Elbistan Belediye Düğün Salonu'nda düzenlenen katılım töreninde bir konuşma yapan, AK Parti MKYK Üyesi ve Kahramanmaraş Milletvekili Adayı Mahir Ünal, “Bu ülkeyi sevenler, bu ülkenin derdi ile dertlenenler, bu ülkeyi büyütmek isteyenler ve bu ülkenin tarihini, medeniyetini, büyük mirasını ve gelecekteki kaderini bilenler, nerede olacaklarını da biliyorlar” dedi. Biz ayrısı gayrısı olmayan insanlarız: Katılım nedeniyle düzenlenen törende bir konuşma yapan AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Adayı Mahir Ünal, “Aslında katılım demek bana biraz hoş gelmiyor. Çünkü biz yola çıktığımızdan beri her zaman şunu söyledik. Biz aynı yolda yürüyen, aynı havayı teneffüs eden, aynı toprağı çiğneyen, ayrı gayrısı olmayan, dertleri ve sıkıntıları aynı olan, aynı şeylere üzülen, aynı şeyler için kaygılanan insanlarız” diye konuştu. Ünal, konuşmasının devamında, şunları söyledi: “Belki bu memleket için düşündüğümüz çözümler farklı olabilir. Ama derdimiz aynı, dolayısıyla bir dert ortaklığımız var. Çocukluğumdan beri bildiğim ve hatırladığım, her birinizin de çocukluğundan itibaren bu ülke için, bu şehir için hayal ettiği, gerçekleştirmek istediği güzel günler vardır. Ama bu güzel günleri gerçekleştirmeyi her birimiz kendi çözümlerimiz ile kendi yöntemlerimiz ile düşünmüş olabiliriz. Her ne kadar çözüm yöntemlerimiz farklı olsa da, derdimiz hep aynı olmuştur. Hamdolsun, 8,5 yıldan beri yaşadığımız bir şey var. O da şu; bu memleketi seven, bu memleketin derdi ile dertlenmiş, her gün bu sıkıntıyı kendi içinde yaşayan herkesle bir yerde yolumuz kesişiyor, bir araya geliyoruz, beraber oluyoruz. O yüzden ayrı gayrımız yok. Bu günde bir birliğin, beraberliğin, kucaklaşmanın günündeyiz. O yüzden kardeşlerime bu birliğe ve beraberliğe katkı sundukları için teşekkür ediyorum. Zaten birdik, beraberdik, derdimiz aynıydı, tasamız aynıydı. Sadece artık aynı yolda yürüyoruz ve bu ülkeyi sevenlerin yolu belli. Bu ülkeyi sevenler, bu ülkenin derdi ile dertlenenler, bu ülkeyi büyütmek isteyenler ve bu ülkenin tarihini, medeniyetini, büyük mirasını bilenler, nerede olacaklarını da biliyorlar.” Sorunlar, güçlü bir siyaset kurumu ile çözülür: Ünal, konuşmasının devamında, şunları kaydetti: “Şimdi benim 45 günden beri söylediğim bir şey var. Diyorum ki; biz siyaset yapmıyoruz. Biz sadece milletten aldığımız vekâletle, milletin bize verdiği vekâletle, milletin iradesini devlete ve siyaset kurumuna yansıtıyoruz. Milleten aldığımız bu vekâletle siyaset kurumunu çalıştırıyoruz. Çünkü bu milletin derdi sıkıntısı tek bir şeyle çözülür. Güçlü bir siyaset kurumu ile. Üzerinde hiçbir vesayet olmayan, milletin egemenliği üzerinde hiçbir egemenlik tanımayan, bu milletin evlatlarıyla bu iş ancak çözülür. Bu milletin evlatları siyaset kurumunu çalıştırarak, devlet bürokrasisine milletin iradesini yansıtarak, milletin menfaatine olan meseleleri, kendisine dert edinerek, bu milletin dertlerini sıkıntılarını çözer. Ve çözüyor da hamdolsun. Dolayısıyla siyaset yapmakla, siyaset kurumunu çalıştırmak çok başka şeyler. Siyasetçiler yıllarca bu ülkede, maalesef güçsüz, vesayet altında ezilmiş bir siyaset kurumunu çalıştıracak güçleri olmadığı için milletin derdinden, sıkıntısından, sorunlarından bu dertleri, sıkıntıları, sorunları kendileri öyle bir istismar ettiler ki; azıcık demokrasi tarihi okumuş, azıcık siyaset tarihi okumuş herkes bunu görür. Her şey sizin gözünüz önünde cereyan ediyor. Bununla ilgili benim altını çizerek anlattığım bir şey var. 1950 ile 60 arasında bu millet iktidar oldu. Zaten o 10 yıl milletin yüzünün biraz gülmeye başladığı yıllardır. Ama bu 10 yılın hesabını tam 42 yıl bu millete sordular. 