Cevap:Yaşadığımız şu toplumda gerçekten olmazsa
olmazlarından olan ve özellikle diyanet camiasında sendikaların önemi bir kez
daha ortaya konmuştur. Çünkü yıllarca bu memlekette kurumlar nezdinde ve
gerekse Diyanet işleri başkanlığı nezdinde kronik hale gelmiş olan sorunların
da çözümü noktasında sendikalar gerçekten üzerine düşen görevi yapmaya
çalışmıştır. Bu bağlamda sendika sivil
toplum örgütünden ziyade, gerek
Ülkemizde gerekse uluslar arası alanda horlanan hakir görülen zulme maruz kalan
kişilere karşı zalimlere karşı da yüreğini, mücadelesini ortaya koyan ve milli
manevi değerler noktasında mücadelesini ortaya koyan bir sivil toplum örgütü. Bütün kurumların kendine has bir misyonu
olduğu gibi sendikamızın da kendine has bir misyonu vardır. Bu misyonu şu şekilde ifade edebiliriz.Demokrasi ve özgürlük için mücadele eden
milli ve manevi değerlere sahip çıkan çalışanların sosyal ve özlük haklarını
iyileştirilmesi için mücadele eden zalime karşı boyun eğmeyen, direnen
özellikle kimsesizlere, gariplere sahip çıkmaya çalışan bir sivil toplum
örgütüdür. Memur-Sen'in gerek Ülkemizde
ve gerekse de uluslar arası alanda üstlendiği görev çok önem arz etmektedir. Yıllarca bu memleketi talan etmeye çalışan ve Anadolu'nun
toprağından yetişmemiş, sevdasından hamurundan yoğrulmamış insanlar bu
memleketi sahiplenmeye, idare etmeye çalışmışlar. Özellikle kendi emelleri doğrultusunda sürekli
karıştırmaya, yönetmeye çalıştılar.Darbe ve darbe zihniyeti, bazı
kurumları tetiklemeye çalıştılar.Bu
bağlamda işte memur -sen bağlı olan sendikalarla birlikte, özellikle diyanet-sen
le darbecilerin zemin oluşturmaması için gerektiğinde meydanlara inmiş basın
açıklamaları ve mitinglerle darbecilere fırsat vermemişlerdir. Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız ki, bu
memlekette bir darbeciler varsa, bir de darbe savarlar vardır ki, bizler sivil
toplum örgütleri olarak darbe savarlar olduk.Memleketin yükselmesi,refahı, ilerlemesi için özellikle toplumun huzur ve
saadeti için memur sen ve bağlı olan sendikaların taşıdığı misyona yakışır
duruş sergileyerek örnek mücadele ortaya koymuşuzdur.
Soru: Genel olarak memur sen'in ve diyanet sen in
hizmetleri nelerdir?
Cevap: Ankara'daki hizmetler takdire şayan
hizmetlerdir. Memur sen in özellikle
ülkemizdeki hizmetlerinden ziyade uluslar arası hizmetler ortaya konmuştur. Özellikle myanmar da ki, perişan ve kimsesiz
olan yetim kardeşlerimizi barındırma yönünde 300 kapasiteli bir yetimhane
inşaatı başlamıştır.Bunu tamamen memur-sen
e bağlı sendikalar yapmaktadır.Ankara
da diyanet sen olarak dışarıdan gelen kardeşlerimizin rahat bir şekilde işlerini
görmesi için anlaşmalı otellerle hizmet verilmektedir.
Soru: Diyanet işleri başkanlığımızın taşraya bakışı
sizce nasıl?
