Kılıçdaroğlu'nun Kahramanmaraş'ta Hafız Ali Efendi Meydanı'ndaki mitingi öncesinde CHP'nin İstanbul 3. Bölge milletvekili adayı da olan sanatçı Sabahat Akkiraz konser verdi. Kahramanmaraşlı halk ozanı Aşık Mahzuni Şerif'in türkülerini seslendiren Akkiraz'a, miting alanındaki binlerce CHP'li de eşlik etti. Daha sonra halka hitap eden Kılıçdaroğlu, "Ben siyasete atılırken söz verdim. Millete yalan söylemeyeceğim. Bu güzel coğrafyada hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek dedim. Bu güzel ülkede her şeyimiz var. Barış ve kardeşlik içinde yaşamalıyız. Maraş bunun en güzel örneklerinden biridir. Hem Fazıl'ı, hem Mahsuni'yi yetiştirmiştir. Onur duyuyoruz ikisiyle de. Siyasette inşallah kavgayı bırakacağız. Siyaset halka hizmet etme sanatıdır. Halka hizmet edeceğiz cebimize değil. Herkesi kucaklayacak herkese saygı duyacağız" dedi. Hiç kimseyi ötekileştirmeyeceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Benim inancım, ahlakım, siyaset ahlayışım, dünyaya bakışım şudur; insan düşüncesiyle, inancıyla Allah'ın yarattığı en değerli varlıktır ve benim başımın üstünde yeri vardır. Ben insanları doğu, batı, kuzey, güneyli diye ayırmam. Benim için yandaş yok, sadece vatandaş var" diye konuştu. Kahramanmaraş'taki oylarının az olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Az olmasının kabahati bizde, ayağınıza gelmedik, çayınızı içmedik, derdinizi dinlemedik. Ankara'da oturduk 'bize oy verin' dedik. Olmaz. Referandumda geldim, şimdi geldim, ayağınıza geldim. Sizi seviyorum, sizi her zaman yüceltmek benim boynumun borcudur. İnşallah 13 Haziran'da Maraş tarih yazacak. Ve Maraş inanıyorum ki 13 Haziran'da yeni bir tarih yazacak. Yazmalıyız artık, yurttaşı düşünmeliyiz. Geçmişi bir kenara bırakmalıyız. Hiç kimseyi kötülemiyorum, kim taşın üstüne taş koyduysa başımın tacıdır. İster bizim partiden olsun ister başka partiden" dedi. Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: "Size soracağım, çiftçiler hayatından memnun mu? Emekli hayatından memnun mu? Esnaf sanatkar hayatından memnun mu? Sınava giren çocuklar hayatından memnun mu? Anneler hayatından memnun mu? İşçisi, çiftçisi, memuru, emeklisi, gençlerimiz hayatından memnun değil. Bu düzende hayatından memnun olan kim? Alın terine değer vermeyip, tüyü bitmemiş yetimin hakkını hortumlayan bu düzende hayatından memnundur. Biz her yurttaşımıza her yurttaşımızın derdine çözüm üreteceğiz. Üretmek zorundayız. Kendimize yeni CHP diyoruz. Halkın sorunlarına kilitlenen CHP diyoruz. Halkın dertlerini dinleyen CHP diyoruz. Kadrolarımız yeni. İlk kez bir tek parti 38 tane kadını inşallah parlamentoya taşıyacaktır." Uçuk kaçık projelerle işinin olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Benim için o boğaz, bu boğaz önemli değil, vatandaşın boğazı önemli. Kadınların akşam mutfağında tencere kaynıyor mu, sevgiyle, hoşgörüyle çocuğunu okula gönderiyor mu? Benim derdim bu. Bu ülkede herkes mutlu mesut yaşasın, benim derdim bu. Bunun için dedik bu ülkede yoksulluk var. Samsun'da 2,5 yaşında Kübra açlıktan öldü. Diyarbakır'da bir anne çocuklarına yemek veremediği için intihar etti. Muğla'da dershane borcunu ödeyemediği için anne hapse girdi, çocuk gitti intihar etti. Hakkari'de okula gitmesi gereken çocuk çöpte kağıt toplarken kamyonun altında kaldı ve öldü. Denizli'de bir anne çocuğunu hastane bahçesine bıraktı ve bir not bıraktı çocuğuna bakamadığını söyleyerek bıraktı. Yunus'un gözlerinden öpüyorum. Yunuslar bu dramı yaşamasınlar diyorum. Ve şunun için diyorum ki kadın kardeşlerimize söylüyorum, annelerimize söylüyorum. Size seçme ve seçilme hakkını getiren CHP'dir. CHP bütün anaların, bütün kadınların evidir. Şimdi sizlere aile sigortası ile güvence getiriyoruz. Asgari ücretten az geliri olan her aileye ayda 600 TL para yatıracağız. Yoksulu namerde muhtaç etmeyeceğiz. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. CHP'ye oy versin vermesin iktidar olduğumuzda bunu yapacağız. Bu güzel ülkede hiç kimsenin yoksul muhtaç ve beklenti içinde olmasına izin vermeyeceğiz" şeklinde konuştu. "Bir sınavı yapamayan beceriksiz hükümet ülkeyi yönetebilir mi?" diye soran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Bende biliyorum yönetemez. Bu kadar işsizlik yolsuzluk varken bunlar kalkmışlar istikrar sürsün Türkiye büyüsün diyorlar. Hangi istikrar. Şimdi devletin resmi rakamlarını söylüyorum. 