Kovid-19 aşısı olmayanların sayısının beklenenden fazla olması nedeniyle çeşitli öneriler ortaya atılıyor. O kadar ki, bazı öneriler "yok artık" dedirtecek cinsten. Sabah Gazetesi Yazarı Yüksel Aytuğ bugünkü köşe yazısında akıl almaz sözlere imza attı. Aytuğ yazısında Aşı karşıtları, kapalı alanlara sokulmasın, toplu ulaşım kullanamasın. Eğer halkla yüz yüze iletişim kurdukları bir meslekleri varsa, çalışma izinleri, ehliyetleri, ruhsatları iptal edilsin. ifadelerini kullandı.

İşte Yüksel Aytuğ'un Sosyal Medyada Büyük Tepki Çeken O Yazısı:

Aşı karşıtlığını anlamıyorum. İşin en üzücü tarafı da, aşıyı reddedenlerin cahil değil, okumuş yazmış, nispeten entelektüel kesimden çıkması. Çoğunun bu karşıtlığı bilimsel bir temele dayanmıyor. Biraz sıra dışı, farklı görünme sevdası, çokça da anarşik bir ruh yapısının ürünü.

Oysa konu ciddi. Resmen ölüm kalım meselesi. Çünkü toplum bağışıklığı kazanabilmemiz için şimdilik aşıdan başka seçeneğimiz yok.

Neymiş efendim, aşıyla vücudumuza çip yerleştirip bizi izleyecek hatta yöneteceklermiş. Yahu zaten an be an izlenmiyor musunuz? Sıradan bir şehir insanı günde 500 kez güvenlik kameralarının kadrajına giriyor. Bilgisayarda bir ürüne tıklıyorsunuz, ondan sonra internete her girişinizde o ürün ve türevleri karşınıza dikiliyor. Telefonda arkadaşınıza yeni bir araba alacağınızdan söz ediyorsunuz, ardından telefonunuza bankaların otomobil kredileri düşmeye başlıyor. Yani zaten takiptesiniz. Size kimsenin çip filan zerketmesine gerek yok. Rahat olun... (!)

Ben aşı karşıtlığını 'açıkça hayatıma kast edilmesi' olarak yorumluyorum. Bu nedenle biraz sonra yazacaklarıma kimse alınıp, gücenmesin.

 Aşı karşıtları, kapalı alanlara sokulmasın, toplu ulaşım kullanamasın. Eğer halkla yüz yüze iletişim kurdukları bir meslekleri varsa, çalışma izinleri, ehliyetleri, ruhsatları iptal edilsin. (Şahsen ben aşı karşıtı bir spor hocasıyla çalışmak istemem ya da çocuğumu aşı karşıtı bir öğretmene teslim edemem)

 Aşı karşıtlarının seyahat özgürlükleri de kısıtlansın. Hepsi 'potansiyel virüs yayıcı' kabul edilsin.

 Aşı karşıtları virüs kaparlarsa, tedavileri bedava değil, ücretli olsun. Bir aşı karşıtının başkalarına virüs bulaştırdığı tespit edilirse 'Cinayete teşebbüsten' yargılansın.

 Aşı karşıtları özel işaret ya da simgeler (bileklik gibi) taşımak zorunda bırakılsınlar ki, insanların onlardan uzak durması mümkün olabilsin.

Bana kalsa, tıpkı vahşi hayvanlara yapıldığı gibi uzaktan atılan iğnelerle aşılanmalarını sağlardım ya, neyse...