Cevap: Bu sorunuz için özellikle size teşekkür
ediyorum. Diyanetin taşraya bakışını
değerlendirdiğimizde taşrada görev yapan arkadaşlarımızın din görevlisi kardeşlerimizin,
Edirne den tutun da Hakkari ye kadar, Artvin'den tutun Muğla ve Denizli ye
kadar Ülkenin dört bir yanında hizmet etmeye ve bu insanlarımızın maneviyat
noktasındailerlemesi,yükselmesi, huzura
kavuşmasıaçısından din görevlisi
arkadaşlarımıza bakışı güzeldir. Özellikle biz diyanetten şunu istiyoruz ki,
diyanetin çıkarmış olduğu yönetmeliklerin mutlaka taşraya gönderildiği zaman
taşrada veya çıkacak olana yönetmeliğin mihrapta ve minberde görev yapan,
arkadaşlarımızın da değerli fikirlerini de alıp istişare şeklinde hareket
edildiği zaman sonuç itibari ile daha verimli olacağı ve bunun yanı sırada
taşrada görev yapan arkadaşlarımıza da değer verildiğinin göstergesi olur.
Soru: Diyanet'in son günlerde çıkarmış olduğu
genelge yani 24 saat camide kalma projesi nedir?
Cevap: Bu konuda Sayın Başkanımızın açıklamalarından
sonra sendikaların karşı çıkacağını kendileri de ifade etmişlerdi. Doğrusu da
bu zaten. Eğer bir din görevlisi arkadaşımız 24 saat camide kalacaksa bu
kalmanın karşılığında bir ücret ödenmesi lazım. Sendika olarak biz bunu
savunuyoruz. 24 saat zaten camide kalma da söz konusu değil. Sebebi de bu
arkadaşımızın cenazesine gitmesi, hastasına gitmesi, akrabasını ziyaret etmesi vesaire
işleriyle iştigal halinde olmasına söz konusu ama eğer mutlaka camilerde cemaati
mutlaka yoğun olan veya azda olsa camideki bazı saatlerin belirlenmesi ve zaten
o saatlerde de arkadaşlarım camilerde bulunuyorlar. Bu konuda herhangi bir
sıkıntı yok ama camiyi sürekli sabah namazından itibaren görevlide orada olmak
kaydıyla yatsı namazına kadar beklemesi söz konusu olacaksa bunun karşılığında
bir ücret ödenmesi gerekmektedir.
Soru: İl
müftülüğünün buna bakış açısı nasıl?
Cevap: Yıllarca bu husus tabi ki
özellikle taşrada ki bu nakil sınavları artık kangren haline gelmiş bir
sorundur. Biz başından beri savunduğumuz bir husus vardır ki din görevlisi
arkadaşlarımız yıllarca köylerde, kasabalarda, kentlerde görev yapıyorlar ve
uzun zaman gerek 20 yıl gerekse 25 yıl aynı yerde kalması söz konusu. Bu
arkadaşlarımız eğitim durumuna istinaden, hastalığa sağlığa istinaden, bir
mazeret söz konusu ama bir türlü şehir merkezine gelmesinde zor gözüküyor. Bu
konuda savunduğumuz husus şudur ki tıpkı milli eğitim müdürlerinde olduğu gibi
bir puanlama sisteminin gelmesi ve bu puanlama sistemine istinaden de puanı
tutan arkadaşlarımızın rahat bir şekilde şehir merkezine gelip görev yapması
hususunu biz savunmaktayız. Puanlama sistemi geldiği zaman bu sorun
kendiliğinden çözülmüş olacak diye düşünüyorum.
Soru: İl düzeyindeki
görev yapan din görevlilerinin sorunları nelerdir?
Öncelikle birinci sorun lojman
sorunu maalesef cemaatimiz camiye geldiği zaman namaz dışındaki vakitlerde de tabi
ki din görevli arkadaşımızı bulmak istiyor görüşmek istiyor. Herhangi bir
sorununu ona danışmak istiyor.Orada lojman
olmadığı için uzak yerde oturma zaruretinde kalıyorlar. Bu bakımda mutlaka
lojman sorununun da çözülmesi yönünde Diyanet İşleri Başkanlığımızın bu yönde
adım attığını biliyoruz. Doğu ve Güney Doğu'da bu tip projelerle lojman yaptığında
biliyoruz ama bu mutlaka bütün illere yayılması lazım. İkinci bir sorunda 2011
yılında burada elektriklerin özelleştirilmesinden sonra camilerden elektrik
paralarının alınması gerçekten de ciddi bir sıkıntıya sebebiyet verdi. Zaten
camilerde para toplama ayrı bir sıkıntı. Üstelikte buna paralel olarak da
elektrik paralarınızda camilerden karşılanması da bütün bir sıkıntı oluşturdu.
