İzmir'de dünyaya gelen 25 yaşındaki Sönmez, lise eğitimini Aydın Adnan  MenderesAnadolu Lisesinde tamamladıktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ)  Makina Mühendisliği Bölümü'nden mezun oldu.

Üniversiteye başladığı ilk yıllarda karikatür sanatçısı olma hedefiyle  amatörce birçok dergiye çizimler yapan Sönmez, biyoloji ve tıbbi araştırmalara  ilgi duymaya başladı.

 Öğrenciliği süresince eğitim gördüğü üniversitede biyomühendislik  laboratuvarlarında gönüllü olarak çalışan Sönmez, Prof. Dr. LeventTrabzon'un  danışmanlığında ve arkadaşı Samir Jaber'in desteğiyle kandan kötü huylu kanser  hücrelerini ayırmakta kullanılabilecek bir mikro akışkan çip geliştirdi.

Sönmez'in bilimsel çalışması, İTÜ ARI Teknokent tarafından  düzenlenen ve 200'e yakın öğrencinin katıldığı yarışmada en iyi ikinci proje  seçildi.

Mezuniyeti sonrası ABD'ye giden Sönmez, Carnegie Mellon  Üniversitesinde biyomedikal mühendisliği alanında doktoraya başladı. İTÜ'de  kullandığı teknik prensipleri başka projelerde de hayata geçirmeyi başaran genç  bilim insanı, burada da kandaki kanser hücrelerinin belirlenmesine yönelik  bilimsel çalışmalara devam etti. Yaklaşık 2 yıl bu proje üzerinde çalışan Sönmez,  kanser hücrelerinin henüz herhangi bir organa sirayet etmeden kan dolaşımında  tespitine yönelik uygulamalarda kullanılacak cihaz geliştirmeyi başardı.

 Utku Mustafa Sönmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanserin,  vücudun belli bir bölgesindeki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalarak başka  organlara da sıçrayabildiğini, bu süreçte erken teşhisin çok önemli olduğunu  söyledi.

 Kanserli hücrelerin son teknolojik erken teşhis cihazlarla yapılan  taramalar sonucunda keşfedilse bile çoğunlukla geç kalındığı görüşünü savunan  Sönmez, "Bu noktada kanserin çok daha erken safhalarda teşhis edilmesini sağlamak  gerekiyor. Bunu yapabilmek için de geleneksel kanser teşhis yöntemlerinin dışına  çıkıp, kan dolaşımındaki kanser hücrelerini tespit edebilecek bir cihaz  geliştirdik." dedi.

 Cihazın altyapısını Türkiye'de oluşturdu

Sönmez, söz konusu hastalığın, oluştuğu dokudan bir diğerine büyük  ölçüde kan dolaşımıyla yayıldığını dile getirdi.

Kanserin başka bir organa giren kılcal damarlara ulaştığını ve buradan  damar dışına çıkarak bu bölgeyi işgal ettiğini anlatan Sönmez, şöyle konuştu:

"Kandaki bu kanser hücreleri bir şekilde tespit edilebilirse, hastalık  başka organlara yayılmadan tedaviye başlanabilir. İşte geliştirdiğimiz cihaz da  bu düşünceden ortaya çıktı. Cihaz, İTÜ Nanoteknoloji Merkezindeki temiz odalarda  üretilen özel geometrilere sahip mikro kanallardan oluşuyor. Bunlar saç telinden  küçük kanallar. Bu kadar küçük kanalla hücreleri çok daha yüksek bir isabetle  kontrol edebiliyoruz. Alınan 1-2 mililitre kan örneği cihazdaki mikro kanala  belli bir debide pompalanıyor. Kan örneğinde milyarlarca kan hücresinin yanında  eser miktarda metastatik kanser hücresi de bulunuyor. Kanser hücreleri kanda oran  olarak çok çok düşük seviyelerde. Bu oran 1/1 milyar kadar düşük bile olabilir.  Yani bu 1 milyar kan hücresini inceleyip içerisindeki 1 tane kanser hücresini  tespit etmeyi amaçlıyoruz. Bunu da mikro kanalın içerisinde oluşturduğumuz akış  kuvvetlerinden yararlanarak yapıyoruz."

 Ulusal patentini aldı

Mikro kanala aktarılan kanın cihaz çıkışında ikiye ayrıldığını  vurgulayan Sönmez, ayrıştırılan numunelerin daha sonra laboratuvarda biyolojik  testlere tabi tutularak kanserli hücrenin hangi organdan çıkıp dolaşıma  girdiğinin saptandığına işaret etti.

İncelenen kanser hücrelerinin tipinin de belirlendiğini anlatan  Sönmez, "Burada hangi tür tedavi uygulanırsa hastanın iyileşeceği ortaya çıkmış  oluyor. Cihazın ulusal patentini aldık. Yaklaşık 2 ay önce uluslararası patent  için başvurumuzu gerçekleştirdik. Şu anda 'patent pending' durumundayız.  Laboratuvar testleri daha ileri aşamada devam ediyor. Bunun devamında klinik  testlere başlayacağız." şeklinde konuştu.

Sönmez, halen test aşamasında olan cihazın nihai gelişimini tamamlayıp  uluslararası kullanım belgesini  aldıktan sonra ucuza üretilmek amacıyla "kullan  at" formuna da indirgenebileceğini sözlerine ekledi.