Oruç sırasında vücudumuzda şeker ile birlikte yağlar enerji kaynağı olarak kullanılıyor. Bu durum kilo kaybını ve kan kolesterol düzeylerinde azalmayı kolaylaştırıyor.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, birkaç günlük açlık sonrasında kanda, "Endorfin" adı verilen hormonun artması sonucu, oruç tutan kişinin kendini daha zinde ve iyi hissettiğini söylüyor.

Oruç tutmak, beslenme alışkanlıklarını düzenleme, kendi kendini kontrol ve disiplin imkanı sağlıyor. Ayrıca bu sayede midenin dinlendirilmesi sağlanıyor ve vücutta birikmiş toksinlerin atılması kolaylaşıyor.

Dünyada 1.6 milyar Müslüman yaşamaktadır (Dünya nüfusunun yüzde 23'ü). 13 Müslüman ülkede 12.243 diyabetli bireyin katıldığı EPİDİAR isimli diyabet ve ramazan çalışmasında tip 1 diyabetli hastaların yüzde 43'ünün, tip 2 diyabetli hastaların ise yüzde 79'unun ramazan ayında oruç tuttuğu görülüyor. Dünyada erişkin nüfusta ortalama diyabet görülme sıklığının yüzde 7 olduğu göz önüne alındığında 50 milyondan fazla diyabetli hastanın ramazanda oruç tuttuğu ortaya çıkıyor.

ŞEKER ÖLÇÜMÜ TEKRARLANMALI

Oruç tutmak isteyen diyabet hastalarının, orucun neden olduğu sağlık risklerini bilmeleri ve yapılması gerekenleri öğrenerek uygulamaları büyük önem taşıyor. Bu yüzden hastaların ramazan ayı öncesinde ve bu ay süresince doktorları ile yakın iletişim halinde olmaları gerekiyor. Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, ''Her tedavi planı kişiye özel olarak yapılmalıdır, Gün içinde hastanın doktoruyla irtibat halinde olarak, şeker ölçümünü sık gerçekleştirmesi çok önemlidir" diyor ve parmaktan şeker ölçümünün orucu bozmadığını söylüyor.

HAMİLELİKTE ORUÇ RİSKLİ

Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, " Hamilelik İslam dininde oruç için belirtilen muafiyetlerden biridir ve hem anne hem çocuk sağlığı açısından riskler taşıyabilir" diyor. Buna karşın pek çok hamile oruç tutmayı tercih ediyor. Hamilelikte oruç tutulmasının erken doğum riski taşıdığına ve bebeğin erişkin çağdaki boyunu ve kilosunu etkileyebileceğine dair veriler bulunuyor.

1) ORUÇ TUTMANIN ÇOK YÜKSEK RİSK YARATTIĞI DİYABETLİ HASTALAR

* Ramazandan önceki 3 ay içinde ciddi şeker düşüklüğü (hipoglisemi) yaşamış olanlar
* Tekrarlayan hipoglisemisi olan veya hipoglisemiyi fark edemeyen hastalar
* Şeker kontrolü kötü hastalar
* Tip 1 diyabetliler
* Son 3 ay içinde şeker yükselmesine bağlı koma gelişmiş hastalar
* Diyabetli gebe hastalar
* Diyabetli diyaliz hastaları

2) ORUÇ TUTMANIN YÜKSEK RİSK YARATTIĞI HASTALAR

* Orta derecede şeker yüksekliği olan hastalar (ortalama kan şekeri 150-300 mg/dl)
* Böbrek yetmezliği olan hastalar
* İleri evre büyük damar hastalığı olanlar (Koroner kalp hastalığı gibi)
* İnsülin kullanan hastalar
* Yaşlı ve düşkün hastalar


ORUÇ TUTAN DİYABET HASTASINI 4 ÖNEMLİ RİSK BEKLİYOR

* Hipoglisemi (Şeker Düşüklüğü): Ramazanda diyabet hastalarında şeker düşüklüğü görülme riski 7.5 kata varan oranlarda artış gösteriyor. Hipoglisemi, terleme, titreme, baş ağrısı, baş dönmesi ve sinirlilik tablolarının oluşumu hastayı bilinç kaybı sonrası komaya kadar götürebiliyor.

* Hiperglisemi (Şeker Yüksekliği): Ramazanda diyabet hastalarında hiperglisemi görülme riski 5 kat daha fazla oluyor. Hiperglisemik hastalarda kilo kaybı, susuzluk hissi, sık idrara çıkma, konsantrasyon güçlüğü ve baş ağrısı şikayetleri görülüyor.

* Dehidratasyon (Vücuttan aşırı sıvı kaybı): Dehidratasyon, oruç süresince sıvı alımının sınırlanmasından kaynaklanıyor.Dehidratasyon ile birlikte ağız kuruluğu, kas krampları, kan basıncında düşüklük, baş dönmesi, bayılma ile düşmeye bağlı olarak kırık ve yaralanmalar görülebiliyor.

* Tromboz (Kan pıhtılaşması): Özellikle dehidratasyon ile birlikte damarlarda pıhtılaşma ve tıkanıklık oluşabiliyor. Kan pıhtısı oluşan yerde ağrı, şişlik ve kızarıklık meydana geliyor.

ORUÇ TUTAN DİYABET HASTALARINA DOKTOR TAVSİYELERİ

* İftar ve sahur arasına en az bir ara öğün eklenilmeli
* Sıvı alımı artırılmalı
* Uyku düzenine dikkat edilmeli
* Aşırı fiziksel aktiviteden kaçınılmalı
* Özellikle iftara birkaç saat kala yapılan aşırı fiziksel aktivitenin hipoglisemiye neden olabileceği unutulmamalı

ORUÇ BOZMAYI GEREKTİREN DURUMLAR

* Hastanın kan şekerinin 60 mg/dl altına indiği durumlarda
* Özellikle insülin kullanan hastalarda orucun ilk saatlerinde kan şekerinin 70 mg/dl altına düşmesi halinde
* Kan şekeri 300 mg/dl'nin üzerine çıktığında diyabet hastalarının oruçlarını bozmaları gerekebilir.

İFTAR VE SAHUR SOFRASINDA BUNLARA DİKKAT EDİN

* İftar, sahur ve ara öğünlerde karbonhidrat ile yağdan zengin olan gıdaların fazla tüketiminden kaçınılmalıdır.
* İftar ve sahur arasına en az bir ara öğün eklenmelidir.
* Sahur öğünü kesinlikle atlanmamalıdır ve mümkün olduğunca orucun başlamasına yakın saatlerde yapılmalıdır.
* Sahurda emilimi ve sindirimi yavaş olan kompleks karbonhidratlar (sebzeler, kahverengi ekmekler, tahıllar, bulgur, baklagiller) ve lifli gıdalar (meyve, sebze, yulaf, baklagiller) tüketilmelidir.
* İftar ve sahur arasındaki sıvı tüketimi artırılmalıdır.

Kaynak: Habertürk