Yenişehir Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Engin Durmuş, micro sinüsektomi sistemi ile yapılan kıl dönmesi tedavisinin ağrısız ve yenilikçi bir uygulama olduğunu belirterek, "Klasik uygulamalara göre en büyük farkı sadece 5 dakika gibi kısa bir sürede ve ayakta ameliyatın yapılmasıdır. Ayakta yapılan bir yöntem olduğu için narkoz gerekmez, hastanın hastanede yatmasına gerek kalmaz" dedi.
Micro sinüsektomi sistemi ile yapılan kıl dönmesi tedavisiyle ilgili açıklama yapan Dr. Engin Durmuş, bu yöntemim ağrısız olduğunu söyledi. Bu yönteminin kıl dönmesi tedavisinde uygulanan bir ameliyat olduğunu kaydeden Durmuş, şu anda en yenilikçi uygulamalar arasında yer aldığını söyledi. Klasik uygulamalara göre tedavinin en büyük farkının sadece 5 dakika gibi kısa bir sürede ve ayakta yapılması olduğunu vurgulayan Durmuş, "Ayaktan yapmak demek yani ameliyathane ortamına gerek kalmadan yapılan tedavi demektir. Ayaktan yapılan bir yöntem olduğu için narkoz gerekmez. Genel anestezi yapılmadığı için hastanın tedavi sonrası hastanede yatmasına gerek yoktur. Mikro sinüsektominin başarılı olmasında en büyük etken tedavinin en küçük kesi ile yapılmasıdır. Bunun için mümkün oldukça kesi 1-2 santimetreye kadar düşürülmektedir. Klasik ameliyatlarda bu kesi oranı 10 ile 25 santimetre arasında olmaktadır. Kesi ne kadar büyük olursa yaşayacağınız ağrı, kanama, iltihap riski artmaktadır" diye konuştu.
"Tekrarlama riski yüzde 3 ile 5 gibi çok düşük ihtimal"
Son zamanlarda bu hastalığı ameliyatsız ya da lazerle tedavi ettiğini söyleyenlerin olduğuna dikkat çeken Durmuş, "Yapılan operasyon ile bir delik açarak cilt altında biriken kılları 10-30 dakika içerisinde azar azar çıkarıyorlar. Fakat kılları saran koruyucu zar çıkarılmadığı için tedavi sonrası tekrarlama riski yüzde 50 gibi yüksektir. Micro sinüsektomi uygulamasında ise cilt altında biriken kıllar onu saran zar ile çıkarılmaktadır. Bu nedenle tekrarlama riski yüzde 3 ile 5 gibi çok düşük bir ihtimaldir. Klasik ameliyatlarda hastanın en az 5-7 gün hastanede yatması gerekir. Bununla sınırlı kalmayıp, evinde 2-3 ay gibi bir süre istirahat etmeli ve bazı yöntemlerde yüzüstü yatması gerekir. Mikro sinüsektomi yöntemi ile hastanın sadece 10 dakika zaman ayırması yeterli olacaktır. Çünkü tedavi süresi sadece 5 dakika sürmekte olup, 15-20 dakika salonda dinlendikten sonra hastamızı kontrol ederek evine, işine, okuluna ya da tatile gönderiyoruz" ifadelerini kullandı.
"Hasta ameliyattan sonra 1 gün sonra banyo yapabilir"
Flap yöntemi ile yapılan ameliyatlarda 28-30 santimetre alanda kesi yapıldığını vurgulayan Durmuş, "Hasta en az 6 ay kalçası üzerine oturamaz ve iltihap problemine karşı günlük pansuman yapılması gerekir. Micro sinüsektomi ile tedavi olduğunuzda ise hiçbir şekilde pansumana gerek olmadığı gibi tedavi sonrası araç kullanarak evinize dönebilirsiniz. Klasik ameliyatların zor oluşu insanları ameliyatsız tedavi gibi bilimsel olmayan uygulamalara itse de körü körüne yapılan kristalize ve gümüş fenol tedavilerinde tekrarlama riski çok yüksektir. Çünkü tüm kılların çıkarıldığından emin olunmadığı gibi ayrıca kılları saran kapsül çıkarılmamaktadır. O nedenle ameliyatsız kıl dönmesi kelimelerinin güzelliğine kanmayın, kalıcı bir sonuca ulaşma imkanı yoktur. Klasik yöntemlerde doku hasarı büyük olması nedeniyle en az 15 gün şiddetli bir ağrı yaşarken, micro sinüsektomi ise ağrı kesici bile kullanmaya gerek olmayacak düzeyde bir ağrı hissedilir. Klasik yöntemlerde kesi büyük olması nedeniyle o bölgede oluşan kirli kanı emmesi için dren adı verilen vakum aleti takılmaktadır. Mikro sinüsektomi ise kirli kan oluşmayacağı için dren takmaya gerek yoktur. Diğer yöntemlerde çok ciddi ameliyat izi kalırken mikro sinüsektomi yönteminde ise cerrahi gizli dikiş yapılması nedeniyle neredeyse hiç iz kalmaz. Çünkü dikiş yapılan alan sadece 2 cm genişliğindedir. Yine klasik ameliyatlarda hastanın 15-20 gün banyo yapması yasaklanırken micro sinüsektomi için banyo oldukça faydalı olup, hastamıza 1 gün sonrası banyo yapmaya başlayabileceğini belirtiyoruz" şeklinde konuştu.