıklamalarda bulundu. Öztürk, “AK Parti hükûmeti hem 12 Eylül referandumundan sonra yüksek yargı organlarının yapısı içine nüfuz etme imkânını elde etmiş hem de Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) uhdesindeki bir takım yetki ve sorumlulukları İçişleri ve Adalet bakanlıkları gibi siyasi idarenin parçası olan kurumlara devretmiştir. Bu suretle yargı, kuvvetler ayrılığı prensibine aykırı olarak âdeta iktidara bağlı bir kurum hâline getirilmiştir. YSK ise seçimlere ilişkin kendisine ait olan yetkilerin idareye devredilmesine seyirci kalmıştır.” dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, 2015 genel seçimleriyle ilgili MHP Genel Merkez binasında basın açıklaması yaptı. Son zamanlarda yazılı ve görsel basında seçimlerin dürüstlüğüne ve şeffaflığına gölge düşürecek derecede hile ve usulsüzlük yapıldığına dair ciddi söylentiler ve itiraf niteliğinde haberler çıktığına dikkat çeken Öztürk, “Bu kaygı verici iddialar, seçim sonuçlarına olan güveni hızla azaltmaktadır. Seçim sistemimizdeki yanlışlık ve eksikliklerin yol açtığı olumsuzluklar, kamuoyunda seçim sonuçlarının hileli ve şaibeli olduğu inancını yaygınlaştırmaktadır. Oysa vatandaşların güven ve desteğini kazanmış bir siyasi iradenin akıllarda soru işareti bırakmadan seçim sandığına yansıması gerekmektedir.” açıklamasında bulundu.

Seçimlerin halk iradesinin Meclise yansımasını sağlayan en önemli araç olduğunun altını çizen Öztürk, bu aracın doğru kullanılması, demokrasinin sağlıklı işlemesinin olmazsa olmaz şartı olduğunu söyledi. Öztürk, “Bu şartın yerine getirilmesi hem siyasi partilerin hem de devletin temel kurumlarının görevidir. Bu kurumlar içinde yer alan en önemli unsur ise yargıdır. Nitekim anayasamız, seçimlerin adil bir şekilde planlanıp icra edilmesi görev ve sorumluluğunu önemli bir yargı organı olan YSK’ye vermiştir. Ancak AK Parti hükûmeti hem 12 Eylül referandumu’ndan sonra yüksek yargı organlarının yapısı içine nüfuz etme imkânını elde etmiş hem de YSK’nın uhdesindeki birtakım yetki ve sorumlulukları İçişleri ve Adalet Bakanlıkları gibi siyasi idarenin parçası olan kurumlara devretmiştir. Bu suretle yargı, kuvvetler ayrılığı prensibine aykırı olarak âdeta iktidara bağlı bir kurum hâline getirilmiştir. YSK ise seçimlere ilişkin kendisine ait olan yetkilerin idareye devredilmesine seyirci kalmıştır.” şeklinde konuştu.

Bu şartlar altında yapılacak seçimlerde alınacak sonuçlar halkın iradesini değil, iktidarların ve onların yönetimde olmasından fayda umanların iradesini temsil edecektir diyen Öztürk, “Halkın gerçek iradesinin Meclise yansıması isteniyorsa mevcut seçim sistemimiz mutlaka ıslah edilmeli ve bu konuda alınacak tedbirlerle seçim hileleri konusunda kamuoyunda yerleşik şüpheler ortadan kaldırılmalıdır.” diye konuştu.

Öztürk, 2015 Genel Seçimlerine hile karıştırılmaması, dürüstlük ilkesinin korunması ve gerçek halk iradesinin sandığa yansıması bakımından lüzumlu görülen hususları söyledi:
“1. Seçmenlerin tespiti sırasında seçmen yazımında problemler ve dolayısıyla da kuşkular ortaya çıkmaktadır. Her seçim öncesi sandık seçmen listelerinden düşürülen milyonlarca seçmenin olması gereken adreslerdeki listelerine zamanında kaydedilmelerinin temini gerekir.

2. Sahte Seçmenlerin ve mükerrer kişilerin oy kullanmalarını önlemek için parmak boyası, hapis cezası gibi caydırıcı yaptırımların getirilmesi gerekir.
3. Seçim kurullarında görev yapacak başkan ve üyeler ile sandık başkanları, üyeleri ve seçim güvenliği için görevlendirilecek emniyet personeli, tarafsız kişilerden kura yoluyla belirlenmelidir.

4. Mükerrer oy kullanılmasının, turnike yöntemi gibi usullerle irade satın almaya dönük oy kullanılmasının, fazla basılan pusulaların başka sandıklara kaydırılmasının önlenebilmesi için tedbir alınmalıdır.

5. Seçim kurullarında, ayrıca birleştirme tutanaklarının yazılmasında görev alan kişilerin yanında, bilgi işlem merkezlerinde ve terminallerin başında mutlaka her partiden temsilci bulunması sağlanmalıdır.

6. İlçe seçim Kurulu Başkanlıklarında tutanakların birleştirilmesi esnasında bir tarafı desteklemeye yönelik oy kaydırmaları ya da oyların girildiği bilgisayarların donanımına müdahale edilerek eklenebilecek korsan bir yazılım ile giriş sinyallerinin merkezî bilgisayara farklı olarak gönderilmesinin önüne geçilmelidir.

7. SEÇSİS'e dışarıdan müdahalenin mutlaka önüne geçilmelidir.”