Baykal, partisinin Hafız Ali Efendi Meydanı'nda düzenlenen mitinginde Kahramanmaraşlılara hitap etti. Baykal, 2008 yılının Kasım ayı itibarı ile 1 yılda 1 milyon kişinin işini kaybettiğini belirterek, "Kasım'dan sonra Aralık, Ocak, Şubat, Mart var. Asıl işsizliğin darbesini vurduğu dönem var. Bugün sanayide 10 tezgahtan 4'ü kapandı. O tezgahları kurmak için yatırım yapılmış, para harcanmış, borca girilmiş. O tezgahlardan ekmek yiyen ustalar, işçiler var. O tezgahlar kapandı, ondan ekmek yiyenlerin işine son verildi. 1 milyon insanın işine son verildi, 1 yıl içinde 500 bin insan borcunu ödeyemez hale geldi. Kredi kartı, ferdi kredi borcunu ödeyemez hale geldi. Bir bankaya olan borcu öbür bankanın kartıyla döndürüyorsunuz. 500 bin kişi döndüremez hale geldi. Sadece Ocak ayında 138 bin kişi borç ödeyemez hale geldi. Geçen yıl 500 bin kişiydi, 1 ayda 138 bin oldu. 1.5 milyona gidiyor. Bu iyi bir tablo diyebilir miyiz? Bu borcunu ödeyemeyenler, bu milletin evladı değil mi, aile babası değil mi, ahlaksız mı, dalavereci mi? İşinden atılmış borcunu ödeyemiyor. Başbakan diyor ki; 'borcunu ödeyemeyenler dürüst değildir.' Bugün söylemiş. Tabii Başbakan işten atılmanın ne demek olduğunu bilmez. İşsiz kalmanın ne demek olduğunu bilmez, iyi niyetle işten atılmayacağım diye umutla borç altına girdikten sonra o borcu ödeyemez duruma düşmenin ne demek olduğunu bilmez.Çünkü işsiz kalmamıştır, işsiz kalsa da dostları vardır, yardımcı olurlar. Çoluğunu çocuğunu Amerika'da okutuyorlar. Onun sıkıntısı yok" diye konuştu. Türkiye'nin bugün sıkıntılı bir noktada olduğunu söyleyen Baykal, şöyle devam etti: "Ne oldu pamuk yetiştiren köylü? Hani Kahramanmaraş'ta 'pamuk üretimi yapacağız, tekstil üretimi yapacağız, fabrikalar kurduk, gençler çalışacak' derken, ne oldu? 16 fabrika kapandı. Sadece Kahramanmaraş'ta 14 bin insan işinden atıldı. Bu bir facia değil mi? Kahramanmaraş'ta pamuk yetiştiriyoruz, pamuğu kaça verdiniz? 600'e mi verdiniz? 2002'de de aynı fiyattı. Gübre ne oldu bu arada? Gübre, ilaç mazot ne oldu bu arada? Pamuk bu şekilde ayakta kalır mı? Kahramanmaraş'ta, Çukurova'da pamuk yetiştiricisi pamuk yetiştiremez hale düştü. Yunanistan'dan pamuk ithal ediyoruz. Pamuğu Yunanistan ne bilir? Çukurova'daki pamuğu almıyoruz, Yunanistan'dan ithal ediyoruz." AK Parti hükümetinin, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok para harcayan hükümeti olduğunu ileri süren Baykal, "En büyük parayı bu hükümet harcadı. Nereden geldi o para? Borç harcandı. Harcanan borç kimin sırtında? Milletin sırtında. Bugünkü iktidar iş başına geldiğinde, 2002 yılında Türkiye'nin toplam borcu Atatürk döneminden 80 kusür yılın ortak borcu 220 milyar dolardı, 7 yılda bunlar ek 280 milyar dolar borç yaptılar. Borç şimdi 500 milyar dolar. Hani kalkınıyorduk, hani zenginleşiyorduk? [URL=http://www.haber46.com.tr/gallerydetails.asp?id=3675#]DENİZ BAYKAL'IN KAHRAMANMARAŞ MİTİNGİ FOTOĞRAFLARI[/URL] Kalkınıyorsak, zenginleşiyorsak ilk yapman gereken iş bu borcu indirmek değil mi? 220 milyar borç azaldı mı? Arttı. 280 milyar dolar harcadılar bunlar. Cumhuriyet tarihi boyunca yapılmış ne kadar eser, tesis, önemli kuruluş varsa onları da sattılar, ucuz pahalı demeden, yerli yabancı demeden sattılar. Onun parasını da harcadılar. 