Medstar Hastaneler Grubu, Hematoloji ve Hücresel Tedaviler Koordinatörü Prof. Dr. İhsan Karadoğan, lenfomaların dünyada artış gösterdiğini belirterek, hastalığın yarısından fazlasında başlangıç tedavileriyle yüzde 70-80 oranında başarı sağladıklarını kaydetti.
Prof.Dr. Karadoğan, 15 Eylül Dünya Lenfoma Günü kapsamında, lenfoma hastalığı, teşhisi ve tedavisi hakkında bilgiler verdi.
Lenfomanın, lenfositlerin (beyaz kan hücresi ve bağışıklık sistemi tarafından hastalıklarla mücadele etmek için üretilir) oluşturduğu bir kanser tipi, kan kanserlerinin bir alt grubunu oluşturduğunu dile getiren Karadoğan, tüm kan kanserlerinin yarıya yakının lenfoma olarak ortaya çıktığını kaydetti.
Lenfomanın tek bir hastalık olmadığına değinen Karadoğan, yaklaşık 60’a yakın farklı lenfoma türü olduğunu belirterek, bunların her birinin klinik seyirleri, tedaviye cevapları ve beklenilen yaşam sürelerinin birbirinden farklı olduğunu belirtti.
Lenfomaların tüm dünyada artış gösterdiğini vurgulayan Karadoğan, “Bunun en önemli nedenlerinden biri lenfomaların bağışıklık sistemi ile yakın ilişkileri var. Bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar, organ nakilleri gibi birçok faktör lenfomalarda artışa yol açıyor. Ama lenfomaların iyi tarafı ise günümüzde tedavi başarısının en yüksek olduğu kanser grubudur” dedi.
“Tutunduğu organın hastalık belirtilerini gösterebiliyor”
Lenfomanın her hastalığı taklit edebildiğinin altını çizen Karadoğan, “Çünkü hastalık beyaz kan hücrelerinden kaynaklanıyor. Kan da vücudumuzun her yerinde var. O nedenle lenfomanın tutmayacağı hiçbir organ yok. Ama en sık görülen belirti ise lenf bezinde büyüme şeklinde kendini gösteriyor. Bu bezeler, boyunda, koltuk altında, kasıkta olabilir. Dışarıdan fark edilen yerlerde büyüyen kitle şeklinde kendini gösterebilir. Bu bölgeler dışında, göğüs kafesi içi, karın boşluğunda da bu bezelerden var, eğer burada büyüme olursa bunları dışarıdan algılamak mümkün değil. Göğüs kafesindeki büyüyen lenf bezinin basısı nedeniyle kendini, öksürük, nefes darlığı, göğüs ağrısı gibi gösterebilir. Karın bölgesinde lenf bezi büyürse kendini, karın ağrısı, ishal, kabızlık, çabuk doygunluk hissi gibi belirtileri olabiliyor. Lenfoma karaciğer ve dalağı da tutmayı seviyor. Bunlara bağlı bir takım bulgular karşımıza çıkıyor. Kansızlık, enfeksiyonlara yatkınlık önemli belirtileri. Lenfoma hangi organı tutmuşsa o organa ait tüm belirti ve bulguları gösterebiliyor” diye konuştu.
“Başlangıç tedavileriyle yüzde 70-80 başarı”
Lenf kanserinin tedavisinde başarılı olduklarını vurgulayan Karadoğan, “60-70 türü var, hepsi zaman zaman tedaviye iyi cevap vermeyebiliyor. Lenfomaların yarısından çoğunda yüzde 70-80 oranında başlangıç tedavilerle şifa elde etmek mümkün olabiliyor. Bazı özel tiplerde bu başarı yüzde 90’ları geçiyor.Kanserde tek tedavimiz kemoterapi değil. Onun yanında akıllı ilaçlar var. Bazı lenfoma tiplerinde ışın tedavisi başarı sağlıyor. Kemik iliği nakli sık uygulanan tedavisidir. Son 10 yılda lenfomalardaki tedavi başarısı artış gösterdi” ifadelerine yer verdi.
İlerleyen yaşla birlikte lenfomaların görülme sıklığının arttığını kaydeden Karadoğan, bazı alt tiplerin genç yaşlarda kendini gösterebildiğini vurguladı.