Memorial Sağlıklı Yaşam Merkezi Sorumlusu Uzm. Dr. Oben Duman, yeni projeleri ile kişinin özel doktoru gibi olduklarını belirterek, "Başvuru yapan tek bireyle konuşmak yerine, tüm aileyi ele alıp, sağlıklı yaşam önerisini bu aileye yönelik yapıyoruz" dedi.
Antalya’da önemli projelere imza atan Memorial Antalya Hastanesi, kanser okulu projesinin ardından bu kez, sağlıklı yaşam merkezi projesini hayata geçirdi. Yaş farkı gözetmeksizin, yerli ve yabancı tüm vatandaşlara açık olan merkezde, sağlıklı ve zinde yaşamanın yanı sıra, varolan veya olabilecek hastalıkların erken tanımlanması ve tedavi süreci ile kişiden tüm aileye yönelik tedavi programı uygulanıyor.
Memorial Sağlıklı Yaşam Merkezi Sorumlusu Uzm. Dr. Oben Duman, merkezlerinde sadece sağlıklı yaşlanmanın değil, kişinin hangi hastalıklara yatkın olduğunu içeren geniş bir soy araştırması yaptıklarını vurguladı.
Toplumda belirli bir hastalığa yakalanan kişi ve ailesinin zaman zaman zor durumda kaldığını ve nereye başvuracağı konusunda belirsizlik yaşadığını aktaran Uzm. Dr. Duman, işte tamda bu noktada Memorial Sağlıklı Yaşam Merkezi’nin devreye girdiğini kaydetti.
"Yüzde 70’e varan azalma sağlayabiliriz"
Dünyada yaşam kaybına neden olan 3 ana grup hastalık olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Duman, "Bunlardan en önemlisi kalp damar hastalıkları, ikinci kanser, üçüncü grupta ise diyabet ve komplikasyonları yer alıyor. Bu üç ana hastalığın 4 ana temeli var. Sigara içmek, obezite, hareketsiz yaşam, diğeri de sağlıklı beslenmeme diyebiliriz. Olumsuz alışkanlıkları geriletebilirsek eğer, bu üç yaşam kaybına neden olan ana hastalıklarda yüzde 70’e varan bir azalma sağlayabiliriz. Bu çok büyük bir oran. Biz sağlıklı yaşam önerileri ve erken tanı ile sağlık açığını giderebileceğimizi biliyoruz. Amacımız yaşam kaybına neden olan bu üç ana hastalığı engelleyebilme, azaltabilmedir" dedi.
"Erken tanımlama"
Bir kişinin yaşam merkezlerine başvurduğu zaman ilk olarak soy ağacı analizi yaptıklarının altını çizen Uzm. Dr. Duman, "Geçmişte aileden gelen kalıtsal bir hastalık riskini araştırıyoruz. Kişinin yaşına, kilosuna, boyuna uygun analizler yapıyoruz. Sigara içiyor mu, obezite var mı, sağlıklı yaşayabiliyor mu, bir beslene problemi var mı bunları sorguluyoruz. Kan tahlilleri ve yaşına göre diğer tetkikleri yapıyoruz. Amacımız bir hastalığı engellemek, sihirli dokunuşla yoketmek değil, görülebilecek hastalıkları erken yakalayabilmektir" ifadelerini kullandı.
