Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İlahiyat Fakültesi Vakfı tarafından düzenlenen ‘Din İlimlerine Giriş Seminerlerinde bu hafta “İslam Düşüncesinde Ayrılıklar Şiilik, Sünnilik, Alevilik” konusu ele alındı. SAÜ Camii Külliyesi’nde düzenlenen seminere, SAÜ İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Araştırma Görevlisi Habip Kartaloğlu konuşmacı olarak katıldı.
İslam düşüncesinde ayrılığa sebep olan olaylardan bahseden Habip Kartaloğlu, “İslam düşüncesinde ayrılıklar dediğimiz şey Hz. Peygamber döneminden itibaren ortaya çıkıyor. Hz. Peygamberin vefatının yakın olduğu yıllar. Mezheplerin ortaya çıkışını belirleyen kalem-kırtas diye bir olay var. Hz. Peygamber diyor ki şu son anlarında bana bir kalem getirin de benden sonra ayrılığa düşmemeniz için bazı şeyleri yazdırayım diyor. Hz. Ömer de diyor ki efendimiz zaten hasta ne gerek var şimdi böyle bir şeye bize Allah’ın kitabı ve peygamberin sünneti yeter. Ve bu olaydan sonra da Şia diyor ki Hz. Peygamber kendisinden sonra Hz. Ali’nin lider olacağını bildirecekti ama Hz. Ömer yazdırmadı bunu. Bu olayla başlar mezheplerin farklılaşması ve ortaya çıkması” diye konuştu.
EMEVİ POLİTİKALARI
İslam düşüncesinde Emevi politikalarına dikkat çeken Kartaloğlu, “İslam düşüncesine bakmak istiyorsak bakmamız gereken ikinci husus da Emevi politikalarıdır. Emeviler ırkçıdır biliyorsunuz. Mevali denilen bir şey vardır. Mevali, Arap olmayan Müslümanlara denir. Küfe diye bir şehir de var Hz. Peygamber zamanında kurulan bir şehir. Ve yine biliyorsunuz ki at kıymetli bir binektir bu şehirde Arap olmayan bir Müslüman at binemez. Emeviler’in bir diğer politikası da Arap olmayan Müslümanlardan vergi alınmasıdır. Yani sizin Müslüman olmanız bizimle sizi aynı seviyeye getirmez tartışmasıdır” şeklinde konuştu. Şii İmamiye’nin dünya üzerinde ki yerinden bahseden Kartaloğlu, “İmamiye Ehli Sünnetten sonra İslam düşüncesindeki en önemli mezheptir. Bunun öneminden kastım şu, şu anda İslam dünyasında suni coğrafya dışındaki bir diğer blok İran düşüncesini oluşturan mezhebin adı İmamiye’dir. İmamiye Şia adı altında teşekkül etmiş fırkalardan birisidir. Şia adı altında teşekkül etmiş üç önemli fırka şunlardır, bir İmamiye, iki İsmailliye, üç Zeyyidiyye. İran’ın yüzde doksanı Şii İmami, Azerbaycan yüzde atmışı Şii İmami, Irak yüzde elli beşi Şii İmami, Bahreyn yüzde atmış beşi Şii İmami, daha da garibi Suudi Arabistan yüzde on beşi Şii İmami. İran, Azerbaycan ve körfez ülkeleri genellikle Şii ve Suni Mezhepten sonra en baskın olan mezhep Şii İmami’dir” dedi.
Şİİ’LİK ANLAŞILMADAN İRAN ANLAŞILMAZ
İran kültürü ve dini düşünce temeline değinen Arş. Gör. Habip Kartaloğlu, “İran’ın temel dini yapısını anlamak için, yani İran devletini anlamak için Şii’liğe bakılmalıdır. Şii’lik anlaşılmadan İran anlaşılmaz. Türkiye’de başkomutan kimdir cumhurbaşkanıdır. Ama İran’da öyle değildir. Başkomutan ve diğer birçok yetkiyle donatılmış olan Ali El Hameni, yani dini liderdir. Şunu da söyleyeyim İran’da İmam ibaresi önemlidir. Onlar için İmam kayıptır. Ve imam onlar için önemlidir. Şu anki İmam diye bilinen dini lider İmam adına hareket ettiği için devletin siyasi olarak da yapılanmasında en önemli aktördür. Yine İran’da sünnilikten farklı olarak toplum ikiye ayrılır. Biri müçtehitler diğeri mukallitler. Eğer mukallitseniz yani dini bilginiz yeterli değilse bir müçtehide yani dini bir şeyhe tabi olmanız lazımdır” şeklinde konuştu.