1983'ten sonra yine milletin iktidarı, milletin iradesi sayesinde birazcık siyaset kurumuna yansımaya başladı. Ve yavaş yavaş bazı sıkıntılar çözülmeye başlandı. Birazcık milletin yüzünün gülmeye, Türkiye'nin derlenip toparlanmaya başladığı yıllardır. Türkiye biraz önünü görmeye başladı ve tabi bir ülke derlenip toparlanmaya başlarken, bir ülke ekonomisiyle, siyasetiyle ve diğer kurumları ile disiplin altına girmeye başlayınca, biraz sıkıntı olur haliyle. Ne yaptı, birisi çıktı bu sıkıntıyı kullanmaya başladı. Sorunlar elinizi taşın altına koymadan çözülür mü? Çözülmez. Bırakınız elinizi taşın altına koymayı, bazen dertleri sorunları çözmek için bedeninizi taşın altına koymanız gerekir. Ama ne yaptılar? Devlet yönetme ciddiyetinden uzak, siyaset sorumluluğundan uzak ve siyaseti sadece milletin ihtiyaçlarını ve sıkıntılarını istismar etmekten ibaret zannedenler, 1987, 88, 89 çıktılar Özal'ın karşısına, öyle bir istismar siyaseti yaptılar ki; ”˜bana 500 gün verin her şeyi çözeceğim' dedi birisi hatırlıyorsanız. Millet aç dedi, vatandaşın sokakta tencere, tavayla gezmesi için ellerine tencere tava verdiler. Kaşıkla tangır tangır, vatandaşın sıkıntısını istismar ederek, vatandaşı sokağa dökmek istediler. Yetmedi, ”˜o bir veriyorsa ben 5 veriyorum' dedi. Yetmedi, ”˜herkese 2 anahtar veriyoruz' dediler. Peki, ne oldu? Ekonomisiyle, sosyal yaşamı ile disipline olmaya başlayan, bir nizam intizam kazanmaya başlayan ülke, 1990 ile 2002 tam 12 yılını kaybetti. Hem de çok acı bir şekilde kaybetti.” Türkiye'nin önü açıldı: Ünal, Türkiye'nin 2002 yılından sonra toparlanmaya başladığını ve önünün açıldığını ifade ederek, “2002'ye geldiğimiz bankalarınız boşalmamış mıydı? Biz bugünkü Yunanistan'ın durumuna düşmemiş mi idik? Düşmüştük. Sonra tekrardan bu milletin evlatları iş başına geldi, tekrardan Türkiye derlenmeye, toparlanmaya başladı. Tekrardan son 8,5 yılda adeta, kıra kıra, engelleri taşları, yolumuza çıkarılan tuzakları kaldıra kaldıra bu günlere geldik. Ama hamdolsun tüm bunlara rağmen son 8,5 yılda Türkiye çok ciddi bir düzelme eğilimine girdi. O kadar iyi bir noktaya geldi ki Türkiye, küresel kriz İzlanda gibi, Portekiz gibi, komşumuz Yunanistan gibi ülkeleri batma noktasına getiren o kriz, Fransa, Almanya, İngiltere gibi ülkelerin ekonomisini sarsan o kriz, Türkiye'yi teğet geçti. Başbakan teğet geçti dediğinde dalga geçenler, sonra utandılar. Teğet geçtiğini sonra IMF ve Dünya Bankası başkanları da söyledi. Şimdi Türkiye bir toparlanma noktasına geldi. Türkiye'de her şey bir nizam ve intizama kavuşmaya başladı. Sağlıktan sosyal güvenceye varıncaya kadar, eğitimden ulaşıma varıncaya kadar Türkiye'nin önü açıldı, 2 gün sonrasını göremeyen Türkiye, 12 yıl sonrasını planlayan bir ülke haline geldi. Şimdi bu ülkenin önüne bir istikamet koydular. Türkiye'nin 2015'ini, 2019'unu ve 2023'ünü, kısa, orta ve uzun vadede planladılar. Bunu kim yaptı? Bunu evlatlarınız yaptı” dedi. AK Parti'ye katıldılar: Elbistan'da değişik partilere destek olan çeşitli ailelerden yaklaşık 600 kişi, AK Parti'ye katıldı. Katılım nedeniyle yapılan törende aileleri temsilen; MHP Elbistan Belediye Meclis Üyesi ve aynı zamanda Elbistan Tamirciler ve Demirciler Odası Başkanı Ali Ermez, Yılmaz ve Murat Sönmez, Ahmet Yıldırım, Cuma Ermez, Özdemir Ailesi adına Ahmet ve Mustafa Özdemir, Fatih Bölükbaşı ve Mehmet Sert'e rozetleri takıldı. AK Parti'ye katılanlar adına kısa bir konuşma yapan, MHP Elbistan Belediye Meclis Üyesi ve aynı zamanda Elbistan Tamirciler ve Demirciler Odası Başkanı Ali Ermez, “Mahir Ünal Bey Elbistan için büyük bir şanstır. Bizim de milletvekilimizin elini çok güçlendirmemiz lazım. Onun için ben ve bütün dava arkadaşlarım, esnaf arkadaşlarımla çok iyi çalışacağız ve Mahir Beyin elini çok güçlü yapacağız. Allah yolunu açık etsin” diye konuştu. Törene; Elbistan Belediye Başkanı Durmuş Küçük, AK Parti Elbistan İlçe Başkanı Yunus Kaan Kısaca, AK Parti İl Başkan Yardımcıları Mehmet Uğur Dilipak, Cüneyt Doğan, İl Yönetim Kurulu Üyeleri Emin Üçgöz, Yaşar Şerbetçi, Elbistan Gençlik Kolları Başkanı Ertuğrul Sönmez ve milletvekili aday adayları ile partililer katıldı.