Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Şeyda Atabay, göz kuruluğuna dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.
Halk arasında göz kuruluğu olarak bilinen hastalığın gözümüzde göz yaşı salgısının yetersiz olması veya kalitesiz olması olarak tanımlandığını anlatan Op. Dr. Şeyda Atabay, "Gözyaşı gözümüzün ön yüzeyini ıslatıp nemlendirerek korur ve daha net bir görüntü sağlamak için mutlak suretle yeterli ve kaliteli olmalıdır. Çeşitli nedenlerle gözyaşı salgısı azalabilir veya komponentlerinden biri bozulabilir. Bu sebeple gözde batma hissi, refleks olarak aşırı sulanma, ağrı, yanma ve görmede bulanıklık oluşturmaktadır" dedi.
Gözyaşı üretiminin iki şekilde olduğunu belirten Op. Dr. Atabay, "Birinci sistem sürekli olan gözyaşı salgı sistemidir. Burada gün içinde sürekli bir gözyaşı salgısı olmaktadır. Oluşan gözyaşı gözümüz ön kısmında bir gözyaşı filmi oluşturmaktadır. Bu tabaka 3 komponentten meydana gelir. Gözümüz ile göz kapaklarımız arasında kayganlaştırıcı bir tabaka görevi görürken gözün ön kısmını nemlendirir ve korur. Diğer üretim şekli ağladığımızda, gözümüze bir şey battığında refleks olarak oluşan yoğun gözyaşıdır" diye konuştu.
Romatizmal hastalıklar varlığında oluşan kuru göz hastalığı çok daha ağır seyretmekte"
Göz kuruluğu sebeplerinin sıklıkla ileri yaş ve kadın cinsiyet olduğunu dile getiren Op. Dr. Şeyda Atabay, "Diabet hastalığı yani şeker hastalığı bir diğer kuru göz hastalığı sebebidir. Menapoz gibi hormonal değişimler bu hastalığa neden olmaktadır. Uzun süreli kontakt lens kullanıcılarında, uyku düzeni bozuk olan kişilerde, uzun süreli bilgisayar ve telefon ekranı kullanan kişilerde, klimalı ortamlarda, sigaralı ortamlarda yoğun kalan kişilerde daha erken yaşlarda bile göz kuruluğu oluşabilmektedir. Ayrıca romatizmal hastalıklar varlığında oluşan kuru göz hastalığı çok daha ağır seyretmekte ve ekstra tedavilere ihtiyaç duyulmaktadır" ifadelerini kaydetti.
Göz kuruluğu varlığının birkaç testle anlaşılabildiğini söyleyen Op. Dr. Atabay, "Bunlar muayenehane şartlarında yapılabilen kolay testlerdir. Göz kuruluğu tanısı alan hastalarımıza öncelikle suni gözyaşı damlalarından reçete etmekteyiz. Hastalığın ağırlığına bağlı olarak ilaçlarımız daha güçlü olabilmektedir. Bazı durumlarda hastanın kendi kanından elde ettiğimiz serumlar ile hazırladığımız bir damla tedavisi uygulamamız olabilmektedir. Çok ileri vakalarda girişimsel müdahaleler uygulanabilmekteyiz" dedi.