"Aileyi izliyoruz"
Hastalıkların belirlenmesinde check-up konusuna da değinen Uzm. Dr. Duman şu bilgileri paylaştı:
"Bir şikayetiniz yokken, doktora başvuruyorsanız size yaşınıza uygun bir chek-up paketi öneriliyor ya da şikayetinize yönelik bir chek-up paketi yönlendirmesi yapılıyor. Daha sonra çıkan sonuçları doktorunuzla görüşüyorsunuz. Sonuçlarda bir anormallik yoksa doktor sizin sağlıklı olduğunuzu söylüyor doğal olarak evinize gidiyorsunuz. Uzun süren çalışmalardan sonra gördüğümüz kadarıyla bize kanser tanısıyla başvuran kişilerin düzenli chek-up yaptıran kişiler arasında da gözüktüğü yönünde. Burada bir sorun var. Sorunda şu aslında, kişiye özel bir chek-up uygulaması değil yapılan. Biz kişiyi önce karşımıza alıyoruz. Kişinin kendi hatalıklarına, aileden gelen hastalık geçmişine yönelik bir sorgulama yapıyoruz. Bunun analizinin sonucunda alınan istatistikler tamamıyla kişisel oluyor. Biz sadece birey olarak kabul etmiyoruz çünkü birey mutlaka ailesiyle beraber genetik şekilleri belirleniyor. Ailesiyle beraber yaşadığı için ailesine de çok önem veriyoruz. Kişinin varsa eşi, anne babası veya çocukları biz tek başına bireyle konuşmak yerine bütün aileyi ele alıp, eğer sağlıklı yaşam önerisi yapacaksak bu aileye yönelik yapmayı hedefliyoruz. Aile hedefi bizim işimizin bir parçası."
"Sağlıklı yaşlanma"
Uzm. Dr. Duman şöyle konuştu: "Önlerindeki 10 yıl içerisinde diyabetin, kalp krizinin bir kişide olma ihtimalini ele alabiliyoruz. Bazı kanserler için önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde gelişme riskini hesaplayabiliyoruz. Demek oluyor ki kanser korkusu olanlar, ailesinde kanser olup, kendisinde de ileride kanser olabilir mi diye merak edenler ya da aileleri için sağlık kaygısı taşıyan kişiler ya da sağlıklı yaşamak isteyenler, ‘ben şu yaştayım ve sağlıklı yaşlanmak istiyorum ne yapmalıyım’ diye düşünen kişiler bize başvurmalılar."
"Hasta ile ilişiğimizi kesmiyoruz"
Sağlıklı yaşam merkezi projesinin Türkiye’de bir ilk olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Duman, "Dünyada da örnekleri çok sınırlı. Çok iyi bir ekibimiz var. Kanser konusunda çok iyi yetişmiş, donanımlı uzman arkadaşlarımız var. Eğer bir sorun görüyorsak, ilgili branş hekimleriyle diyalog halindeyiz. Kişinin sonuçlarında şu branşa gitmeniz gerekiyor diye gönderip orada ilişiği kesmiyoruz. Kişiyi sürekli takip ediyoruz. Var olan olumsuz alışkanlıklarını örneğin sigara içen bir kişiye mutlaka sigarayı bıraktırma konusunda destek oluyoruz. Gerek psikiyatri doktorumuzla, gerekse akupunktur olarak destek veriyoruz" dedi.
"Ekibimizle hazırız"
Obezitenin sigaradan sonra kansere yol açan en büyük nedenlerden biri olduğunu işaret eden Uzm. Dr. Duman, "O nedenle obeziteyi mutlaka düzeltmeyi hedefliyoruz. Kişinin sağlıklı yaşaması için olumsuz olan üçüncü alışkanlık hareketsiz yaşamak. Mutlaka sporu yaşamın merkezine sokmaya çalışıyoruz. Düzenli olarak haftada 2,5 saat spor bize yetiyor. Bahsettiğimiz spor yürüyüş değil, nabzı yükselten yani tüm vücudu devreye sokabilecek, bütün organları devreye sokabilecek ve sağlık olabileceği bir durum olmalı. Sağlıklı beslenme olmazsa olmazlarımızdan. Gece çalışan insanlar var, gündüz çok geç kahvaltı yapan insanlar var. Elbette ki herkesin beslenme alışkanlıkları bir değil. Biz biliyoruz ki ailede kalıtsal olan hastalıklar varsa bu kişilerin de özel olarak ilgilenip onlarla beraber bu profesyonel ekiple dokunulması gereken tetkikler ve yönlendirmeler var. O yüzden ekip olarak bu işe çok hazırız" ifadelerine yer verdi.