Camilerde ki elektrik paralarının alınmaması yönünde de çalışmalarımızı yaptık
ama şu anda nihai bir sonuç çıkmadı. Bu yönde de gerek il düzeyinde çalışma
gerekse diyanet genel merkezimizin de bu yönde çalışması devam ediyor inşallah
buda çözüme kavuşur. Diğer bir hususta çoğu camilerimizin tek görevli olması
hasebiyle arkadaşlarımız izine ayrıldıklarında kendi yerine her hangi bir vekil
bulma sıkıntısı söz konusu ve bu sıkıntının çözülmesi içinde mutlaka
camilerimizin çift görevli olması gerekiyor. Yani bir imam-hatip ve müezzin
kayyım şeklinde eğer 24 saat cami projesi uygulanacaksa öncelikli olarak bu
sorunun çözülmesi ve bütün camilerin çift görevli hale getirilmesi lazım.
Elhamdülillah Diyanet işleri Başkanlığımızın çalışmaları neticesinde her
yönüyle personel atanıyor fakat müezzin kayyım olarak da kâfi derecede atama
söz konusu değil. Bütün camilerin çift görevli olması içinde inşallah
çalışmalar devam etmektedir.
Soru: Diyanet akademisi kurulmalı mı?
Cevap: Atanan arkadaşlarımızın görevi layıkıyla ve
güzel bir şekilde, rahat bir şekilde yapabilmesi ve mesleki yönünden de işini
yapabilmesi için mutlaka Diyanet İşleri Başkanlığımızın bünyesinde Diyanet
akademisinin kurulması lazım. Atama
yapıldıktan sonra da bu arkadaşlarımızın gerekli hizmet için eğitim kursuna
alınıp daha sonra orada ki kazandığı tecrübesiyle, milli birikimiyle çok rahat
bir şekilde görevini ifa edecektir. Bu
bağlamda diyanet akademisinin kurulması gerekir.
Soru: Sendikal
faaliyetlerde İl merkezinde neler yapılıyor?
Cevap: Diyanet sen Kahramanmaraş
şubesi olarak yapmış olduğumuz faaliyetlere gelince bunları kısaca maddeler
halinde saymak gerekirse kurslara yönelik hizmetlerimiz söz konusu, masalar, sandalye, boya ihtiyacının karşılanması noktasında
gücümüz nispetinde bunları karşılamaya bu hizmetleri yapmaya çalışıyoruz. Dışarıdan gelen arkadaşlarımızın rahat bir
şekilde burada kalabilmelerini istihdam edebilmek içinde üç yerle yapılan
anlaşmalar neticesinde gelen misafirlerimizi orada yatırıyor ve %50 indirimle
onların orada kalmasını sağlıyoruz. Geçen yıl itibarı ile özellikle din görevlisi
arkadaşlarımızın imam hatip lisesine giden çocukları için öğrenci yurdu açmış
idik. Yaklaşık 10-15 tane öğrencimizi
orada barındırdık ve inşallah bu öğrenci evinin daha merkezde daha güzel bir
şekilde dizayn edilmiş bir şekliyle
inşallah bu öğrenci evimizi tekrar devam ettirmeye çalışacağız. Diğer bir hususta Diyanet Sen genel
merkezimizin Ankara'da almış olduğu binaya istinaden bizlerde burada Memur Sen
Kahramanmaraş il temsilciliğine bağlı olan sendikalarla birlikte iki tane daire
satın aldık ve şu anda düzenlemesi yapılıyor.İnşallah biter bitmez kendi yerimize geçmiş olacağız. Diğer bir hususta arkadaşlarımız düğünlerinde,
Allah korusun bir cenazesi olduğu
zamanlarda onlara katılmaya ve üzerimize
düşen görevi yapmaya çalışıyoruz. Her yıl arkadaşlarımıza birer promosyon yaparak
onları arkadaşlarımıza dağıtıyoruz.Özellikle
Suriye'den mülteci konumunda olup burada oturan Suriyeli kardeşlerimizin her
türlü ihtiyaçlarını karşılama noktasında da yardım kampanyası başlatmış
bulunuyoruz. Bunu da arkadaşlarımıza ilan ettik. Gerek din görevli arkadaşlarımızın gerekse de
toplumumuzun gösterdiği hassasiyet neticesinde gönderilen getirilen, kap kacak,
gıda, battaniye, giyim yardımı bunların hepsi Mağaralı camimizde toplanaraktan
dağıtımı söz konusu. Diğer bir
faaliyetimizde Mısır'daki kardeşlerimizi, toplumumuzu duyarlı bir hale getirmek
ve dikkatleri oraya çevirmek ve sürekli gündemde tutmak içinde Ulu camimizin önünde
diğer sendikalarla birlikte Adeviye nöbeti yaptık. Mısırlı kardeşlerimizin orada gerçekten vahim
bir durum söz konusu, oradaki kardeşlerimizin yanında bulunabilmek, onların
sıkıntılarını yardımcı olmak ve özellikle orada ki işlenen zulme dikkat çekmek
babında diğer sendikalarla birlikte bir hafta Adeviye Nöbeti adı altında programlar icra
ettik. Gerekse hafızlık gerekse de
hafızlık yarışmasında ve din görevlileri arkadaşlarımız arasında yarışmalarda
dereceye giren arkadaşlarımıza yavrularımıza çeşitli hediyeler takdim ettik.
BİR DEFAYA MAHSUS
HAC GÖREVİ
Soru: Hac görevini
yapamayan din gönüllüleri için ne düşünülüyor, nasıl yapacaklar?
Cevap: Diğer bir sıkıntı,
yıllarca Diyanet-Sen olarak savunduğumuz bir husus vardı ki hac konusu başlı
başına bir sıkıntı sebebine gelince o görevi icra eden yani din görevlisi
imamlığı ve müezzinliğini ve kuran kursu öğreticiliğini icra eden
arkadaşlarımızın bu şerefli kutsi görevi yapmakla birlikte mutlaka hac görevini
de ifa etmek için arkadaşlarımızın bir defaya mahsusta olsa hac görevini ifa
etme yönünde Diyanet sen'in böyle bir talebi söz konusu. Ama şu anda bu teklif
kabul görmedi sınavla yapılıyor ama biz bu sınavı tamamen ortadan kaldırılır ve
arkadaşlarımızın bir defaya mahsusta olsa gitmeleri yönünde bir yönetmelikle bu
işin çözüme kavuşturulması gerekiyor.
Soru: İki yıllık ilahiyat ön lisans bitiren
arkadaşlarımızın dikey geçişinde son durun ne?
Cevap: Bu arkadaşlarımız yoğun bir şekilde 3. ve 4.
sınıfları bitirebilmek için dikey geçiş sınavına girmesi gerekiyor. Ama biz
başından beri bu sınavın kaldırılıp sınavsız bir şekilde 3. ve 4. sınıfı da
bitirerekten 4 yıllık bir ilahiyat mezunu olmaları yönünde teklifimizi YÖK'e
sunduk. İnşallah hayırlı bir netice bekliyoruz. Çalışmalar devam ediyor.
Soru:Din görevlilerinin sendikalara bakışı ve güven
konusunda neler söylersiniz?
