Şule Arıkan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kahramanmaraş İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısıyla, 12 Haziran'da yapılacak olan seçimlerde Milliyetçi Hareket Partisi'nden Kahramanmaraş Milletvekili aday adayı olduğunu açıkladı. Sözlerine "Değerli İl Başkanım, İlçe Başkanım, Kıymetli Basın Mensupları, Yüreği Türkiye sevdası ile çarpan çok kıymetli dava arkadaşlarım, Asenalar, ülkücüler hepiniz hoş geldiniz." diyerek başlayan Şule Arıkan "hepinizi Allah'ın Selamı ile selamlıyorum. Allah'ın selamı hepinizin üzerine olsun. Yolumuz, davamız, kutlu bir dava, niyetlerimiz halis, yardımcımız Allah”¦" dedi. "Bu seçimlerde de aday adayı olarak karşınıza çıkmış bulunuyorum. Yine davamız ve ülkemiz için var gücümle çalışmaya hazırım. Biliyorum ki sizler de birer aday gibi elinizden geleni yapacaksınız. Hepsi birbirinden değerli pırlanta gibi aday adayı arkadaşlarımızla ve tabanımızla bu seçimlerde olağanüstü bir gayret sarf ederek Milliyetçi Hareket'i iktidara taşıyacağız. " diyen Arıkan sözlerini şöyle sürdürdü. "AKP iktidarı, Türkiye'yi hızla bölünme sürecine sürüklemektedir. Şimdi başkanlık ve eyalet sisteminden bahsetmeye başlayanlar bunun zeminini 2002 yılında iktidara geldiklerinde hazırlamaya başlamışlardı. Ama bu emellerine nail olamayacaklar ve karşılarında yıkılmaz bir duvar olarak Milliyetçi Hareket Partisi'ni yani sizleri bulacakalrdır. Bir Habur'u nasıl unuturuz, Kuzey Irak'ı nasıl hatırlamayız? Sözde din üzerinden tabanda siyaset yapanlar, dini her fırsatta kullanan bu zihniyet yolsuzlukların hepsine göz yummuş, Irak'ta binlerce kadın ve kızlara tecavüz edilirken Müslüman kardeşi öldürülürken seslerini çıkartmamış, Mısır'daki ayaklanmalarda bir hafta sesini çıkartmayıp ABD ses çıkarınca tepki beyan etmiş. Halk adına orada demokrasi istemiş, gelen demokrasi ise askerin başa geçmesi olmuş. Ona neden ses çıkaramamış? 12 Eylül'ü yargılayacak olanlar! Referandumda evet diyenler hala bekliyor. Amerika'nın “Büyük Ortadoğu Projesi”ne adım adım gidiliyor. Plan işliyor. “Eş Başkan” Recep Tayyip Erdoğan. Mısır, Tunus, Cezayir, Yemen derken önceki gün Suriye'de katıldı aralarına. Libya kan gölü. Müslümanlar birbirini kırıyor. Libya'ya tepkisini net koyamadı. Şimdi Fransa ve İngiltere bombalamaya başladı. Müslüman edebiyatı yapılıyor. Yazık değil mi oradaki binlerce insana? Dava Arkadaşlarım. Türkiye'de yıllardır süregelen bir başörtüsü sorunu var. Bu başörtüsü sorununu Milliyetçi Hareket Partisi'nin verdiği desteğe rağmen neden kökten halletmediklerini AKP iktidarından sorunuz. Şimdi benim tabanımdan beni vurmaya çalışıyor. Kusura bakma. Ülkücü İrade bu oyunlara gelmez, gelmeyecektir. Israrla yanında ülkücü olduğunu iddia ettiği satılmış ve dönekleri taşıyarak kendince bizim tabana mesaj verdiğini sanıyor. Ülkücüler siz de benim kadar iyi biliyorsunuz ki ülkücünün eskisi yenisi olmaz. Ya ülkücüdür ya değildir. Bu bir gömlek midir ki eskidi diye çıkarasın? Bu onurlu bir duruştur, bir düşüncedir, bir davadır. Menfaatleri uğruna gitmiş, satılmış insanlar ülkücü olamaz. Gittikleri yer ülke menfaatlerini mi önde tutuyor yoksa Amerika'nın ve kendilerinin mi? Ülkücünün yeri önce “ülkem ve milletim” diyen Genel Başkan'ımız Dr. Devlet Bahçeli'nin liderliğindeki Milliyetçi Hareket Partisi'dir. Bu topraklarda yatan şehit öbür dünyada; “Size ben bu ülke için kanımı verdim, gazi bacağımı, kolumu, gözümü verdim, sen ne verdin”, dediğinde söyleyecek sözün olsun. Ben de gücüm yettiğince çalıştım, üzerimdeki vebali kaldırdım diyebilmelisin. Bu ülkenin, bu toprağın ve bu şehitlerin vebali hepinizin üzerindedir. Her karışında şehit kanı olan bu kutsal vatan, Lozan'da verilmeyen tavizler şimdi verilerek bölünme, parçalanma noktasına getirilmiştir. Yüreği vatan için çarpan herkes bundan sorumludur. Menfaatlerin ön plana çıktığı, yandaşçılığın, hukuksuzluğun, yolsuzluğun ve yoksulluğun Cumhuriyet Tarihi'nin hiçbir döneminde olmadığı kadar ayyuka çıktığı bu dönemde hepinize büyük sorumluluk düşmektedir. Demokrasi “Muhalefetin rahatça konuşabilmesidir.” demiştir ünlü bir devlet adamı. Ama haddiyse konuşsun. Silivri orada. AKP iktidarı toplumu korku ve sindirme politikası ve yapılamayacak vaatlerle yönetir olmuştur. Arkadaşlar. Bu seçim döneminde hepinizin sorumluluğu çok büyüktür. Bu bilinç ve ruh ile seçim çalışmalarını yürütmek zorundayız. Niyetimiz halis, davamız kutlu, yardımcımız Allah. Sözlerimi bu duygu ve düşüncelerle bitirirken hepinizi Allah'a emanet ediyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun."