Uzman Doktor Recep Toprak, yaptığı açıklamada, baş ağrısının genellikle stres, yoğun çalışma temposu ve uykusuzluk gibi nedenlerden kaynaklandığını ancak beyin tümörü, beyin kanaması ve anevrizma gibi yaşamı tehdit eden hastalıkların ilk ve tek belirtisinin baş ağrısı olabileceğini belirtti.

Toprak, baş ağrısının şiddetinin artmasına hatta kronikleşmesine neden olan önemli bir faktörün kontrolsüz olarak kullanılan ağrı kesiciler olduğunu vurgulayarak, duygusal stres, iş yaşamında uzun süreli gerginlik ve strese maruz kalmak, düzensiz beslenmek, uykusuzluk gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyen alışkanlıkların da baş ağrısına neden olduğunu kaydetti.

"1 dakika içinde şiddetlenen baş ağrısına dikkat"

Toprak, günlük hayatı olumsuz etkileyen baş ağrısının genellikle ağrıya yol açan davranışların sona ermesi ile ortadan kalktığına dikkati çekerek, baş ağrısının hafife alınmaması gereken bir hastalık belirtisi de olabileceğine işaret etti.

Beyin tümörleri, beyin kanamaları ve anevrizmalar gibi kişinin yaşamını tehdit eden önemli hastalıkların bazen yalnızca baş ağrısı ile kendini gösterdiğini dile getiren Toprak, şöyle dedi:

"Kişi hayatında ilk kez ve yaklaşık 1 dakika içinde en yüksek şiddete ulaşan baş ağrısı yaşıyorsa beyin damar duvarlarındaki anomaliden kaynaklanan balonlaşma şeklinde tarif edilebilecek anevrizmaların yırtılması nedeniyle oluşan 'Subaraknoid Kanama' bazı hastalarca, 'başımın içinde bir şey patladı' şeklinde de ifade edilir. Şikayeti olmayan hastada ani ve şiddetli baş ağrısı ile birlikte bilinç değişiklikleri, uyku hali, bulantı, kusma, ışık hassasiyeti, epilepsi (sara) nöbetleri gözlenebilir. Bu durumdaki hastalar 24 saat içinde yaşamsal tehlike riskine karşı hemen hastaneye başvurmalıdır."

"Ağrı kesiciler bilinçli kullanılmalı"

Toprak, "Ağrı kesicilerin aşırı kullanımı ilaçların neden olduğu baş ağrısını ortaya çıkarır. Kişi genellikle bir tavsiye ile ya da iradesiyle güçlü ağrı kesiciler kullanarak ağrı eşiğini düşürür. İlaçların dozu ayarlanamadığı için baş ağrısı şiddetlenerek daha da kronik hale gelir" diye konuştu.

Ağrı kesiciler bazı ağrılarda geçici düzelme ya da ağrı şiddetinde azalma sağlayarak kişinin doktora başvurmasını, dolayısıyla tanı ve tedavinin gecikmesine neden olduğunu aktaran Toprak, "Ağrı kesiciler bilinçli kullanılmalı. Ağrı kesici kullanımı doktor kontrolünde ve takibinde uygulanması gereken bir tedavidir. Bazı durumlarda özellikle de ciddi hastalıkların neden olduğu baş ağrıları ağrı kesicilere yanıt vermemektedir" dedi.

"İleri yaşlarda oluşan baş ağrılarının nedeni araştırılmalı"

"Egzersiz, hapşırma veya ıkınma gibi kafa içi basıncının artmasına yol açan davranışlar sonrası baş ağrısı oluşumu, kafa içinde yer kaplayan bir oluşumu düşündürebilir. Beyin tümörleri ve anevrizmalar bu tip baş ağrısına neden olabilir. Aşırı kilolu kadınlarda daha sık gözlenen beyin omurilik sıvısı basıncının artmasına yol açan 'psodotümör serebri' (artan kafa içi basıncı) gibi hastalıklar da baş ağrısı ile kendini gösterebilir. Bu nedenle ileri yaşlarda oluşan baş ağrılarınınnedeni araştırılmalıdır" diyen Toprak, özellikle trafik kazalarında oluşan şiddetli kafa travmalarından sonra kafa kemiklerinde kırıklar, beyin dokusunda ya da beyin zarları arasında kanamalar oluşabileceğini dile getirdi.

Toprak, daha az sıklıkta beyin zarları arasında sızıntı şeklindeki kanamaların başlangıçta bulgu vermeyip travmadan günler, hatta aylar sonra baş ağrısı ve denge bozukluğu gibi şikayetlerle ortaya çıkabildiğini aktararak, şunları kaydetti:

"Menenjit beyni çevreleyen zarların iltihaplanması ile oluşur. Bu hastaların hemen tamamında giderek şiddeti artan baş ağrısı görülür. Baş ağrısı ile birlikte yüksek ateş, halsizlik, uyku hali olması durumunda mutlaka beynin enfeksiyondan etkilendiği akla getirilmelidir. Merkezi sinir sistemi enfeksiyonları da ölümcül olabilen ya da sakatlığa yol açabilen hastalıklardır. Temporal arterit, 50 yaş üstü bireyleri etkileyen tehlikeli bir hastalıktır. Orta veya şiddetli, gittikçe artan baş ağrısına; halsizlik, eklem ağrıları, görmede azalma, çiğnerken yorulma gibi semptomlar eşlik edebilir. Erken tedavi edilmemesi kalıcı görme kaybına ve beyin hasarına yol açabilir."