Cevap: Diyanet
camiasında sendikacılık yapmak çok zor bir durum. Hakikaten zor, nedenine gelince Diyanet bir
türlü sendikalaşmayı, örgütlenmeyi kabullenemedi. Hâlbuki yıllarca bu
memlekette siyasi görüşü ve dünya görüşü çok farklı olan insanlar birleşmeyi
sağlamışlar ve bu örgütleşme sayesinde çok önemli şeyler elde etmişlerdir. Çok
şeyler içinde mücadele ortaya koymuşlardır. Bu bağlamda sendikalar mutlaka
demokrasi için özgürlük için, mücadele için, hakların elde edilebilmesi için
mutlaka var olması gereken sivil toplum örgütleri uluslar arası alanda da
mutlaka sivil toplum örgütlerinin önemi mutlaka ortaya konulduğu içinde Diyanet
İşleri Başkanlığımızın da bu sendikaların var olması kimseyi rahatsız etmemesi
lazım. Çünkü hükümetle yapılan her türlü
görüşmelerde sivil toplum örgütleri buna öncülük yapmaktadır. Diyanet işleri başkanlığında çalışan her türlü
yetkili insanlar hükümetle gelip pazarlık yapmaya kanunlar zaten bu yetkiyi
vermiyor. Sendikaların yanlış algılanmaması
lazım geçmişte olduğu gibi sendika vuran, döken, sürekli muhalefet yapan,
kurumun aleyhine çalışan bir algı olarak düşünülmemesi lazım. Sendika sadece
maaşların iyileştirilmesi hususunda mücadeleler koymuyor ortaya, her konuda
ortaya koyuyor. Biz yeri geldiği zaman
Irak'lı Hasan Hüseyin oluyoruz, yeri geldiği zaman Gazzeli Mahmut oluyoruz,
yeri geldiği zaman da Mavi Marmara gemisinde zulme maruz kalan arkadaşlarımızın
yanında yer alıyoruz. Dolayısıyla milli
ve manevi değerler noktasında da mücadele ortaya koyan ve çatışmaktan yana
değil, sürekli istişareden yana olan, gerek personele gerekse de ülkemizin
yükselmesi, mutluluğu, refahı içinde mücadelesini ortaya koyan bir sivil toplum
örgütü.
SON ANKETLERLE BÖLMEK İSTİYORLAR
Soru: Diyanet içindeki
sendikalarda görevlileri böldüğü yönüyle yapılan anketler var bu anketlere
katılıyormusunuz?
Ben şu anda katılmıyorum, bölünme
söz konusu değil. Diyanet camiası büyük bir ailedir. Bu ailenin geneline
bakıldığında sendika vardır. Anketlerle
ne yapılmak istenilen bellidir, bölmek istiyorlar, bölünmemeliyiz diyorum. Her
kurumda olduğu gibi Diyanet camiasında da bütün personeli ve çalışan
arkadaşlarımızı bir çatı altında bir araya getirmek zordur. Demokrasi adına
özgürlük adına mutlaka çoğulculuk olacak, katılımlar olacak ama hizmet yolunda
çalışmasını ortaya koyacak. Kurumla kavgayı değil, kurumla istişare adına ne
yapılabilir, nasıl projeler çıkarılabilir bu konuda biz mücadelemizi ortaya
koyacağız.
Soru: Her sendikadan
ayrılan yeni bir sendika kuruyor, bu çoğalmayı bölünme olarak algılayabilir
miyiz?
Cevap: Biz buna sıcak bakmıyoruz,
her küsen her ayrılan, yani ayrımcılığa kesinlikle karşıyız ama bir şekilde
ferdi olarak herhangi bir sorundan dolayı sorunun çözülmemesi de yani kendi
sendikasına kızarak dan gidip farklı farklı sendika kurmasına da karşıyız.
Birlikte hareket etme adına bütünleşme adına, birlikte sorunları çözme adına
birlikte hareket etmek zorundayız. Eğer biz ayrılırsak, parça parça olursak
tabi ki bizim zihniyetimiz dışındaki insanlar bizlere hakim olmaya
çalışıyorlar, bu bağlamda inşallah bizler tek çatı altında bir araya gelmeyi
istiyoruz.