Doğumsal bir göğüs kafesi hastalığı olan, kaburgaların içeri doğru büyümesinden kaynaklanan ve halk arasında kunduracı göğsü hastalığı olarak bilinen Pektus Ekskavatus hastalığı Kahramanmaraş'ta Nuss tekniği uygulanarak ameliyat edilmeye başlandı. Doğumundan itibaren kunduracı göğsü hastası olan ve göğsünde derin bir çukur bulunan 7 yaşındaki Cuma Kaya, Kahramanmaraş Devlet Hastanesi Göğüs Cerrahisi servisinde Nuss tekniği uygulanarak ameliyat edilerek sağlığına kavuştu. Ameliyatı gerçekleştiren Doğum Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Mahmut Tokur, Nuss yöntemini Türkiye'de İstanbul, Ankara ve İzmir'in ardından Kahramanmaraş'ta da uygulamaya başladıklarını söyledi. Daha önceki operasyonlarda açık cerrahi yöntemle bu ameliyatları gerçekleştirdiklerini ve yüzde 50 ila yüzde 70 başarı elde ettiklerini belirten Tokur, "Bu gencimizde, halk arasında kunduracı göğsü diye bilinen, göğüs kafesinin içeri doğru çökmesi şeklinde görülen bir hastalık saptandı. Bunun tedavisi olarak önceden açık cerrahi yöntemle orta hattın kesilmesiyle bir operasyon gerçekleştiriyorduk ve bu operasyonun başarısı yüzde 50 yüzde 70 arasında bir orandaydı. Bu, son derece kontrollü, hastanın hareketlerini uzun süre kısıtlayan bir yöntemdi. Şimdi kullandığımız yöntem, yaklaşık 10 yıllık bir süreç neticesinde Amerikalı değerli bir hocamız tarafından geliştirilmiş, 2000'li yılların sonuna doğru rutin kullanılmaya başlanmış. 2005'li yıllarda Avrupa'ya gelen bu yöntem, 2007 yıllarının sonlarına doğru Türkiye'de uygulanmaya başlanmıştır. Şu anda İstanbul, Ankara ve İzmir'deki büyük üniversitelerde değerli hocalarımız tarafından uygulanmaktadır. Biz de bu hastamızı bu yeni yöntemle yani endoskopik yöntemle, Nuss tekniğiyle opere ettik. Hastamızda da sonuç son derece başarılı oldu. Şu anda da görüldüğü gibi başarı oranımız yüzde 100 diyebiliriz. Hastamızın konforunda herhangi bir bozulma olmadı. Son derecede rahat bir operasyon gerçekleşti. İnşaallah bundan sonra da aynı yöntemle hastalarımızı tedavi etmeye devam edeceğiz" diye konuştu. Önceki gerçekleştirilen operasyon ve Nuss yöntemi arasındaki farkları sıralayan Tokur, "Daha önceden yapılan yöntemde, orta hattan bir kesi yapılıp içeriye doğru eğrilmiş olan kaburgalar çıkarılıyor ve oradaki iman tahtası dediğimiz, sternum dediğimiz kemik değişik şekillerde kırılarak yeni şekli verilmeye çalışılıyordu. Onun altına da yeni şekliyle kaynaması için kişner çivileri denilen metal sabitleyiciler konuluyordu. Hastayı 20 gün hatta bir ay civarında hastanede tutup gelişimini takip ediyorduk. 20 gün sonra eğer herhangi bir problem olmazsa o çivileri çekiyorduk. Yalnız çiviyi çektikten sonra ortalama yüzde 20-30 gibi bir şekil bozukluğu ortaya çıkıyordu. Bu ameliyattan sonra da hastaları ortalama 6 ay, bir yıl spor aktivitelerinden korumak gerekiyordu. Çünkü kırılma ihtimali ve alttaki kalp ve akciğere batma ihtimali yüksekti. Bu yeni yöntem hasta açısından son derece rahat, Ancak, operasyonu gerçekleştiren cerrah açısından biraz zor tabii. Öncelik, hastanın konforu olduğu için bu yöntemi seçiyoruz. Bu yeni yöntemle de kaburga çıkarma ya da kemiği yeniden şekillendirmek için kırma gibi işlemler yapılmıyor. Bir metal bar çelik kullanılıyor. Göğsün bir ucundan girilip kalbin önünden geçilerek karşıdan çıkılıp yeniden şekillendirilerek o çukurluk giderilmeye çalışılıyor. Hastayı 1-2 gün içerisinde taburcu etme imkanımız var ve sonuçları da son derece mükemmel" ifadelerini kullandı. Ameliyatın ardından göğsünde bulunan çukur giderilen Cuma ise 4 günlük gözlemin ardından taburcu edildi.