280 milyar doların üzerine bunu da ekleyin, bu kadar para harcandı. Türkiye'ye ne yapıldı? TOKİ ve çift yol uygulaması bu parayı izah etmeye yeter mi? Düşünün 220 milyar dolar borçla neler yapıldı Türkiye'de? Ne kadar baraj varsa, demir yolları, sanayi tesisleri herşey dahil sonuç 220 milyar dolar borç. Bu kadar para harcandı. Sonuç ne? Kahramanmaraş-Göksun yolu bile yapılamadı. Kahramanmaraş'a hangi büyük yatırım yapıldı? Bu iyi bir tablo mu? Sen o kadar parayla milleti yapay, suni bir rahatlık, ferahlık izlenimi içine aldın diye ithalat yoluyla Türkiye zenginleşmiş oluyor mu? Yaptığın ithalat pamuk, mısır, buğday üreticisinin, tekstil fabrikalarının, otomotiv sanayiinin boynunu büküyor, işsizliği artıyor, fabrikaları kapatıyor. Üstelik de borç yapıyor. İthalatı Maliye Bakanı'nın oğlu yapacak, Kahramanmaraş çiftçisi pancar yetiştiremeyecek, fabrikalar kapanacak. Doğru bir politika mı? Türkiye bu politikayla kalkınır mı? Manzara bu" diye konuştu. Resmi işsiz rakamının 5 milyon olduğunu, 1 yılda 1 milyon arttığını vurgulayan Baykal, "Rakam daha da artıyor, fabrikalar kapandı, esnaf perişan, gençler iş bulamaz halde, emekliler perişan" dedi. Başbakan Erdoğan'ın işi gücü bırakıp CHP'yle, Deniz Baykal'la uğraştığını öne süren Baykal, şunları kaydetti: "Gece Deniz Baykal'la yatıyor, sabah Deniz Baykal'la kalkıyor. Mitinglerde Deniz Feneri'nden, yolsuzluklardan söz açtı mı? Peki çiftçinin sıkıntısından, kapanan fabrikalardan, işsizlikten, krizden söz açtı mı? 'Teğet geçti' dedi mi? Teğet geçmiş. Geçenlerde bir çiftçi dedi ki; 'ne teğeti, o beşli dirgeni böğrümüze soktu, sırtımızdan çıkardı' dedi. Şimdi buraya gelip hikaye anlatıyor, teğet geçmiş, önemli birşey yokmuş hikaye. Deniz Baykal böyle, Deniz Baykal şöyle. Sen işine bak, ne uğraşıyorsun başkasıyla. Deniz Baykal, İsmet Paşa, biraz daha geriye gidecek ama gidemiyor. 'Atatürk' diyecek, ama diyemiyor, dursun orada dursun. 80 sene evvel karne uygulaması varmış, 30 yıl önce petrol sıkıntısı çekilmiş, sen bunları bırak bugüne gel. Senin uyguladığın politika insanları ne hale getirdi sen ona bak. Millet çıldırıyor, soyunup sokaklarda dolaşıyor, çoluğunu çocuğunu vuruyor, arabasının baaldu bu arada? Pamuk bu şekilde ayaşında intihar ediyor. Geçenlerde Aydın'da dolaşıyor, arabaya doldurmuş oyuncakları çocuklar koşsunlar da buna ilgi olsun. Milletin karşısında nutuk atarken diyorsun ki; 'severim yaradılanı Yaradandan ötürü.' Bunun çaresini siz seçimde bulacaksınız. Bunu siz tedavi edeceksiniz. El mi yaman, bey mi yapan. Sen Ali kıran baş kesen mi kesildin başımıza, burası bir hukuk devleti. Sen Başbakan oldun diye herkese hükmedemezsin. Başbakan olmak ayrı, adam olmak ayrı. Nice başbakanlar vardır ki adam olamamıştır. Ama nice başbakan olmayanlar vardır ki adam gibi adamdır. Önemli olan adam gibi adam olmaktır: Dürüst olmaktır, doğru konuşmaktır, gerçekleri göğüsleyebilmektir." Başbakan Erdoğan'a televziyonda düello teklifini yineleyen Baykal, "Bana diyor ki; 'sana eskort verelim, sen de gel.' Benim bir yere gitmek için eskorta ihtiyacım yok. Ben Kahramanmaraş'a geldim, yanımda koruma ordusu, güvenlik güçlerinin çemberi yok, önümde panzer, arkamda asker yok. Ben normal bir vatandaşım, kimden korkacağım, kimden kaçacağım. Niye korkacağım, niye? Vatandaşa yalan söylemedim, vatandaşa ihanet etmedim, vatandaşı aldatmadım. Malını, mülkünü, parasını çalmadım. Yetim hakkı yemedim, haramı helali biliyorum, ne korkacağım? Bana eskort verecekmiş, al eskortun senin olsun. Bütün güvenlik güçlerini al etrafına dolaş. Benim ihtiyacım yok. Ben Kahramanmaraş'a anamın babamın evine gelir gibi geldim. Bana eskort teklif ediyor, ben de ona diyorum ki; gel sabah buluşalım, birlikte halk pazarına gidelim, elimize fileleri alalım evimizin alışverişini yapalım. Ankara'da normal bir Ankaralı gibi yaşıyorum. Ekmeğimi, gazetemi kendim alıyorum. Halkın arasında alnım açık, başım dik rahat yürüyorum. O koruma çemeberinin içinden, askerin içinden çık sen de gel beraber yürüyelim" dedi. CHP iktidarında Elbistan'ın özlediği il konumuna geleceğini ifade eden Baykal, "Elbistan il olacaktır bunu bilin" diye konuştu.