Beynindeki hasar yüzünden vücudunun sağ eli ve sağ ayağını kullanamayan 20 yaşındaki Hande Aysal, azmiyle engelini yenerek, üniversiteli oldu.
Tolga Özel Eğitim Merkezindeki tedaviyle ayakta durabilen ve öz güvenini kazanan genç kız, tedavi sırasında stajını sürdürdü ve özel ders alıp üniversiteye hazırlandı. Mücadeleyi bırakmayan Hande, Yaşar Üniversitesi Lojistik Bölümü’nü kazandı.
İzmirli Hande Aysal, bebekliğinde geçirdiği bir beyin ameliyatı sonrasında bir engelli olarak yaşamını sürdürdü. Vücudunun sağ tarafı tutmayan Hande, hayattan hiç kopmadı. Fiziki tüm engellere rağmen Altay Ticaret Meslek Lisesi’ni başarıyla tamamlayan genç kızın hayalinde üniversite vardı. Bir yandan hafta iki gün Bayraklı’daki Tolga Özel Eğitim Kurumlarında fizik tedavi gören Hande, aynı zamanda staj yapıyor ve üniversiteye hazırlık özel dersleri alıyordu. Yoğun ve yorucu bir dönem geçiren genç kız, hiç bir zaman pes etmeyerek, çalışmalarını sürdürdü.
Fizik tedavi çalışmalarını yürüten Tolga Özel Eğitim Kurumlarında görev yapan Fizyoterapist Emrah Boztaş, Hande ile 2015 yılının Mayıs ayında tanıştıklarını, o günden bu güne uygulanan Fizyoterapinin Hande’nin hayatına büyük katkı sağladığını aktardı. Emrah Boztaş, "Hande daha önce 1-2 ay fizyoterapi görmeyi denemiş. Fakat bazı sebeplerle yarım bırakmış. Bir daha hiç fizik tedaviye gitmemiş. Gördüğü fizik tedavi sayesinde öz güveni yerine geldi. Artık sosyal hayatında başkasının yardımına ihtiyaç duymadan tüm işlerini yapabiliyor" dedi.
Öz güveni arttı
Boztaş, Hande’nin fizyoterapiden sonra öz güven sahibi olduğunu belirterek, "Hande fizyoterapiden sonra memurluk için sınava başvurdu. Bu sınavdan başarılı bir sonuç aldı. Üniversite için sınavlara girdi. Üniversitede istediği bölümü kazandı. Bunu çalışarak, tek başına yaptı" dedi. Boztaş, Hande’nin normal hayata dönmedeki azmine ve isteğine hayran kaldığını, fizyoterapiyi yarıda bırakabileceğini ama bırakmadığını ifade etti.
Uygulanan fizyoterapinin Hande’ye üniversiteye giriş sürecinde öz güven kazanmasını sağladığını söyleyen Boztaş, "Hande, başardıkça vizyon sahibi oldu. Şimdi girmek istediği bölümler ile önceki düşündüğü bölümler arasında çok büyük fark var. Daha önce istediği bölümde kendi kendine başarılı olup olamayacağını sorguluyordu. "Yapabilir miyim acaba?" diye düşünüyordu. Biz bunu aşmasını sağladık. Fiziksel durumundan çekinen, insanlara karşı sosyal bir bariyer oluşturmuş birisiydi. Ama şu an girdiği her ortamda öz güvenli şekilde kendini ifade edebilen biri. Daha da önemlisi; insanların Hande’ye, "Ne yapıyorsan, çok iyi oluyor. Duruşun, yürüyüşün daha sağlıklı görünüyor" demesi kendisine büyük fayda sağladı. Yaptığı işin meyvelerini toplamış oldu" diye konuştu.
"Geçirdiği nöbetleri egzersizle aştı"
"Hande’nin hayatını fiziksel rahatsızlığından çok daha fazla etkileyen şey nöbet geçirmesiydi" diyen Boztaş, "Düzenli egzersizin epileptik hastalarının nöbetlerini azalttığına dair makaleler var. Yaptığımız egzersizler sonucunda Hande’nin nöbetleri azaldı. Bu durumun sosyal hayatında yarattığı sıkıntıyı aşmış bulunuyoruz. Bu hem Hande için, hem de kurumumuz için muazzam bir başarı" dedi.
