Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) verilerine göre, dünyada en fazla sezaryen ile doğum yapılan ülke konumunda yer alan Türkiye’de, uzmanlar doğum öncesi öğretilecek taktiklerin sezaryen rakamlarını düşüreceğini ve normal doğumun cesaretlendirilerek artırılacağını belirtti.

Türkiye’de sezaryenle doğum oranlarının her geçen gün artmasına karşılık Sağlık Bakanlığı da bu rakamları aşağıya çekmek için mücadele ederken, normal doğumda yapılacak tekniklerle sezaryen oranlarının düşürülebileceği dile getirildi. Sezaryen doğumu tavsiye etmediklerini belirten doğum koçu Gamze Oruç, "Türkiye şu anda sezaryen oranları açısından dünyada ilk ikide elbette bu istemediğimiz bir durum ve değiştirmek için bir şeyler de yapılıyor aslında ama en önemlisi aileden başlamak. Anne ve baba adaylarının doğumdan önce neler yapması gerektiklerini öğrenmeleri, bu konuda eğitim almaları, bilinçlenmeleri ve kendi doğumlarına sahip çıkmaları doğumlarını güzelleştirmenin anahtarı olacak ve sezaryen oranlarını azaltacaktır" dedi.

"Türkiye sezaryende ilk sıralarda"

Türkiye’nin sezaryen oranlarında dünyada ilk sıralarda yer aldığına işaret eden Gamze Oruç, "Doğum yapmış kadınların doğum hikayelerini dinlersek, kimisinin çok kötü ağrılı, korku dolu hikayesi olduğunu, kimisinin de çok rahat ve keyifli doğum yaptığını görüyoruz. Doğumun altında sadece fiziksel değil zihinsel ve psikolojik etmenler de yatıyor. Örneğin ne yapacağını bilemeyen zihin, doğum anında anneye ‘Bizim başımıza şu an bir şey geliyor, biz tehlike altındayız ve buradan kaçmalıyız’ diyor. Bu hisle baş edemeyen anne ise bu sefer doğumda yaşadığı fiziksel yoğunlukla baş edemez hale geliyor. Ya epidural gibi ilaç ağrı kesme yöntemlerine başvurmak zorunda kalıyor ya da sezaryene yöneliyor. Bu da bizim hiç istemediğimiz bir duruma yol açtı ve şu an Türkiye sezaryende dünyada ikinci sırada yer alıyor" diye konuştu.

Doğum anındaki korkuyla baş etme taktikleri

Sezaryen doğum oranlarını, ağrısız doğum yöntemlerinin kadınlara öğretilerek azalabileceğine işaret eden Gamze Oruç, doğum esnasında yaşanılan fiziksel hisle öğrenilecek yöntemlerle çok kolay bir biçimde baş edilebileceğini anlattı. Doğuma girmeden önce anne adayının doğuma dair tüm korkuları ve endişelerinden arınması gerektiğini vurgulayan Oruç, "Çünkü korku esnasında salgılanan hormonlar, doğum hormonlarını baskılar ve bu sebeple doğumunuz durabilir, yavaşlayabilir ya da çıkmaza girebilir. O yüzden doğum öncesi korkularınızdan arınmak, olmazsa olmaz. Bunun için de öncesinde doğum nedir, nasıl başlar, rahim nasıl çalışılır, bebek nasıl dünyaya gelir, bu sırada siz neler yapabilirsiniz, ağrıyla baş edebilmek için ne gibi yöntemler uygulayabilirsiniz bunların bilincindeyseniz o zaman zihninizde size engel olmak yerine tam tersine size destek olmaya başlar" dedi.

