Kısa ailesinin 6 çocuğundan biri olan ve doğumu sırasında kordon dolanması nedeniyle ölü doğan Arife Kısa, hemşirelerin 5 dakika süren müdahalesiyle hayata döndürüldü ancak o sürede beynine oksijen gitmediği için bugün sorun yaşıyor. 10 yaşına geldiğinde rahatsızlığı ortaya çıkan Arife Kısa'nın zamanla halsizlik, aşırı yorgunluk gibi şikayetleri arttı. İlkokul ve liseyi bitirdikten sonra beyin saplarında daralma tesit edilen 20 yaşındaki Arife Kısa yürüyemez hale geldi. Yatağa mahkum olduğunu belirten Kısa, "Hastalık 10 yaşında başladı. Daha önce hayatımı çok etkilemiyordu. Son 2 yıldır liseyi bitirdikten sonra yürüyemiyorum. Destekli bile çok zor yürüyorum. Yürüyemiyorum bile" dedi. Tıp dilinde doktorların hastalığına Spinoserebeller Ataksi dediğini, beyin saplarında daralma olduğuna dikkat çeken Arife Kısa şöyle devam etti: "Doktorlar hastalığımın şu aşamada hiçbir tedavisi yok. Bende denge bozukluğu var. Ayağa kalktığım zaman dengemi sağlayamıyorum. Başım dönüyor gibi oluyor yere düşüyorum. Doktor bunun ailesel ya da doğusal olacağını söyledi. Doğum sırasında bebek kordonu benim boğazıma dolanmış bundan dolayı ben 5 dakika ölü gibi olmuşum. Beynime oksijen gitmemiş. Bugün yaşadıklarım bundan olsa gerek. Ama doktorlar kesin bir şey söylemiyor. Sorunumun beyincikte olduğunu söylüyorlar. Beyin saplarında daralma olduğunu söylüyorlar. Beynine oksijen gitmemiş diyorlar. 10 yaşından sonra sürekli doktora gittim ilaç verdiler belki geçer dediler ama geçmedi. Daha da ilerledi, artık yürüyemiyorum." Arife Kısa hastalığının geçmesi için kök hücre naklinin gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Kök hücre tek tedavi yöntemi. Bu tedavi yapılarken masada kalabilirim. Ama başka çarem yok. İnternet üzerinden araştırma yaptım. Bu kök hücre naklini iki tane doktor yapıyor. Maliyeti 25-30 bin YTL arasında. Ama ne bunu verecek paramız var ne de Sağlık Bakanlığı buna izin veriyor. Benim tek isteğim Bakanlığın bu nakle izin vermesidir. Benim yatalak olmaktan tek kurtuluş çarem kök hücre nakli. Ne olur buna izin versinler" diyerek gözyaşlarına boğuldu. Hayalinin okuyup hemşire olmak olduğunu belirten Arife Kısa olumsuzlukların üst üste geldiğini, kendisinin yatağa mahkum olmasından sonra daha fazla çalışan babasının 10 ay önce inşaatta çalışırken beyin kanaması geçirerek hayatını kaybettiğinin anlattı. Kısa, "Benim arkadaşlarımın hepsi iş sahibi oldu. Ben 20 yaşında bir genç kızım onlar çalışırken ben yatağa mahkum oldum. Babamın ölmesi beni çok sarstı. Ölüm hastalıktan daha çok etkiledi beni. Her şeyim yarım kaldı" diyerek gözyaşı döktü. Anne Ayşe Kısa ise, çok zor şartlar altında kızını okuttuğunu belirterek, "Kızımın okuması için yorulmaması için okul yakın olmasına rağmen servis kiraladık. Zorla ilköğretimi bitirdi, sağlık meslek lisesini kazandı. Mersin'de binbir güçlükle okulu bitirdi. Ama okulu bitirene kadar neler çekti. Ablası ve ben olmadığım zaman yerinden kalkamıyor. Hiçbir iş yapamıyor. Allah'tan bir tek isteğimiz var. O da kızımın iyileşmesi" dedi.