Özel Hayat Hastanesi Kadın ve Doğum Hastalıkları Bölüm Başkanı Doç. Dr. İbrahim Bildirici, "mongol" bebek ile ilgili dünyada ciddi gelişmelerin yaşandığını ifade ederek, yapılan çalışmalara rağmen 700-800 doğumdan birinin "mongol" bebek olduğunu kaydetti. Gebelik sırasında yapılan çeşitli tarama testleri ile bu riskin varlığının erken tespit edilebildiğini vurgulayan Bildirici, "Bunu gebeliği sonlandırabilir dönemde tanıma artık mümkün. Tarama testleri var. 11-14. haftada bu tarama testleri uzman kişiler tarafından yapıldığı takdirde bu sonuca rahatlıkla ulaşılabilir. Ancak bu testlerin rastgele yapılmaması gerekir. Bu konuda uzmanlaşmış kişilerin yapmasında fayda var diye düşünüyorum. Özellikle batı toplumlarında sadece bu konuyla ilgili uzman kişiler yetiştiriliyor. Bu dönem hala annenin gebeliğinin mahrem olduğu bir dönemdir. Kendileri söylemezse aile tarafından gebe olduğu bilinmeyebilir" diye konuştu. "Mongol" bebekte anne yaşının en büyük risk olduğunu belirten Bildirici, "Bizde de artık batı toplumları gibi ileri anne yaş gebeliklerinde bir artış söz konusu. Biliyoruz ki 'mongol' bebek riski anne yaşı artıkça direkt olarak artıyor. 25 yaşının altında gebe olan bir annenin 'mongol' bebek taşıma riski binde birin altında iken 35 yaşında 250'de bire, 40 yaşında ise 40'ta bire kadar çıkmaktadır. Dolayısıyla anne yaşı ile birlikte otomatik bir artış gösteriyor" dedi. Down sendromunun dünyada coğrafi sınır tanımadığını ifade eden Bildirici, şöyle konuştu: "Dünyanın hemen her yerinde 700-800 doğumdan bir tanesi 'mongol' bebek oluyor. Ülkemizde artık sanayileşme ile birlikte ileri yaş gebelikleri ile görülme riskleri artıyor. Örneğin; ABD'de aileler down sendromunu bildikleri halde yüzde 50'si gebeliğe devam ediyorlar. Bizim toplumumuz ise genelde gebeliği sonlandırma eğilimli." Yapılan testlerde, down sendromu riski tespit edilmesi halinde aile ile oturup konuşulduğunu anlatan Doç. Dr. Bildirici, "Aile ile oturup detaylı bilgi alış verişinde bulunuyoruz. Herşeyi anlatıyoruz. Daha sonra gebeliği sonlandırırlar mı, onu tartışıyoruz. Aile 'Biz bunu biliyoruz, kendimizi buna hazırlayacağız' derse buna da saygı duyuyoruz. Kendilerini psikolojik olarak hazırlıyorlar" diye konuştu. Her anne adayının yaşı ile ilgili "mongol" bebek riskinin olduğunu bilmesi gerektiğinin altını çizen Bildirici, "Bu risk ilerleyen yaş ile birlikte artıyor. Bunun dışında mongolizm ile ilgili bilgimizin artması gerekir. Mongolizmin bulguları nelerdir? Aileleri neler bekliyor? Bunların iyi bilinmesi gerekir diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.