2002 yılında vatandaşların borcu 6 milyon 605 bin TL. Geliyorum 2010 yılına. 6 milyarlık borç 175 milyar TL'ye çıkmış. Hükümetin başındaki vatandaşa soruyorum. Benim rakam yanlışsa çık yanlış de doğruysa şu sorunun cevabını ver. Bu milleti niye bu kadar borçlandırdın yazık günah değil mi bu insanlara. Hangi istikrar. Bu kadar borcun olduğu yerde istikrar olur mu? O kendinin istikrarının sürmesini istiyor. Bakın tutuklu ve yükümlü sayısı 123 bine çıktı. Yatacak yer yoktu ne yaptılar? 49 hapishane yaptılar. 49 hapishane yerine 49 fabrika yapılsaydı gençlerimiz çalışsaydı, evlerine ekmek götürselerdi günah mı işlemiş olurduk. İşte istikrar sürsün dedikleri bu. Halk küçüldü, onlar büyüdü. O kadar büyüdeler ki firavunlaştılar. Gençlerin askerlik süresini önce 9, arkasından 6 aya indireceğiz dedik. Memleketi kim savunacak dediler. Peki kardeşim senin oğlun Burdur'da 21 gün valinin gözetiminde el bebek gül bebek askerlik yaparken memleketi kim savunacak diye aklına geldi mi? Kendi oğluna gelince ses yok, vatandaşın oğluna gelince memleketi kim savunacak. Maraş'tayız, yiğitlerin harman olduğu yerdeyiz. Vatan savunması gerekirse 9 ay değil, 9 yılda askerlik yaparız biz." Hükümetin pırlantada vergiyi sıfırladığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Kefen bezinde vergi var, pırlantada vergi yok. Buna Recep Bey'in düzeni denir. Halkın düzenini getirip Recep Bey'in düzenine son vereceğiz. Son günlerde sağolsun Başbakan nereye çıksa Kılıçdaroğlu böyle şöyle. Eleştirebilir başımın üstünde yeri var. Ama kendisine bir çağrı yaptım, buradan da yapacağım. Dünyanın her yerinde giderler televizyonlara çıkıp tartışırlar ve millet evinde seyreder, oyunu ona göre verir. Şimdi benimle ilgili çok şey söylüyor. Kendisine şunu söyledim. Devletin bütün arşivleri elinde, kaymakamlar, valiler, müsteşarlar senin elinde. İstediğin yerde istediğin kanalda istediğin gazetecilerle çıkalım tartışalım. İstediğini sor, millet doğruyu yanlışı görsün. Benim kameralara düşkünlüğüm yok. Ama senin başka bir düşkünlüğün var. Neleri seyrettiğini biliyoruz. Senin o merakını da biliyoruz. Ama şunu söylüyorum benimle ilgili düşüncen varsa, ben ustayım o çırak diyorsun. Madem öyle gel bakalım cesaretin varsa, yüreğin varsa gel bakalım. Ey Recep Tayyip Erdoğan kendine güveniyorsan gel karşıma çık. Kim usta kim çırak ben sana göstereceğim. Bende biliyorum karşıma çıkamaz. Çıkması için geçmişinin temiz olması lazım, kul hakkı yememesi lazım, mangal gibi yürek olması lazım. Onun kimyasını ezberini bozdum, onun için karşıma çıkmıyor" diye konuştu. İntiharların yüzde 40 arttığını, boşanmaların yüzde yüzün üzerinde olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Yazık günah değil mi? Ben huzurun adresi insana hizmet etmenin adresi olacağım. Ve size hizmet edeceğim. Gençler size özgürlük vaadediyorum. Demokrasiyi bütün ülke için vaadediyorum. Geçmişte vatandaşlarım farklı partilere oy verebilir ama farklı bir sürece giriyoruz. Bu ülkeyi cennet gibi yapmak için gayret göstereceğim. Toprak var mera var yaylalar var suyumuz var mı güneş var mı her şeyimiz var. Her şey varsa ithal kurbanlık koyun niye dışardan gelir. İşçimiz mi yok toprağımız mı yok suyumuz mu yok. Elin oğlu kazanacak olur mu bu. Size bir rakam vereyim. 1 yılda yurt dışından ithal ettiğimiz tarım ürünlerine 20 milyar dolar ödüyoruz. 20 milyar doların 5 milyar dolarını bizim çiftçimize ver Türkiye'yi değil Ortadoğu'yu besler. Ülkenin eksiği dürüst siyaset. Biz bunu yapacağız sizin için çalışacağız. Kahramanmaraş ayağa kalk ve gücünü göster. Yeni bir ulusal kurtuluş savaşı yeni bir bağımsızlık mücadelesi için hep beraber ayağa kalkalım." [URL=http://www.haber46.com/gallerydetails.asp?id=1143#]CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU: HİÇ KİMSEYİ KÖTÜLEMİYORUM, KİM TAŞIN ÜSTÜNE TAŞ KOYDUYSA BAŞIMIN TACIDIR. İSTER BİZİM PARTİDEN OLSUN İSTER BAŞKA PARTİDEN[/URL]