Ofisinde basın toplantısı düzenleyen Torun, seçim kampanyası ve sonrasında centilmence, iktidar partisinin adayı olduğunu hissettirmeden, herhangi bir güce dayanmadan adaylık sürecini tamamladığını söyledi. Seçim kurullarına itirazın kanundan gelen bir yasal hakları olduğuna dikkat çeken Abdullah Torun, "Bize oy veren Adanalı seçmenlerimizin haklarının zayi olmaması için seçim kurullarına gerekli itirazlarımızı yaptık. Ancak ne hazindir ki muhalefet partilerinin temsilcileri Adana'mıza gelerek açıklamalarda bulundular. Onun için bu açıklamayı yapma gereği hissettim. Günlerdir tüm seçim kurullarına yanlarına kalabalık gruplar alarak giden ve baskı kuran maalesef kendileridir. Tehdit, şantaj, gözdağı gibi yöntemlerle oyların sayılmasını engellemeye çalışıyorlar. Bizim seçim kurullarımızdan talebimiz sadece oyların yeniden sayılmasıdır. Bunun hiç kimseyi rahatsız etmemesi gerekirken maalesef bu üslubu kullanıyorlar" diye konuştu.
Torun, 2009 seçimlerinde oyların çalınmasında gündeme gelen iki aktörün 30 Mart seçimlerinde de ortaya çıktığını savunarak, "Her zamanki gibi Aytaç Durak, daha sandıklar kapanı kapanmaz seçim sonuçlarını ilan ederek aslında nasıl bir seçim hilesi içinde olduğunu itiraf etmişti. Bu seçimde de aynısı oldu. Yine çok enteresandır ki o seçim hileleri gündeme geldiğinde Adanalı olamayan bir aktör olan MHP Milletvekili Faruk Bal, o zaman da gelerek seçim kurulları üzerinde baskı kurmuştur. O zaman bu kurullar üzerine çirkin kelimeler kullandı. O dönemin valisini ve emniyet müdürünü tehdit etmeye kalktı. Şimdi yine bu seçimde sayın Faruk Bal, peşine sayın Oktay Vural'ı da takmak suretiyle aynı yöntemle, üslup ve kelimelerle seçimleri oldu bittiye getirmeye çalışmaları hiç kimsenin dikkatinden kaçmıyor. Bugün sayın Hüseyin Çelik beyinde dediği gibi arkalarına kalabalıkları alarak tehdit ve şantaj üslubu kullananlar sadece bir şeyleri saklamaya çalışıyorlar. Biz partililerimize, taraftarlarımıza sükunet içerisinde evlerine gitmeleri, seçimleri izlemelerini tavsiye ettik. Biz yasal haklarımızı kullanarak yetkili kurumlara sadece müracaatta bulunduk" ifadelerini kullandı.
Abdullah Torun, bütün bu süreçte en dikkat çekici olayın CHP'nin oylarını korumaya çalışan CHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Yıldıray Arıkan'a kendi partisinin il başkanının karşı çıkmasının olduğu söyledi. CHP il başkanının, Oktay Vural ve Faruk Bal'ın üslubuyla saldırmasının Adana kamuoyunda gözlerden kaçmadığını ve bunun bir çıkar birliğine işaret ettiğinin altını çizen Torun, "Maalesef Adana'da kullanılan bütün kara propaganda unsurları birkaç saat sonra bir bakıyorsunuz ki CHP ve MHP sözcüleri tarafından sanki kendi partilerinin orijinal görüşleri gibi dile getirilmesidir. Bunları tüm Adana kamuoyu önünde bütün çıplaklığıyla ortadadır. Adanalı hemşerilerimiz ve tüm Türkiye bunu izlemektedir" dedi.
Torun, daha sonra şunları ifade etti:
"Asla ve asla ilçe seçim kurulları önlerine kalabalık gruplar toplama, herhangi bir tehdit oluşturma bizim tarzımız değildir. Biz her zamanki gibi ülkemizin birliğini savunan ve Adana'da huzur, birlik, beraberliğin olmasını savunan bir partinin temsilcileriyiz. Ama yasal haklarımızı aramak Adanalı seçmene karşı bizim bir görevimiz olduğu kanaatindeyim."