Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Füsun Yıldız, astıma karşı farkındalık artınca hastaların semptomları hissettikleri anda hekime başvurduklarını belirterek, buna bağlı tanı alma oranlarının da yükseldiğini söyledi.

Astımın ataklar halinde seyrettiğine dikkati çeken Yıldız, hastaların nefes darlığı, hırıltılı solunum, göğüste baskı hissi ve öksürük şikayetleriyle hekime başvurduğunu kaydetti.

Yıldız, ilk dönemlerde hastalık semptomlarının kendiliğinden geçebildiğini, ilerleyen dönemlerde hastaneye başvurulması gerektiğini dile getirerek, "Türkiye'de çocuklarda ve erişkinlerde görülme sıklığı farklılık göstermektedir. Dünyada da ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Dünyada 300 milyon astımlı var. Türkiye'de de yaklaşık 4 milyon. Yetişkinlerde yüzde 5-7, çocuklarda ise yüzde 12-13 görüldüğünü tahmin ediyoruz. Bölgeler arasında görülme farklılıkları da olmaktadır çünkü astıma neden olan çok değişik faktörler var. Çevresel faktörler de buna katkı sağlıyor" şeklinde konuştu.

"Kronik hastalıklarla ilgili farkındalığımız artıyor"

Türkiye'de astım görülme sıklığının Avrupa ülkeleriyle benzerlik gösterdiğini vurgulayan Yıldız, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde ise oranın yüzde 18-20'lerde olduğunu dile getirdi.

"Astıma karşı farkındalık artınca hastalar, semptomları hissettikleri anda hekime başvuruyor ve buna bağlı tanı alma oranları da artıyor" diyen Yıldız, "Özellikle son çalışmalar bunda çok önemli yer tutuyor. Dünyada ve Türkiye'de mayısın ilk haftası Dünya Astım Günü olarak gündeme geliyor. Bütün sene devam eden farkındalık çalışmaları yapılıyor. Bunun için Türk Toraks Derneği ciddi çalışmalar yapılıyor. Derneğin Sağlık Bakanlığıyla paydaş olduğu Kronik Hastalıklar Kontrol Program Projesi var. Bu kapsamda etkinlikler yapılıyor" ifadesini kullandı.

Her astımın alerjik olmadığına işaret eden Yıldız, hastalığı tetikleyici birden fazla faktör bulunduğunu söyledi.

 "Hastalığın en önemli konusu eğitimdir"

Yıldız, ilkbaharda bazı hastaların problem yaşadığını anlatarak, alerjik nezle ve astımın baharda mevsimsel duyarlılığı olanlarda yüksek oranda görüldüğünü vurguladı.

"Hasta tanısını ve yeterli eğitimi almış kişiler, zaten bu dönemden önce ilaç kullanarak semptomların hafif geçmesini sağlıyor" diyen Yıldız, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu da birçok açıdan hem hastaya hem de hekime olumlu katkı sağlıyor. Dernekler etkin çalışıyor. Hastalığın en önemli konusu eğitimdir. Eğitim, 'hastanın kendisini bilmesi, hastalığını tetikleyen faktörlerden uzak durması, tedavide kullanacağı yöntemleri bilmesi' demektir. Hastanıza bunları öğrettiyseniz 'tedavinin zaten yarısını halletmişsiniz' demektir. Astım, kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Hasta bilinçlenmişse, hekimin söylediği yöntemle ilaçlar kullanılıyorsa aslında 'tedavinin çoğu halledilmiş' demektir. Bu hastalar daha az atağa giriyor, buna bağlı hastane başvuruları azalıyor. Ekonomik maliyet azalıyor, hepsi birbirine bağlı. Yaşam kalitesi yüksek, sağlık harcamalarının azaldığı ülkeler ve mutlu insanlar ortaya çıkıyor."