"Doğum nefestir, nefese odaklanırsanız ağrıyı hissetmezsiniz"

Doğum sırasında alınacak nefeslerle ilgili tekniklerin de ağrısız doğum için önemine değinen Oruç, "Doğum eşittir nefestir. Doğum sırasında kullanacağınız nefeslere hakim olmanız hem ağrıyla hem stresle baş etmenizi sağlar. Çünkü doğum sırasında sadece ağrı yaşamıyorsunuz bir de büyük bir stres altında olabilirsiniz. Doğru nefeslerle nefeslenmek bebeğin oksijenlenmesine, kalp atışlarının istediğimiz şekilde kalmasını, annenin heyecanlanmamasını, bu sayede adrenalin hormonunun istediğimiz seviyelerde kalmasını sağlar. Nefes aynı zamanda ritmik hareketlerle hafif hipnotik bir etkisi vardır. Nefese odaklanan anne artık ağrıyı düşünemez hale gelir, dikkati tamamen nefesine kayar. Bu da bir ağrıyla baş etme yöntemidir. Doğum sırasında yavaş, derin ve sakin nefesler almalarını istiyoruz. Elbette doğum dalgaları esnasında kullandıkları bazı nefes teknikleri var ama bunları öğrenmeleri artıdır. Ama öğrenemiyorlarsa bile yalnızca o anda mevcuttaki nefeslerine odaklanmak, bütün dikkatlerini nefeslerine getirmek ve nefesini yavaşlatmaya çalışmak da işe yaracaktır" diye konuştu.

Hem diyaframdan hem akciğerden tam nefes tekniği

Doğumda hem diyafram kaslarının hem de akciğerlerin kullanılarak tam nefes tekniğinin uygulandığını kaydeden Oruç, diyaframdan alınan nefesin önce karına, ardından akciğerler kullanılarak alınan nefesin göğse doldurulması ile nefes alınması gerektiğini ve nefes kapasitesinin de böylece artacağını dile getirdi.

Uyumadan önce kaslarınızı gevşetme yöntemi

Doğumda gevşemenin de çok önemli olduğunu dile getiren Oruç, anne adaylarının doğumdan önce sürekli gevşeme çalışmaları yapmalarını belirterek, "Yapabilecekleri en güzel şey uyumadan önce her gün yatağa yattıklarında, kontrollü bir şekilde bütün kaslarını yavaş yavaş gevşetmek olabilir. Tabandan tepeye kadar her bir küçük aks grubunuz fark etmek ve o anda ‘gergin mi’ diye kontrol etmek fayda sağlar, gerginse bırakacaksınız. Özellikle omuzlar, kaşlar, çene gibi günlük hayatta çok sıktığımız kasların sürekli kontrol ederek bırakılması gevşek ve rahat bir vücuda kavuşmanızı sağlayabilir" ifadelerini kullandı.

Doğum koçu Gamze Oruç, doğum esnasında anneye yapılacak masajın da annenin ağrı ya da korkularını azaltacağını vurguladı.

En büyük rol, babaların ‘yapabiliyorsun’ desteği

Doğumda olmazsa olmaz etkenlerden birinin doğum destekçileri olduğunu ve bu noktada babalara çok büyük görev düştüğünü ifade eden Oruç, şunları söyledi:

"Doğumdaki destek gerçekten olmazsa olmaz. Doğum yapan bir kadın, bir anda zihninin beta dalgalarını yani düşünen beynini kullanamaz hale gelir. Alfa dalgalarına geçer, biraz sarhoş gibi ya da çocuk gibi bir hale bürünür. O yüzden o anda destek inanılmaz önem kazanıyor. Bu anlamda benim gibi profesyonel destekçilerin ilaç dışı ağrı kesici teknikler üzerine eğitimleri var. Akupunktur basıları, bazı masajlar, aromaterapi yan konularda uzmanlıklarımız var. Ama eğer bir doğum destekçisine ulaşamıyorsa anne, yanındaki destekçisinin, eşinin yapabildiğini, her şeyin çok güzel gittiğini, her şeyin yolunda olduğunu hatırlatması bile anneye çok iyi gelecek. Bazen babalar ‘Ben ne yapabilirim ki onun için’ diyor, doğuma nasıl katkı sağlayacaklarını bilmiyor. Sadece orada durman ve ona dokunman yeter, ‘Yapabiliyorsun ve ikimiz birlikte harika gidiyoruz’ bunu duymak bile anneyi o anda inanılmaz rahatlatıyor."