Profesyonel Yaşam Koçu Ozan Haluk Aras, iş sahibi insanların işsizliği olarak tanımlanan ’bore-ot’ sendromunun iş verimini düşürdüğünü söyledi.
2007 yılında İsveçli iki bilim insanının bulduğu ve ‘tükenmişlik sendromunun ‘tersi olarak tanımlanan ‘bore-out sendromu’ hakkında bilgi veren Profesyonel Yaşam Koçu Ozan Haluk Aras, “Hem yaptığım işler bana az geliyor hem de mutlu ediyor ya da aslında bunun üzerinde iş yapabilirim diyenlerin sendromu bore-out. Örneğin mesainiz 8 saat ama siz toplamda 2 saat çalışıyorsunuz ve kalan süreyi verimli bir şekilde değerlendiremiyorsunuz. Belirli bir süre sonra da köreldiğinizi hissediyorsunuz. Mutsuzluk burada başlıyor. Dolayısıyla bu, yetkinliklerinin dışında iş verildiğini düşünen ve işsizlikten sıkılan iş sahiplerinin sendromu” diye konuştu.
İŞSİZLİK SIKINTISINDAN DOLAYI DİLE GETİRİLMİYOR
Sendromu yaşayanların, işsizliğin problem olduğu günümüzde, iş sahibi olmaktan dolayı sıkıntısını dile getiremediğini kaydeden Aras, “İnsanlar bu işsizlik arasında hiç çalışmadan maaş alıyorum demeye çekiniyorlar ve bunun ciddi bir rahatsızlık olduğunun farkında bile değiller. Ancak uzmanlar bunun orta ve uzun vadede uykusuzluğa ve beraberinde depresyona yol açtığını düşünüyor. İnsanlar, ‘Tamam burada böyleyim ama buradan ayrılırsam başka bir yerde ne yaparım’ düşüncesinden dolayı depresyona giriyor” dedi.
KAMU KURUMLARINDA ÇOK GÖRÜLÜYOR
Bore-out sendromunun daha çok kamu kurumlarında ve büyük şirketlerde yaşandığını belirten Aras, Türkiye’de yeni yeni kurumsal işletmelerde farkına varılan durumun, iş yerinde verimsizliğe ve çalışan sirkülasyonuna bağlı olarak nitelikli eleman yetiştirilmemesine neden olduğunu vurguladı.
İŞVEREN VE İNSAN KAYNAKLARI UYANIK OLMALI
Bore-out sendromu ile başa çıkma konusunda işveren ve insan kaynakları birimine önemli görevler düştüğünün altını çizen Aras, “Çalışanların işsizlik korkusunun, işte kaliteli ve verimli çalışmaktan daha az önemli olduğunu bilmeleri; firmaların da bu sendromun farkında olmaları gerekiyor. İşe alımlarda başvuru yapanların iş ile ilgili yetkinliklerinin iyi ölçülmesi gerekiyor. Çünkü insanlar işsizliğin verdiği korku ile o işi yapabileceğini düşünüyor. Ve departmanlarda çalışacak olan kişi sayısının da doğru ölçümlenmesi; o departmandaki iş yükü nedir, kaç çalışan olmalıdır gibi soruların sorulup yanıtların alınması gerekiyor. 5 kişilik yere 10 kişi alırsanız, istediğiniz kadar yetkin kişileri çalıştırın boş oturuyor insanlar. Böylece aslında daha başka bir birimde daha etkili çalışabilecek kişilerin bore-out sendromuna kapılmasına, belki de firma değiştirmesine kadar giden sonuçlar ortaya çıkabiliyor” ifadelerini kullandı.