"Egzersizle psikolojik sorunları aştık"
Boztaş, Hande’yi daha iyi konuma getirirken egzersizin sağladığı olumlu psikolojik etkilerden yararlandıklarını açıkladı. Boztaş, "Hande potansiyelini gördükçe stresi azaldı ve gereksiz sıkıntılarından kurtuldu. Üniversiteye hazırlanırken çok yoğun bir süreç yaşadı. Sabah 8.00’den akşam 19.00’a kadar varan özel ders süreleri vardı. Bunun yanında bir de tedavi görünüyordu. Hande’nin durumu, egzersizin psikolojiyi nasıl olumlu etkilediğinin göstergesidir." şeklinde konuştu.
"Hande’yi bizden biri gibi gördük"
Hande’yi bu zor ve yoğun sürecinde kurum personeli olarak büyük destek verdiklerini ve ailelerinden biri olarak gördüklerini belirten Boztaş, "Hande’nin hastalığıyla ilgili ailesi dışında birilerinin yani ben değil tüm personelin onu bu şekilde desteklemesi büyük yarar sağladı. Hande’yi bizden biri gibi gördük. İnsanlar tarafından bir birey olarak kabullenmesi de onu olumlu yönde etkiledi. Buraya stresini atmak için geldiğini belirtmiş. Hande’nin böyle düşünmesi, bizim çok önemli bir iş başardığımızın göstergesidir" ifadelerini kullandı.
İstediği bölümü kazandı
Fizyoterapi gördüğü sırada hem okuluna, hem stajına, hem de üniversiteye hazırlık sürecini birlikte yürüten Hande Aysal, 1 buçuk yıl öncesine kadar bu başarıyı göstereceğinin aklına dahi gelemeyeceğini belirtti. Hande, "Ben sağ ayağımı kullanmadığım için kişisel ihtiyaçlarımı karşılayamıyordum. Örneğin, tırnaklarımı kesemiyordum. Haftada bir kuaföre gitmek zorunda kalıyordum. Terapi sırasında yürüyüş uzunluğum 100 metreden 200 metreye çıktı. Fizik tedavi ile bu zorlukların hepsini aştım. Ayakta duramıyordum. Tedavi sonrasında artık yaşlılara dahi yer verebilecek konuma geldim. 1. sınıfta ailem beni koleje gönderdi. Sosyal açıdan kolejde okumak çok sıkıntılıydı. Tolga Özel Eğitim Kurumlarıyla tanışalı 2 yıl oldu. Burası hayatımdaki bir çok şeyi olumlu yönde değiştirdi. Onların verdiği öz güvenle, hastaneye tek başıma gidip gelmeye başladım, üniversiteyi kazandım" dedi.
"İnsanlardan saklanıyordum"
Tedaviden önce insanlarla karşılaşmak istemediğini belirten Hande, tedaviden sonra rahatladığını ve bir çok korku ve endişesinden arındığını dile getirdi. Hande Aysal, "Hem okula gidiyor, hem staj yapıyor, hem üniversiteye hazırlanıyor, hem de fizik tedavi görüyordum. Oldukça yoğun bir tempom vardı. Tolga Özel Eğitim Kurumlarında kendimi çok rahat hissediyorum. Buradakilerin beni çok iyi anladığını düşünüyorum. Lojistik, geleceği iyi olan bir meslek. Kendimi bu bölümde geliştirebileceğimi düşünüyorum. Bu bölüme ilişkin endişelerim vardı. Yapacağımdan emin değildim. Ama fizik tedavi sürecinden sonra artık başarabileceğimi düşünüyorum" dedi.
"Tüm engellilere yardımcı olmaya hazırım"
"Engelli olarak hayata dair zaferler kazanmak gerçekten mucize gibi" diyen Hande Aysal şunları söyledi:
"Diğer engelliler için elimden gelen her şeyi yapabilirim. Eksiklerimiz olmasına rağmen güzel şeyler yapabiliyoruz. 2 yıl öncesine kadar evden dışarı adım atan biri değildim. Şu an içeriye girmek istemiyorum. Sürekli dışarıda ve hareket halinde olmak istiyorum. Bizim gibilerin mutlaka hayata karışması gerektiğini düşünüyorum. Sabır ve çaba her başarının anahtarı."