Yaz mevsiminin kendini iyice hissettirdiği ve güneşin etkisini çok fazla göstermeye başladığı son günlerde, Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Dermotoloji Bölüm Doktoru Prof. Dr. Murat Durdu özellikle öğle saatlerinde güneş ışınlarına maruz kalmanın çok riskli olduğunu söyledi. 
Antibiyotikler, tansiyon veya ağrı kesici ilaçların güneşe duyarlılığı artırdığını ifade eden Prof. Dr. Murat Durdu, "Hem ağızdan alınan ilaçlar hem de sürülen krem veya losyonlar güneşe hassasiyet oluşturabilir. Bu nedenle güneşe duyarlılık var ise mutlaka kullanılan ilaçlar kontrol edilmeli ve gerekirse kesilerek şikayetlerde azalma gözlenmelidir" diye konuştu. 
Güneşten korunmak için bazı hususlara dikkat etmek gerektiğini belirten Prof. Dr. Durdu, "Bilindiği gibi güneşte fazla kalınması özellikle açık tenli kişilerde yanıklara ve lekelere neden olur. Ancak, bazı insanlar güneşe birkaç dakika bile çıktığında ciltte uzun süre kalmış gibi kızarıklık, leke ve su toplamalarına neden olur. Bu hastalıkların bazıları genetik yatkınlığa bağlı gelişirken bazıları dış faktörler nedeniyle oluşur. Hastaların kullanmış olduğu bir ilaç güneş gören bölgelerde aşırı kızarıklık kaşıntıya neden olabilmektedir. Bazı güneş ile artan hastalıkların ise tam nedeni bilinmemektedir" dedi. 
Güneş hassasiyeti olanlarda en sık görülen deri bulgusu, özellikle yaz aylarında güneşin en fazla temas ettiği kol, yüz ve boyun bölgesinde kızarıklık, yanma ve kaşıntılar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Murat Durdu sözlerini şöyle sürdürdü: 
"Bu yakınmalar uzun süre devam ettiğinde o bölgelere damar genişlemesi ve lekelere neden olur. Oluşan bu lekeler kahverengi veya beyaz renkte olabilir. Güneşe hassasiyet ile giden bazı hastalıklarda ise özel bir takım bulgular gelişebilir. Güneş hassasiyeti gelişen hastalarda temel tedavi güneşten kaçınmadır. Bununla birlikte mutlaka doktora görünmeleri gerekmektedir. Bunun dışında UVA hassasiyeti olan hastalarda pencereden geçen ışıktan ve solaryum cihazları, fotokopi makinesi ve kaplanmamış floresan lambalardan da kaçınılmalıdır. Hastalar güneşin etkili döneminde güneşe çıkmamalı, çıkacak ise öncesinde koruyucu krem kullanmalıdır. Bazı hastalarda güneşten koruyucu yanında çeşitli kremler ve kaşıntı hapları kullanılması gerekebilir. Dirençli hastalarda savunma sistemini baskılayan ilaçların kullanılabilir." 
Güneşe hassasiyeti olanların deri kanseri olma risklerinin olduğuna değinen Prof. Dr. Murat Durdu, "Bu durum hassasiyetin türüne göre değişiklik gösterebilir. Polimorf ışık erüpsiyonu dediğimiz güneş hassasiyeti olanlarda güneşe çıkınca aşırı kaşıntı ve su toplama olduğu için bu hastalar genellikle daha az güneşe maruz kalır ve deri kanseri riski düşüktür. Buna karşın kseroderma pigmentozum gibi bazı genetik hastalıklarda 50-100 kat artmış deri kanseri riski vardır. Normal insanlarda ileri yaşlarda deri kanseri gelişirken kseroderma pigmentozum hastalarında çocuk yaşlarda dahi deri kanseri gelişebilir" dedi.