"Biz memleketimize sevdalı bir insanız. Kahramanmaraş Türkiye hinterlandının en önemli miğfer şehirlerinden bir tanesi. İktisadi, siyasi ve sosyal olarak Türkiye'nin çok önemli parametrelerinden biri. Maraş Türkiye'nin eğitim seviyesi en yüksek şehirlerinden biri" diyen Ak Parti Kahramanmaraş Milletvekili Aday Adayı Faruk Yıldız şunları söyledi:

"Türkiye'de vesayet rejimi Ak Parti döneminde kaldırıldı. Bu dönemde özellikle ülkesini seven, aydın gönül sahibi insanların siyasete girme zarureti var. Bu zarurete mütevellit katkıda bulunmak için aday adayı oldum.

Ak Parti milletin gönlünde bir partidir. Ak Parti ve Ak Parti kadrolarının, başta Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız sayın Davutoğlu'nun şu an mevcut olan Türkiye'yi getirdikleri nokta itibari ile, gerektiğinde Ak Partinin bir neferi, gerektiğinde Ak Partiye kurmay zekası ile buna katkıda bulunan, bunun içerisinde rol alan bir kardeşi olarak girmek arzusundayım.

Bugün sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye'yi getirdiği noktada, yüzde elli oy almasının temel kriteri bu.  Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Başbakanımız Davutoğlu halk ile gönül bağı kurdu. Dolayısı ile siyasetçi profili, farklı bir insan profili değil. Bugün İslam'da takva tabiri kullanılır, halk arasında takva çok Namaz kılan, çok oruç tutan olarak algılanır. Aslında takva ibadette derinleştikçe kendi acziyetinin farkına varabilmektir.Kendi acziyeti ile yüzleşmendir. Siyasetçi toplum tarafından seçildiğinde toplumdan izole olan değil, toplumun sorunları ile ilgilenen , toplumun sorunlarını dert edinendir. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız halk ile gönül bağı kuruyor. gittiği yerde doğal davranıyor, yapay ilişkiler içerisine girmiyor, Allahın murat ettiği ne varsa ona uygun davranıyor. Siyaset aslında terminolojik olarak devleti kamu yönetme sanatı olsa da, siyasetin aslında mahiyet itibari ile bizim içimize bugün günlük hayattaki pratize ettiğimizdeki virüs gibi algılanmasının sebebi şu: "Siyaset kişisel arzuların tatmin etme aracı değildir. Olmamalıdır.
Siyasetçi ateşten gömlek giymiş kişidir. Siyasetçi bu işin sorumluluğunu bilmelidir. Siyasetçi şahsi menfaati, çıkarı ve egosu için aday olmamalıdır. Dünyada makamların rütbelerin geçici olduğunu düşünüp, üç günlük dünyada ona göre davranmalıdır. Ölümün olduğu dünyada geçici bir süre halkı kandırsanız ne elde edersiniz? Oysa siz kendinizi din ve vatan uğrunda feda ederseniz hem bu dünyada insanların gönlünde karşılığını alırsınız, hem de öbür dünyada karşılığını alırsınız.
Şahsi mülahazalarla şahsi menfaat için siyaset ikame ettiğiniz zaman bizim insanımız yutmaz. Bizim insanımızın irfanı açıktır. İnsanımızın okumayan kesiminin bile irfanının daha açık olduğunu görürsünüz. 
Samimi, gayretli, hamiyetli gönüldaş, lider profilli, sadakatli, iffetli, şeciyeli insanların Ankara'ya gitme mecburiyeti var. 
Parti teşkilatlarımıza çok iş düşüyor. herkes aday olabilir ancak hem il hem bölge bazında teşkilatların dikkat etmesi gereken nokta, Ankara yerel vesayetten kurtulduğunda, küresel vesayet tehdidi ile karşı karşıya geldiğinde, hiçbirinin etkisinde kalmadan, etkisine girmeden ayakta durabilecek, bu milletin şeciyesinden, bu milletin kadim İslam tarihinden ilham alan, muhtemel sorunlara karşı hükümeti ile başbakanı ile, cumhurbaşkanı ile müttefik olabilecek, başka hiçbir unsurla duygusal bir bağa girmeden, hiçbir grubun adamı olmadan, bir cemaatin maslahatını değil, ümmetin maslahatını güdebilecek yetenekli, nitelikli, dirayetli kadroların Ankara'ya gitmesi yönündeki en önemli bir aşama bu. Biz buna bir namzetik. En iyisi değiliz. Ancak en iyi insanları göndermenin yolunu aramalıyız. Biz bunun olması için gayret gösteriyoruz.
Bugün Kadim İslam Medeniyetimizi özümsemiş insanlara ihtiyacı var. Bir kardeşiniz olarakta bu kadim medeniyetin sivil toplum kuruluşları ayağında uzun yıllar çalıştık. Buhranlar ve çözüm yolları üzerinde çalıştık. Bu seçimi tesadüfe bırakmadan bu milletin içerisinden en yetenekli kişilerin Ankara'ya gitmesi yönünde gayretin içerisindeyim. bu vazife bize deruhte edilirse, Cenabı Allah taktir ederse, kadim İslam geleneğimizden aldığımız ruhla çalışmalar yapacağız.
Eğer kısmet olurda seçilirsek, Kahramanmaraş'taki bir ferdin, bir grubun, bir sanayicinin, yapılması gereken ne işi varsa kanuni çerçevede yapacağız ve bir kardeşi olacağız. Telefonlarımız sürekli açık olacak ve numaramız değişmeyecek. Buradaki kardeşlerimizin yetenek ve projelerini Ankara'ya taşıyacak akademi projemiz var. Medeniyet akademisi. Bu akademimizin müfredatı da hazır. Bununla ilgili çalışmamızda var. Dolasıyla kişi bazlı değil, sistem bazlı çalışarak, Kahramanmaraş'ın sorunlarını sistematize ederek, bunu da sistemleştirerek Ankara'ya taşıyacak bir mekanizma üreteceğiz. Bir nefer gibi çalışacağız, Ve hemşerilerimizle her daim kardeş olacağız.